Siyer 32 |
07-12-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Siyer 3232 SENİN YÜZÜNÜN NURU- Ebu Talib'in karısı Fatıma, (r) kocasının ölümünden önce veya sonra müslüman olmuştu, Ali ve Cafer'in kız-kardeşleri olazf kızı Ümmü Hani (r) de İslâm'a girmişti Fakat kocası Hubeyre, Allah'ın birliği mesajına kapalı idi Bunun]* birlikte Peygamber (sav) evlerine geldiğinde onu iyi kazalar ve namaz vakti ise evdeki Müslümanlar cemaatle namaz kılarlardı Bir keresinde hepsi yatsı namazını Peygamberle birlikte kıldıktan sonra, Ümmü Hani Peygamber (sa-v)'i geceyi kendi evlerinde geçirmeye davet etti Peygamber (sav) onun teklifini kabul etti; fakat uyuduktan kasa bir süre sonra kalktı ve Mescid-i Haram'a gitti, çünkü geceleri Ka'be'yi ziyaret etmeyi severdi Ora-dayken uyku bastırdı ve Peygamber (sav) Hicr'de uyudu «Ben Hicr'de uyurken» dedi, «Cebrail geldi ve ayağıyla beni dürttü Uyandım ve etrafta hiçbir şey göremeyince tekrar yattım İkinci kez geldi; üçüncü kez yine geldi ve beni kolumdan tutup ayağa kaldırdı, birlikte Mescid'in kapısından çaktık Orada eşekle katır arası beyaz bir binek vardı İki yananda, bacaklarım oynattığı yerde kanatları vardı ve her adımı gözün görebileceği uzaklığa varıyordu[color="#0066cc"] Daha sonra Peygamber (sav) Burak adlı bu bineğe Cebrail'le nasıl bindiğini, Cebrail'in göğe ytlkselirkon bici) hızını, _ yönünü ayarladığını, kuzeye, Yetrlb t* Hayber'İn Ötesine gidip Kudüs'e vardıklarını anlattı Onda bir grup Peygamberle -İbrahim, Musa, tsa ve diterleri- karşılaştılar Mescİd'de namaz kılarken bütün peygamberler onun arkasında namaz kıldılar Daha sonra Muham-med'in Önüne iki fıçı kondu, biri aüt, biri şarapla doluydu Peygamber (sav) süt dolu fıçıdan aldı ve içti, tarap fıçısına dokunmadı Bunun üzerine Cebrail söyle dedi: «Sen doğru yola yöneltildin, sen de halkını o yola yönelttin ve şarap sana yasaklandı» Daha sonra, kendisinden öncekiler gibi -Ennoch, Uya», İsa ve Meryem gibi- ö da bu dünyadan Semaya yükseltildi Kudüs' toprağının ortasındaki bir taşın üstünden tekrar Burak'a bindi Burak onu yükseltti ve, llyas'ın ateş arabasının işlevini gördü Artık kendi asıl halinde görünen Cebrail onları dünyevi şekil, yer ve zamandan uzaklaştırıp semaya yükseltti, yedi semadan her birinden geçerken, Muhamnred (sav) kendisiyle birlikte Kudüs'te namaz kılan peygamberleri tekrar gördü Dünyada onları cismani bir şekilde görmüştü oysa şimdi onları semavi şekillerinde görüyor ve gördüklerine hayretle bakıyordu Yusuf'un yüzünün dolunayın parlaklığı gibi olduğunu*[color="#0066cc"]ve tüm güzelliklerin yarısına sahip olduğunu[color="#0066cc"] söylemiştir Fakat bu bile onun diğer peygamberler karşısındaki şaşkınlığını gi-dermemiş bu yüzden de, ayrıca Harun'un güzelliğinden bahsetmiştir[color="#0066cc"] Gökte gördüğü bahçelerle ilgili şunları söyledi : «Yay büyüklüğündeki bir Cennet parçası, güneşin doğup battığı tüm alandan daha iyidir Eğer Cennet kadınlarından biri yeryüzünün insanlarına görünse, gökle yer arasındaki bütün alanı ışık ve güzel koku ile doldurur» Orada gördüğü her şeyi Ruh gözüyle görüyordu Tüm dünyevî yaratıklara nazaran kendi ruhsal tabiatı hakkında şöyle demiştir: *Adem henüz su "ile çamur arası bir şeyken, ben peygamberdim»[color="#0066cc"] Göğe yükselişinin zirvesi Sidret'ül-Mûnteha (En son sidr ağacı) idi Kur'an'da bu şekilde