Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
amelde, hadisler, itidal, kütübi, sitte

Kütüb-İ Sitte Hadisler - Amelde İtidal

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kütüb-İ Sitte Hadisler - Amelde İtidal



AMELDE İTİDAL

69 - Hz Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in zevce-i pâklerinin hâne-i saâdetlerine bir gurub erkek gelerek Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın (evdeki) ibadetinden sordular Kendilerine sordukları husus açıklanınca sanki bunu az bularak: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kim, biz kimiz? Allah O'nun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetmiştir (bu sebeple O'na az ibadet de yeter) dediler İçlerinden biri: "Ben artık hayatım boyunca her gece namaz kılacağım" dedi İkincisi: "Ben de hayatımca hep oruç tutacağım, hiç bir gün terketmeyeceğim" dedi Üçüncüsü de: "Kadınları ebediyen terkedip, onlara hiç temas etmeyeceğim" dedi (Bilâhere durumdan haberdar olan) Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) onları bularak: "Sizler böyle böyle söylemişsiniz Halbuki Allah'a yemin olsun Allah'tan en çok korkanınız ve yasaklarından en ziyade kaçınanınız benim Fakat buna rağmen, bazan oruç tutar, bazan yerim: namaz kılarım, uyurum da; kadınlarla beraber de olurum (Benim sünnetim budur), kim sünnetimi beğenmezse benden değildir" buyurdu

Buhârî, Nikah 1; Müslim, Nikah 5, (1401); Nesâî, Nikah 4, (6,60)

70 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), ruhsat ifade eden bir amelde bulunmuştu Bazılarının bundan kaçındıklarını işitti Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir hutbe okudu: Âdeti vechile Cenâb-ı Hakk'a hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Allah için söyleyin, bazıları benim yaptığım şeyi beğenmeyip, kaçınıyorlarmış, doğru mudur bu? Allah'a yeminle söylüyorum, ben Allah'ı onlardan çok daha iyi biliyorum Allah'tan duyduğum korku da onların duyduklarından çok daha fazladır"

Buhârî, İ'tisam 5, Edeb 72; Müslim, Fedâil 127, (2356)


71 - Yine Hz Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunun üzerine şöyle buyurdu: "Bil ki, ben, hem uyurum, hem namaz kılarım; oruç da tutarım, kadınlarla evlenirim de, Ey Osman, Allah'tan kork, zira ehlinin senin üzerinde hakkı var, misafirin senin üzerinde hakkı var, nefsinin senin üzerinde hakkı var Öyle ise bâzan oruç tut, bâzan ye Namaz da kıl, uykunu da al"

Ebu Dâvud, Salât 317 (1369)

Rezîn merhum, şunu ilâve ediyor: Osman (radıyallahu anh) bütün gece namaz kılmak, gündüzleri de hep oruç tutmak, kadınlarla da hiç nikah yapmamak üzere yemîn etmişti Osman Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a yemininden sordu Bunun üzerine meali şu olan âyet nâzil oldu: "Allah sizi rastgele yeminlerinizden (lağv) dolayı değil, fakat kalplerinizin kasdettiği yeminden dolayı sorumlu tutar" (Bakara, 225)

72 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e benim "Hayatta kaldığım müddetçe vallahi gündüzleri oruç tutacağım geceleri de namaz kılacağım" dediğim haber verilmiş Beni çağırtarak: "Sen böyle böyle söylemişsin doğru mu?" dedi "Annem babam sana feda olsun, evet böyle söyledim ey Allah'ın Resûlü" dedim "İyi ama, dedi, sen buna güç yetiremezsin, bazan oruç tut, bazan ye; gece kalk, uyu da Ayda üç gün tut (bu yeter), zira hayırlı işleri Allah on misliyle kabul ederek ücret veriyor Bu üç gün, aynen yıl orucu yerine geçer" buyurdu Ben: "Söylediğinizden daha fazlasına güç yetiririm" dedim "Öyleyse, dedi, bir gün oruç tut, iki gün ye" Ben tekrar "Bundan başkasına da güç yetiririm" dedim "Öyleyse, dedi, bir gün tut, bir gün ye Bu Hz Dâvud aleyhisselam'ın orucudur Bu en kıymetli oruçtur -veya en efdal oruçtur-" Ben yine: "Ben bundan daha fazlasına güç yetiririm" dedim Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Bundan efdali yoktur" buyurdu

