Prof. Dr. Sinsi
|
Mustafa'nın Doğumu Ve Ailenin Sonraki Yaşamı
Mustafa'nın doğumu ve Ailenin sonraki yaşamı
Mustafa Kemal (Atatürk) Atatürk'ün Doğduğu ev, Pembe Ev
Daha sonra Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında başlayacak olan ve o zaman kullanulan Rumi Takvim'in 1293 yılına denk gelmesi nedeniyle 93 Harbi olarak bilinecek olan Osmanlı-Rus savaşı 1877 yılında meydana gelecektir Osmanlı Padişahı II Abdülhamit döneminde meydana gelecek bu harp iki cephede meydana gelecekti Birisi Kafkasya Cephesi bir diğeri Tuna Cephesi Ali Rıza, savaşın patlak vermesiyle orduya çağrılır ve Selanik'te Asakir-i Milliye taburunda subay olarak görevini sürdürür Daha sonra savaşın bitmesiyle ordudan ayrılan Ali Rıza, Memuriyet hayatınada son vererek, memuriyeti boyunca edindiği tecrübe ve bölgenin kerestecilik ve odun-kömür ticaretinin büyük kazanç getirdiğine şahit olması nedeniyle kereste ticaretine atılır İşlerin yolunda gitmesi ve artık yaşanan acılardan da uzaklaşmanın verdiği istekle Aile Selanik'e geri dönecek ve artık yaşamlarını; Islahane semtinin Ahmet Subaşı Mahallesindeki, üç odalı ve üç katlı pembe renge sahip bir evde sürdüreceklerdi (Şu anki adresi; Apostolu Pavlu Cad Numara: 75, Aya Dimitriya Mahallesi şeklindedir)
- M
K Atatürk'ün kız kardeşi, Makbule Atadan'a göre Mustafa, Pembe Evde değil; babası Ali Rıza Efendi'nin ailesinin kaldığı Selanik, Yenikapı semtinde yer alan evde dünyaya gelmiştir
- O günkü Yunan Hükümeti'nin direktifi üzerine, Selanik belediyesi 1933 yılında Pembe Evi Atatürk'e hediye etmiş, Türkiye Cumhuriyeti 3
Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın isteği üzerine 1953 yılında ise müze haline getirilmiştir Pembe Ev ile ilgili bir diğer anektod ise şöyledi;
Selanik belediyesi'nin Pembe Evi hediye etmesinin ardından, Atatürk bu olaydan çok mutlu olmuş ve kız kardeş Makbule'ye durumu dile getirmiştir Makbule bunun üzerine şunları söylemiştir:
"Bilirsin ya ağabey, köşedeki pembe oda benim odamdı, yine bana ayrılsın "
Bu cevap Mustafa Kemal (Atatürk)'in çok hoşuna gitmiş ve fırsatını yakaladığı anlarda bu olayı büyük bir tebessüm ile dile getirirmiş
Ali Rıza burada Keresteci Cafer olarak tanınan Cafer Efendiyle ortaklık kuracak ve işleri yolunda giderek iyi kazançlar elde edeceklerdi Ali Rıza ve Zübeyde çiftinin 1881 yılın bir kış ayında; sarışın, mavi gözlü bir erkek çocuğu dünyaya gelecektir Dünyaya gelen bu küçük bebek Türk milletine ve Türkiye toprakları üzerinde yaşayan diğer topluluklar için adeta ALLAH'ın bir lütfu olarak üzerlerine doğacak; dünya'nın kaderini değiştirecek ve bir milletin kör talihini kırarak yok olmaktan kurtaracaktı Ten rengi, göz rengi ve saç rengini annesinden alan bu küçük oğlan daha sonra belirginleşecek surat çehresini babasından aldığı görülecektir İsmi Mustafa olacak olan bebeğin adını Babası Ali Rıza koymuştur Nedeni olarak, kendisi küçük yaşlarda iken beşikten düşerek hayatını kaybeden kardeşinin adı olmasıydı Çiftin dördüncü çocuğu olan Mustafa'dan sonra 1885 yılında Makbule isminde bir kız evlatları dünyaya gelecektir
Doğum tarihi hakkında
Mustafa Kemal (Atatürk) Atatürk'ün doğum tarihi net olarak bilinmemektedir Bilinen tek husus, Rumi 1296 yılı Fakat gün ve ay bilinmediğinden dolayı Miladi takvim'e (Gregoryen) göre 1880 yılımı yoksa 1881 yılımı kestirilememektedir Resmi kayıtlarda 1881 yılının 19 mayıs günü belirtilmiştir Aşşağıda 19 mayıs olarak belirtilmesinin nedeni ve tartışmalarına yer verilmiştir Ayrıca Doğum günü konusunda ortaya atılan iddialar ve çeşitli görüşler yer almaktadır Burada bahsi geçen yazısal döküman araştırmacı yazar Sayın Ahmet Akyol'dan alınmıştır İlgili sayfaya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz - 1296'nın Rumi mi, Hicri mi olduğuna dair bir işaret olmadığına göre, 7 Kanunusani 1329 ( 20 Ocak 1914) tarihli Doğum Tarihleri Hakkındaki Şûrayı Devlet Kararı'na göre, bunun Rumi sayılması gerekir
