Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adem, damlaları, nur

Nur Damlaları (Adem A.S)

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nur Damlaları (Adem A.S)



Cinler insanoğlundan önce yaratıldı ve insanoğlundan önce dünyada Allah’ın (cc) halifesiydi

Cenab-ı Hak (cc) onları da insanlar gibi Zatını tanımaları, ibâdet ve tâatta bulunmaları için yaratmıştı

Fakat cinler bu işi gereği gibi yapamadılar Yaptıkları kötülük ve zulümler iyiliklerinin önüne geçti ve bu şerefli makamdan azledildiler

Yüce Allah (cc) cinlerin yerine geçecek Kendisi’ne halife olacak olan İnsanı yaratmayı murat etti Bu konuda dünyayı temsil eden meleğe:

“-Ben senin toprağından bir halk yaratacağım Onlardan bana itaat edenler olduğu gibi itaat etmeyenler, asi olanlar da bulunacaktır İtaat edenleri Cennetime koyacağım İsyan edenleri ise Cehenneme sokacağım buyurdu

Sonra da meleklerine:

“-Ben balçıktan bir İnsan yaratıp, Onu yeryüzünde Kendime halife kılacağım Yaratılışı tamamlanıp, tarafımdan bir nur verildikten, bir ruh üflendikten sonra sizler Ona secde ediniz Çünkü O sizlerden üstündür diye emretti (Sa’d 71-72) (Bakara 30)

Allah’ın (cc) bu kesin emri melekleri önce şaşırttı

Yeryüzünü cinlerin yerine kendilerinin mesken tutacaklarını, yurt edineceklerini, Allah’ın (cc) halifesi olacaklarını zannediyorlardı

Çünkü kendileri gece, gündüz ibâdet ve itaat halindeydiler Cinler gibi Cenab-ı Hakka (cc) isyan etmeleri söz konusu değildi Yeryüzünde Allah’ın (cc) halifeliğine kendilerini diğer yaratıklardan daha lâyık görüyorlardı

Cenab-ı Hak (cc) insanoğlunu Arzdan alınacak topraklardan oluşan balçıktan yaratacağını bildirmişti Bunun için Cebrail’e (as):

“-Ey Cebrail! Dünya’ya in, yaratacağım insanoğlu için toprak getir” buyurdu

Bu emir üzerine Cebrail (as) dünyaya indi Dünyayı kontrol eden, yöneten melek Cebrail’in (as) yapmak istediğini öğrenince:

“-Ey Cebrail! Rabbime isyan edici, kan dökücü, fitne fesat çıkarıcı bir yaratık benden mi yaratılacak? Ona benden bir elbise mi dikilip giydirilecek? Ben ki Rabbimin isimlerinden gelen hikmetleri ve güzellikleri üzerimde barındırıyorum

Toprağımdan bir şeyler alarak beni eksiltme Şekil ve biçimimi bozarak beni küçük düşürme

Ben Senin özümden bir şeyler alarak beni yaramaz hâle getirmenden Allah’a (cc) sığınırım

Ben Senin benden bir şeyler alarak beni eksiltmeni istemiyorum

Çünkü Rabbim benim özümden bir halk yaratacak, bu halkta O’na asi olacaktır

O’na asi olanlar ise Rabbimin mağfireti dışındadırlar Onların özümden yaratılmasını istemiyorum” Deyip ağladı

Dünya meleğinin bu konuda Allah’a (cc) sığınması Cebrail’in (as) elini, kolunu bağladı Dünyayı temsil eden meleğin bu karşı koyuşu üzerine bir şey almadan geri döndü

Cenab-ı Hakka (cc):

“-Ya Rabbi! Yer meleği kendi özünden günahkâr bir kul yaratılmasını istemedi Bunun için de İsm-i Şerifine sığındı Bense Sana sığınanlara güç yetiremem Bu nedenle görevimi yapamadım” dedi

Cenab-ı Hak (cc) Cebrail’in (as) ardından Mikail’i (as), onun ardından da İsrafil’i (as) gönderdi Fakat onlarda elleri boş döndüler

Dünya, kendi özünden Allah’a (cc) isyân eden bir varlık yaratılmasını istemiyor, buna şiddetle karşı çıkıyor, ağlayıp sızlıyor, bu konuda Allah’a (cc) sığınıyordu

Cenab-ı Hak (cc) Azrail’e (as):

“-Ya Azrail! Yaratacağım insanoğlu için dünyadan toprak, balçık getir” diye emretti

Azrail (as) diğer melekler gibi dünyaya inince dünya, günahkâr ve asi olan insanoğlunun yaratılması için kendisinden bir özün alınmasını istemedi