Buhârî, Savm 54, 55, 56, 57, 58,59, Teheccük 7, 19, Enbiya 37, Fedâilu'l-kur'ân 34, Nikâh 89, Edeb 84, İsti'zan 38; Müslim, Sıyâm 181-194, (1159); Ebu Dâvud, Sıyâm 53, (2425); Nesâî, Sıyâm 76, (4, 209-210); Tirmizî, Savm 57, (770)

Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Bana haber verildiğine göre sen yıl orucu tutuyor, her gece de "Kur'ân'ı (hatmen) okuyormuşsun, doğru mu?" dedi Ben: "Evet ey Allah'ın Resûlü, doğrudur, ancak bunda maksadım sadece hayırdır" dedim" Rivayette konuşma şöyle devam eder: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana:

"-Kur'ân'ı ayda bir kere oku" dedi Ben:

"-Daha fazlasına da güç getirebilirim" dedim

"-Öyleyse her gün günde bir kere oku" dedi Ben tekrar:

"-Bundan fazlasına da güç getirebilirim" dedim

"-Öyleyse, buyurdu, her yedi gecede bir kere oku, daha aşağı düşme" dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana şunu da söyledi:

"-Bilmezsin, belki uzun bir ömrün olur (yaşlılığında ahdi yerine getiremezsin)" Abdullah der ki: Ben nefsime şiddetli davrandıkça, (bundan vazgeçmem için) bana da şiddet gösterildi İhtiyarladığım zaman, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in tanıdığı ruhsatı kabul etmiş olmayı temenni ettim"

Bir başka rivayet de buna benzer, ancak şu ziyade var: "Bunu yaparsan gözün (uykusuzluktan) ferini kaybeder, nefsin de yorulur Devamlı tutulan oruç, oruç sayılmaz"

Rivayette: "Dâvud aleyhisselamın orucunu tut: O, bir gün tutar bir gün yerdi Düşmanla karşılaşınca da gücü kuvveti yerinde olduğu için kaçmazdı" ziyadesi de var

Bir başka rivayette: "Allah'a en hoş gelen oruç, Hz Dâvud (aleyhisselam)'un namazıdır O, gecenin yarısını uyur, üçte birini kalkar, altıda birini uyurdu Bir gün oruç tutar, bir gün yerdi" buyrulmuştur

73 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ) şunu anlatır: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in bir hasırı vardı, geceleri perde yapıp gerisinde namaz kılardı, gündüzleri de yayıp üzerine otururdu Halk da Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına dönep (gelip) aynen onun gibi namaz kılmaya başladılar Sayı gittikçe arttı Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara yönelerek şunu söyledi: "Ey insanlar, takat getireceğiniz işleri yapın Zira siz (dua etmekten) usanmadıkça Allah da sevap yazmaktan usanmaz Allah'a en hoş gelen amel, az da olsa devamlı olanıdır" Ravi der ki: Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'in ailesi bir iş yapınca onu sâbit kılardı (artık terketmez devamlı yapardı)

Buhârî, İman 16, Ezân 81, Rikâk 18; Müslim, Salât 283, (782); Muvatta, Salâtu'l-Leyl 4, (1, 118); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 1 (3, 218); Ebu Dâvud, Salat 317, (1368)

Buhârî'nin Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'den yaptığı bir rivayette: "Orta yolu tutun, güzele yakın olanı arayın, sabah vaktinde, akşam vaktinde, bir miktar da gecenin son kısmında yürüyün (ibadet edin), ağır ağır hedefe varabilirsiniz Unutmayın ki sizden hiç kimseye, yaptığı amel, cenneti kazandırmayacaktır" buyurdu "Sen de mi (amelinle cennete gidemiyeceksin) ey Allah'ın Resûlü?" dediler "Evet, ben de, dedi, Allah affı ve rahmeti ile muâmele etmezse ben de!"