Osmanlı Devleti'nde 1840 tarihinden itibaren Hicri(Kameri) ve Mali (Rumi) takvim birlikte kullanılmaya başlamış,bu takvimlerle ilgili 28 Şubat 1917 ve 1 Ocak 1918 tarihlerinde ay ve gün kaydırılmak suretiyle yeni düzenlemeler yapılmıştı
26 Aralık 1925 tarihinde 698 sayılı yasayla da, Miladi Takvim kabul edildi
Bu takvimlerin her birinde yıl, ay ve gün farklılıkları vardır Dolayısıyla, basit mantık oyunları dışında, bu takvimler arasında karşılaştırma yapma, gerçekten zor ve karmaşık bir iştir
Rumi (Mali) 1296 yılı, kronolojik açıdan Miladi 13 Mart 1880'den 12 Mart 1881 tarihine kadar olan zaman dilimini kapsar Mustafa Kemal (Atatürk) Atatürk'ün doğum tarihini yıl olarak gösteren en eski belge, 1899 yılında, İstanbul'da, Mekteb-i Harbiye-i Şahane (Kara Harp Okulu)'ye girdiği tarihte, okulun "1315 Duhüllülere Mahsus Künye Defteri"ne düşülen nottur:
"Numarası 1283 Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Gümrük memurlarından müteveffa Ali Rıza Efendi'nin mahdumu (oğlu), uzun boylu, beyaz benizli Mustafa Kemal (Atatürk) Efendi Selanik 96 (1296)"
- Atatürk'ün, ilk TBMM kurulduktan sonra, Meclis'e verdiği Tercümeihal Fişi'nde de doğum tarihi 1296 olarak gösterilmiştir
O dönemde ailelerin önemli bir bölümü yeni bir çocuğun doğumunu aile reisinin bir Kur'an'ın boş bir tarafına veya o zamanki evlerin demirbaş kitaplarından olan Ahmediye veya Muhammediye ciltlerinin bir kenarına kaydetmeleri alışkanlığı vardı
Zübeyde Hanım, evdeki iki Kur'an-ı Kerim'den birine çocukların doğumlarının yazıldığını, fakat Ali Rıza Efendi ölünce, başucunda sadece bir Kur'an-ı Kerim olduğunu, onda da hiçbir yazının olmadığını, belki de Ali Rıza Efendi'nin kayıtlı Kur'an-ı Kerim'i, devam ettiği camideki hocalardan birine hediye etmiş olabileceğini, söylemişti
Bizzat Atatürk de, doğum tarihinin evlerindeki Kur'an-ı Kerim'de yazılı olduğunu, sonra bu Kur'an'ın kaybolduğunu, bu sebeple doğum gününü bilmediğini söylemişti Eskiden Resmi nüfus kütüklerinde, doğum tarihleri kaydedilirken, çoğu zaman sadece yılın yazılması, ay ve günün belirtilmemesi geleneği, cumhuriyetin ilk yıllarına kadar da sürmüştü Fakat bu durum karışıklıklara neden oluyordu Rumi 1296'dan Miladi takvime geçip, kesin doğum yılını belirleyebilmek için, doğum yapılan ayın, bazen de günün bilinmesi şarttır
Tarihçi ve Yazar Faik Reşit Unat ( 1899-1964), bu durumu öğrenebilmek maksadıyla, Selanik'e giderek Zübeyde Hanım'ın halen hayatta olan komşularıyla görüşmüştü Ancak, aldığı cevaplar çelişkiliydi Bazı komşularına göre Zübeyde Hanım, Mustafa'yı bir bahar mevsiminde, bazılarına göre zemheride ( ocak, şubat ayları) doğurmuştu Atatürk : "Annemden işittiğime göre, bir bahar mevsiminde doğmuşum"
Kardeşi Makbule Atadan'ın açıklaması daha değişikti; Annesinden duyduğuna göre, Atatürk fırtınalı bir gecede doğmuştu Atatürk'ün doğum yılı ile ilgili önemli bir belge, Atatürk soyadının kabulünden ( 24 Kasım 1934) sonra, Ankara Nüfus Müdürlüğü tarafından yeniden düzenlenen ve günümüzde aslı İstanbul- Şişli'deki Atatürk Müzesi'nde bulunan son nüfus hüviyet cüzdanıdır
Atatürk'ün sağlığında ve şüphesiz onun onayı alındıktan sonra düzenlenen bu nüfus hüviyet cüzdanında, doğum yılı 1881 olarak gösterilmiştir
Buna göre, 1881 yılı, Atatürk'ün de kabul ettiği tarihtir Atatürk'ün arkadaşlarından Ali Fuat Cebesoy der ki : "…Bazı biyografilerde 1880'de doğduğu ileri sürülürse de, 1881 doğumlu olduğu muhakkak gibidir Hiç unutmam Mütarekede İstanbul'da, bugünkü Atatürk Müzesi olan binada, bir akşam yemeğinden sonra, oturmuş, oradan buradan konuşuyorduk Rauf Orbay da orada idi Söz dönmüş dolaşmış yaş bahsine gelmişti "
" Fuat Paşa' demişti, Rauf Bey'le ben senin ağabeyin sayılırız Çünkü ikimiz de senden birer yaş büyüğüz"
"Benim doğum tarihim 1882'dir "
|