İnsanoğlunun asi ve isyankâr olmasının kendisine bir zarar vereceğinden korkuyordu

Fakat Azrail (as):

-Ey dünya! Bu Rabbimin emridir Buna gönüllü ya da gönülsüz, isteyerek ya da istemeyerek uy Emrine itaat et Ona isyankâr olma Emrini yerine getirmeden ve toprak almadan huzuruna dönmekten Allah’a (cc) sığınırım dedi

Bunun üzerine dünya:

-Biz Rabbimizin emirlerine uyarız, Ona isyân edenlerden olmayız Muhakkak ki O büyük bir ilim ve hikmet sahibidir O’nun adına sığınanlara güç yetiremeyiz Var sen istediğini al dedi

Azrail’in (as) Allah’ın (cc) emirlerini tavizsiz uyması, bu konularda en küçük bir tereddüde düşmemesi O’na, insanoğluna verilen can emanetini geri alma görevinin verilmesine neden olmuştur

İnsanlar nefisleri nedeniyle bu emaneti geri vermek istemezler Fakat Azrail (as) her konuda olduğu gibi bu konuda da tâvizsizdir

Azrail (as) dünyanın çeşitli yerlerinden ak, kara, kırmızı, sarı topraklardan aldı Bunları birbirlerine karıştırdı

İnsanoğlunun yaratılacağı balçığın özünü alarak geri döndü Allah’ın (cc) emriyle karışık toprağı su ile ıslatıp; balçık, cıvık çamur haline getirdi

Bu balçık, cıvık çamur içindeki maddeler iyice kaynaşıncaya, kokuşuncaya kadar durdu

Vakti, zamanı elince Cenab-ı Hak (cc) Âdem’e (as) bizzat kendi Elleriyle şekil verdi (Sa’d 75)

Âdem’in (as) henüz can verilmemiş kalıbı yere atılmış bir halde kırk yıl bekletildi

Âdem’in (as) vücudu yaratıldıktan sonra Onu gören melekler; Onunda fitne, fesat çıkaran, bozgunculuk yapan, cinler gibi denetlenmesi zor bir nefse sahip olduğunu fark edince:

“-Ya Rabbi! Yeryüzünde fesat çıkaracak, kan dökecek kimselere mi kendine halife kılacaksın? Bizlerse gece gündüz Sana ibadet ve takdis etmekteyiz

Bizim ibâdet ve takdisimiz kâfi gelmiyor mu? Muhakkak ki Senin için bizler; devamlı ibâdet, tespih ve takdis içinde, secde halindeyizdir dediler (Bakara 9)

Meleklerin bu sözleri ve sorusu Allah’a (cc) bir isyan değildi Bir şüphe ve tereddütte içermiyordu Âdem’e (as) ve nesline tahkir ve gıybette değildi

Sadece güçlü nefsinden dolayı her zaman doğru yoldan ayrılabilecek bir varlığın niçin halife seçildiğini öğrenmek istiyorlardı

Yanıt olarak Cenab-ı Hak (cc) onlara:

“-Ey meleklerim! Muhakkak ki sizin bilmediklerinizi Ben bilirim Hadiselerin hikmetleri sizin bildiklerinizin içinde değildir Benim insanoğlunu yaratmamda öyle bir hikmet gizlidir ki, bu hikmet onların işleyecekleri bütün fesat ve şerlere üstün gelecektir” buyurdu (Bakara 30)

Âdem’in (as) kalıbı kurumaya yüz tutunca merak eden İblis yanına gelip Ona bir tekme vurdu

Âdem’in (as) vücudu içi oyuk bir cisim, bir testi, içi boş kütük gibi ses verdi

İblis bir kaç kere Âdem’in (as) ağzından girip altından çıktı Bir kaç kere de altından girip, ağzından çıktıktan sonra Âdem’e (as):

-Sen böyle testi gibi ses çıkarma yerine bir başka gâye için yaratılmış olmalısın Muhakkak ki Sen yerime geçirilecek olansın Sen bana musallat olursan ben de Sana isyan ederim Eğer Sana musallat olacak kudret bana verilirse elbette Seni mahvederim dedi

Bu kırk yıllık süre içinde İblis gibi bazı meleklerde Âdem’e (as) merak ederler, yanına varırlar fakat Ona dokunmazlar, korku ile bakışırlardı

İblis’te sık, sık Âdem’in (as) yanına varıyor, Onu tekmeliyor, ağzından girip altından çıkıyor, sonra da:

-Siz şu cesetten korkmayınız Rabbiniz sağırdır Şunun içi ise oyuktur, kuru bir ses vermeden başka işe yaramaz derdi

Böyle derdi ama yine de Âdem’den (as) en çok korkan İblis’ti Onun yanına vardığında kendi kendine:

-Her halde sen böyle testi gibi ses çıkarmak için yaratılmadın Muhakkak ki yaratıldığın şey içinsin Eğer bana sataşırsan ben de Sana sataşırım Bana musallat kılınırsan ben de isyan eder, Seninle savaşırım derdi

Devamı var

Alıntı Yaparak Cevapla

Nur Damlaları (Adem A.S)

Eski 07-12-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nur Damlaları (Adem A.S)



Adem (as) - 2

Âdem’e (as) ruh üflenme zamanı gelince Cenab-ı Hak (cc) meleklerine:

“-Ben Âdem’e ruh üfledikten sonra siz Ona secde ediniz” buyurdu

Ruh üflenince Âdem (as) aksırdı

Melekler ona:

-Böyle aksırdığında Allah’a (cc) hamdolsun de dediler

Âdem’de (as):

-Elhamdülillah dedi

Üflenen ruh Âdem’in (as) baş tarafından girdi Ruhun girdiği yer et ve kanla doldu

Can önce gözlerine geldi Âdem (as) önce Cennet’i ve Cennet meyvelerini gördü

Önce ruh, ardından can karın boşluğuna gelince karnı acıktı

Cennet meyvelerinden yemek istedi Bunun içinde acele ederek yerinden sıçradı fakat kalkamadı

Cesedinin her yerine ruh ve can gelince Âdem (as) eğilip kendine baktı ve vücudunun güzelliğine hayran kaldı

Bu ara Âdem (as) bir kere daha aksırınca Allah’tan (cc) gelen ilhamla:

-Âlemlerin Rabbine hamdolsun dedi

Meleklerde Ona:

-Ey Âdem! Allah (cc) seni esirgesin diye karşılık verdiler

İlk insan olan Âdem (as) bir Cuma günü, bizzat Cenab-ı Hakkın (cc) kudret eliyle yaratıldı

Bu yaratılma tedricen; ağır, ağır oldu ve uzun zaman aldı

Onda Allah’ın (cc) bilgi ve sanatının bir kısmı yansıtıldı İnsanoğlu bu yönden de diğer yaratıklardan üstün tutuldu

Cenab-ı Hak (cc) Âdem’i (as) yarattıktan, can denen nefsi verdikten sonra Ona kendi nurundan bir nur zerresi daha ihsan etti

Bu nur zerresi Âdem’in (as) sırtında zerrecikler, tohumcuklar hâlinde bulunan bütün insanoğlu soyları içindi

Bu nur mahşere kadar gelecek tüm Adem oğullarında bulunacak, Adem oğulları doğuşlarında bu nurdan kendi paylarını aldıktan sonra eksiltmeden diğer nesillere aktaracaklardı Bu nur insana özel bilinçli ruhtu

Ruh bedenin bilinçli iradesidir Yaratıcıdan gelen, insanoğlunu insanoğlu yapan özel bir nur-u ilimdir Başka varlıklarda bulunmaz

Yaratıcıdan geldiğinden yaratıcıya yakınlaştıkça güçlenerek çoğalır, uzaklaştıkça zayıflayıp, azalır

= = =

Cenab-ı Hak (cc) bu nuru ihsan buyurduktan sonra tüm Adem oğullarını parçacıklar, zerrecikler hâlinde yarattı; Âdem’in (as) sırtına koydu

Cenab-ı Hak (cc) bu yaratılıştan sonra Âdem’in (as) sırtını sıvazladı; sıvazlama sonunda tomarlar hâlinde; kıyamete kadar yaratılacak zürriyetinin her canlı kişisi zerrecikler halinde ortaya çıktı Bazılarının alnında bir parıltı, bir nur vardı

Âdem (as) onları görünce:

-Ya Rabbi! Bunlar kimdir? Diye sordu

Yüce Allah (cc):

“-Onlar, sırtına koyduğumuz zürriyetindir” buyurdu

Âdem (as), alınlarının orta yerlerinde birer nur parçası olanları işaret ederek:

-Ya Rabbi! Alnındaki nurları ile diğerlerine üstün gelen şu Kişiler kimlerdir? Diye sordu

Cenab-ı Hak (cc):

“-Ey Adem! Onlar zürriyetinden gelecek peygamberlerdir Ben şüphesiz ki zürriyetinden geleceklerin tümüne; Beni arayıp bulsunlar, sıfatlarımı bilsinler diye akıl gibi bir nimette ihsan ettim” buyurdu