(Buhârî, Rikak 18)

Buhârî ve Nesâî'de gelen bir başka rivayette: "Bu din kolaylıktır Kimse (aşırı gayretle) dini geçmeye çalışmasın, (başa çıkamaz, yine de yapamadığı eksiklikleri kalır ve) galebiyet dinde kalır" buyrulmuştur

(Buhârî, İman 29)

74 - Hz Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin" Bir rivayette de: "Isındırın, nefret ettirmeyin" buyrulmuştur

Buhârî, İlm 12, Edeb 80; Müslim, Cihad 6, 7, (1732-1733)

75 - Sehl İbnu Ebî Ümâme (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre, Sehl ve babası beraberce Hz Enes (radıyallahu anh)'in yanına girerler Enes'i yolcu namazı kılıyormuşcasına çok hafif bir namaz kılıyor bulurlar Selam verip namazdan çıkınca: "Allah sana mağfiret buyursun bu kıldığın namaz farz mı yoksa nafile miydi? dedik "Farz namazdı Bu (eksiksiz) Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in namaz tarzıdır Bilerek hiç bir değişiklik de yapmadım" dedi ve ilave etti: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki:

"(Yıl orucu, her gece teheccüt, kadınları terk gibi kararlarla) kendinize zorluk çıkarmayın, zorluğa uğrarsınız Zira (geçmişte) bir kavim (bir kısım zahmetli işlere azmederek) kendisini zora attı Allah Da zorluklarını artırdı Manastır ve kiliselerdekiler bunların bekâyasıdır "Onlar, üzerlerine, bizim farz kılmadığımız, fakat, güya Allah'ın rızasını kazanmak için kendilerinin koydukları ruhbaniyete bile gereği gibi riâyet etmediler" (Hadîd, 27)

Ebu Dâvud, Edeb 52, (4904)

76 - Enes (radıyallahu anh) buyurdu ki: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) mescide girmişti ki, iki direk arasına gerilmiş bir ip gördü "Bu da ne?" diye sordu Bu, Zeyneb (radıyallahu anh)'in ipidir, namaz kılarken uykusu gelince buna takılıyor (ip onun düşmesini önlüyor)" dediler Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):"Hayır (olmaz öyle şey) çözün ipi Şevkiniz varken namaz kılın, uykunuz gelince de yatın" emretti

Buhârî, Teheccüd 18; Müslim, Müsâfirîn 219, (784); Ebu Dâvud, Salât, 308, (1312); Nesâî, Kıyâmu'l-Leyl 17, (3, 218)

77 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ) diyor ki: "Yanımda BenîEsed kabilesinden bir kadın vardı Bu sırada Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) içeri girdi ve: "Bu kimdir?" buyurdu "Falancadır, geceleri hiç uyumaz, (ibadet yapar)" dedim Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Sus, yeter! Size, tâkat getirebileceğiniz amel yaraşır Siz (ibadet yapmaktan) usanmadıkça, Allah da (sevab vermekten) usanmaz Allah'a en hoş gelen dinî amel, kişinin devamlı olarak yaptığı ameldir" buyurdu

Buhârî, İman 32, Teheccüd 18; Müslim, Salâtu'l-Musâfirin 2220-221 (785); Muvatta, Salatu'l-Leyl 4, (1, 118); Nesâî, Salatu'l-Leyl 17 (3, 218)

78 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Her şeyin bir şevki vardır Her şevkin de bittiği bir zaman vardır (Yapacağı işe karşı bu şevki) duyan kişi işini yaparken mutedil hareket eder ve bu itidali devam ettirirse, muvaffak olacağını ümid edin, (çünkü bu şekilde takibine devam edebilir) Şayet (aşırılığa düşerek dikkat çekmiş ve) parmakla gösterilecek hâle gelmişse ona itibar edip (sâlihlerden) saymayın"

Tirmizî, Kıyâmet 21, (2455)