Sonra hepsine birden:

“-Ben sizlerin Rabbi değil miyim?” Diye sordu

Âdem’le (as) birlikte zerreciklerin hepsi de:

-Evet! Ya Rabbi! Sen bizim Rabbimizsin Sen, Sen’den başka ilâh olmayan yüce Allah’sın (cc) dediler

Cenab-ı Hak (cc) onlara:

“-Ben sizlere Bana inanmanızı; emirlerimi uymanızı, yasaklarımdan sakınmanızı emrederim

Şunu iyi biliniz ki Benden başka Rab yoktur Benim eşim, şerikimde yoktur

Bana hiç bir şeyi ortak tutmayınız

Bana bunun için ahit ve misak veriniz” buyurdu

Bütün âdem oğulları:

-Ya Rabbi! Bizler şahadet ederiz ki senden başka İlâh yoktur Senin eşin ve şerikinde yoktur dediler

Cenab-ı Hak (cc) bu kez:

“-Bu şahadetinizi babanız Âdem ve yedi kat gökleri şahit tuttum” buyurdu

Âdem oğulları yine:

-Evet! Sen bizim Rabbimizsin Senden başka ilâh olmadığına bizde şahadet ederiz Birbirimizin şahidiyiz dediler

Yüce Allah (cc):

“-Göndereceğim peygamberler ve kitaplarımla size bu ahit ve misakınızı hatırlatacağım Artık sizler için bir mazerette yoktur Ne mutlu bu ahit ve misakını tutanlara, sözlerini unutmayanlara” buyurdu

Sonra peygamberlerin nurlarına hitap ederek:

“-Ant olsun; sizlere hikmet ve bir kısmınıza hem hik-met, hem de kitap vereceğim Sonra verdiklerimi tasdik edici bir Peygamber gelecektir Ona iman ve yardım ediniz

Geleceğini ümmetlerinize haber veriniz Bu konuda ahit ve misak veriniz” buyurdu

Peygamberlerin nurlu ruhları:

-Ya Rabbi! Göndereceğin O Peygamber’e iman ettik Ona erişirsek iman etmiş yardımcılarından olacağız diye ahit ve misak verdiler

Bunun üzerine Cenab-ı Hak (cc):

“-İkrar edip, bu ağır yükümü kabul eylediniz mi?” diye sordu

Onlar da:

-İkrâr ve kabul ettik dediler

Cenab-ı Hak (cc):

“-O zaman birbirlerinize ve ümmetlerinize karşı şahitlerden olunuz Ben de sizlerle birlikte şahitlerdenim” buyurdu

Böylece bütün peygamberler, gelecek olan O Peygamber’e iman etme ve vaktine erişirlerse yardımcı olmak üzere ahit ve misak verdiler Birbirlerinin şahitleri oldular Allah’ta (cc) onların şahitleri oldu

= = =

Yüce Allah (cc) Âdem’i tekrar sıvazlayınca tüm Âdem oğulları sırtına geri girdiler, içinde kayboldular

Bu; Yüce Allah’ın (cc), kıyamet günü; biz bundan habersizdik dememeleri için daha doğmadan, Âdem’in (as) sırtında, özellikleri belirlenmiş zerrecikler halindeyken insanoğlundan aldığı bir onamaydı Bu tasdik bütün insanoğluna aitti

İnsanoğlu bazı yaratıklara biçim olarak benziyordu ama diğer yaratıklardan kesin çizgilerle ayrılmıştı

Yüce Allah (cc) Âdem oğullarına varlıkların hususiyetlerini, mahiyetlerini, meziyetlerini ve isimlerini öğretti

Sonra melekleri çağırdı Onlara bazı yarattıklarını gösterip:

“-Eğer Âdem’in (as) nasıl halife olacağı konusundaki sorunuzda ısrarcı, bu konuda tereddütte iseniz Bana bunların isimlerini söyleyiniz” buyurdu (Bakara 31)

Meleklerin bu konularda bilgileri olmadığından yanıtlayamadılar Bu yüzden Cenab-ı Hakka (cc):

-Ya Rabbi! Seni bütün noksanlıklardan tenzih eder, bütün kemal sıfatlara sahip olduğunu tasdik ve ikrâr ederiz Senin öğrettiklerinden başka biz de bilgi yoktur Sen öğretirsen ancak biliriz

Muhakkak ki her şeyi en iyi bilensin Her şeye hikmet dairesinde liyakatlere göre ilim ve irfan verici, dağıtıcı olan Sensin diyerek özürlerini belirttiler (Bakara 32)


Devamı var

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.