79 - Ebu Cuheyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Selman'la Ebu'd-Derda (radıyallahu anhüma)'yı kardeşlemişti Selman bir defasında Ebu'd-Derdâ'yı ziyaret etti Evde, Ebu'd-Derdâ'nın hanımını düşük bir kıyafet içinde buldu "Bu halin ne?" diye sordu, kadın: "Kardeşiniz, Ebu'd-Derdâ'nın dünya ile alakası kalmadı" diye açıkladı

Ebu'd-Derda geldi ve Selman (radıyallahu anh)'a yemek getirerek: "Buyur, ye!" dedi ve ilave etti: "Ben orucum!" Selman: "Hayır sen yemezsen ben de yemem" dedi Beraber yediler Akşam olunca Ebu'd-Derdâ (Selman'dan gece namazı için müsaade istediyse de, Selman: "Uyu" dedi Beraber uyudular Bir müddet sonra Ebu'd-Derda namaza kalkmak istedi Selman tekrar: "Uyu!" dedi Uyudular Gecenin sonuna doğru Selman "Şimdi kalk!" dedi Kalkıp beraber namaz kıldılar Sonra Selman şu nasihatta bulundu: "Senin üzerinde Rabbinin hakkı var, nefsinin hakkı var, ehlinin de hakkı var Her hak sâhibine hakkını ver" Ertesi gün Ebu'd-Derdâ, durumu Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e anlattı Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "Selman doğru söylemiş" buyurdu

Buhârî, Edeb 86, Savm 51, Teheccüd 15; Tirmizî, Zühd 64 (2415)

80 - Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in kâtibi Hanzala İbnu'r-Rebî el-Esedî (radıyallahu anh) anlatıyor:

Birgün Hz Ebu Bekir (radıyallahu anh)'la karşılaştık Bana:

"-Nasılsın?" diye sordu

"-Hanzala münafık oldu"dedim

"-Sübhanallah, sen neler söylüyorsun?" diye şaşırdı Ben açıkladım

"-Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in huzurunda olduğumuz sırada bize cennet ve cehennemden söz edilir, sanki gözlerimizle görmüş gibi oluruz Oradan ayrılıp çoluk çocuğumuza, bağ bahçemize karışınca çoklukla unutup gidiyoruz" Hz Ebu Bekir (radıyallahu anh) de:

"-Allah'a yemin olsun ben de aynı şeyi hissediyorum" dedi Beraberce Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e gittik ve bu durumu açtık Bize:

"-Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelâl'e kasem olsun siz, benim yanımdaki hâli dışarda da devam etirip (cennet ve cehennemi) hatırlama işini koruyabilseniz melekler sizinle yataklarınızda, yollarda müsafaha ederdi Fakat ey Hanzala, bazan öyle bazan böyle olması normaldir (münâfıklık değildir)" dedi ve (son cümleyi üç kere tekrarladı"

Müslim, Tevbe 12, (2750); Tirmizî, Kıyamet 60, (2516)


81 - İmam Mâlik'in kaydettiğine göre Hz Aişe (radıyallahu anhâ) yatsıdan sonra ailesine birini yollayarak: "(Boş sözleri keserek) yazıcı melekleri rahatlatmak istemez misiniz?" diye haber gönderdi"

Muvatta, Kelam 9, (2, 987)

82 - İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e azadlı bir cariyenin geceleri namaz, gündüzleri de oruçla geçirdiği haber verilince şöyle buyurur: "Her çalışanda bir şevk mevcuttur, her şevkin de bir sonu vardır Kimin şevkinin sonu sünnetimde kalırsa doğru yoldadır Kim de hata eder (sünnetimin hâricinde kalır) ise o da sapıtmıştır"

83 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: "İşlerin en hayırlısı orta ve itidal üzere olanıdır" (Bu son iki hadisi Rezîn tahric etti)

el-Makasıdu'l-Hasene bu rivayeti İbnu's-Sem'ânî'nin Zeylü Târîhi'l-Bağdâd'da kaydettiğini, senedinde meçhul ravinin yer aldığını belirtir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.