belirtilmiştir ve Peygamber (sav)'in hadislerine dayanan eski bir tefsirde şunlar geçer: «Sidr ağacının kökü Taht'tadır ve bu ağaç, peygamber olsun, Cebrail olsun herkesin bilme noktasının sınırını belirler Onun ötesi, Allah'tan başka herkese gizlidir»[color="#0066cc"] Evrenin bu sınırında Cebrail (as) Muhammed'e asıl şekliyle, yaratıldığı gibi göründü[color="#0066cc"] Daha sonra, âyette geçtiği gibi: «Sidreyi örten örtmekte iken, göz kayıp-şaşmadı ve (sınırı) taş-madı Andolsun, O, Rabbinİn en büyük âyetlerinden olanını gördü» (Necm: 16-18) Taberi Tefsiri'ne göre, ilahi Nur, Sidr ağacına inmjş ve onun ötesindeki herşeyi gizlemiştir Peygamber (sav) gözü kayıp-şaşmamış ve sının aşmamıştır[color="#0066cc"] Bu peygamberin (sav) «Senin yüzünün nuruna sığınıyorum» sözünün karşılığıydı Sidr Ağacı'nda Peygamber (sav) ümmeti için elli rekat namaz kılma emrini aldı; aynı zamanda[color="#0066cc"] islâm inancını ortaya koyan şu âyeti de öğrendi «Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene İman etti mü'-minter de Tümü, Allah'a meleklerine, kitaplartna ve peygamberlerine inandt Onun peygamberleri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırdetmeyiz İşittik ve itaat ettik Rabbİmiz bağışlamanı (dileriz) Varış ancak Sana'dır' dediler» (Bakara: 285) Daha önce yükseldikleri gibi yedi gökten tekrar indiler Peygamber (sav) bu konuda şunları söyler; «Dönüşümde Musa'nın -o size ne iyi bir dosttu I- yanından geçerken bana: «Sana kaç vakit namaz farz oldu?» diye sordu Ben günde elli vakit olduğunu söyleyince «Namaz ağır bir ibadettir, senin ümmetin ise zayıftır Rabbine geri dön ve senin ve ümmetinin yükünü hafifletmesini iste» dedi Bunun üzerine geri döndüm ve Rabbimden yükümü hafifletmesini istedim, O da on vaktini geri aldı Musa, yanından geçerken yine bana aynı şeyleri tekrarladı, ben de geri döndüm ve on vakit namaz daha üzerimden kaldırıldı Fakat her seferinde Musa beni geri gönderiyordu, sonunda üzerimde günde beş vakit namaz kaldı Tekrar Musa'nın yanma gittim, o yine daha önce söylediklerini tekrarlıyordu Ben: «Rabbime gittim ve utanana dek azaltmasını istedim artık geri dönemem» dedim İşte bu yüzden kim beş vakit namazı Allah'ın merhametine sığınarak ih-las ile kılarsa, ona bu elli vaktin sevabı verilir»1[color="#0066cc"] Peygamber (sav) ve Cebrail (as) Kudüs'teki o taşın yanına indikten sonra geldikleri yoldan, güneyden gelen kervanları görerek tekrar Mekke'ye döndüler Kâ'be'ye vardıklarında hâlâ geceydi Peygamber (sav) oradan yine kuzeninin evine gitti Ümmü Hani olayı şöyle anlatıyor : «Şafaktan kısa bir süre önce Peygamber (sav) bizi uyandırdı ve sabah nam azmi birlikte kıldıktan sonra bana: «Ümmü Hani, gördüğün gibi akşam namazını sizinle birlikte bu vadide kıldım Daha sonra Kudüs'e gittim ve orada namaz kıldım Şimdi de gördüğün gibi sabah namazını yine beraber kıldık» dedi Gitmek için ayağa kalktı Cübbesini öylesine kuvvetle çektim ki, Peygamber (sav}'-in göğsü açık kalacak şekilde cübbe üstünden sıyrıldı: «Ey Allah'ın Rasulü dedim, «Bunu başkalarına söyleme, çünkü onlar sana yalancı der ve seninle alay ederler» dedim-, O ise: «Allah'a yemin ederim onlara söyleyeceğim1 dedi»[color="#0066cc"] Mescid'e gitti ve orada karşılaştıklarına Kudüs'e yap-ügı yolculuğu anlattı, düşmanları buna çok sevinmişlerdi; çünkü şimdi ellerinde ona mecnun (deli) demek için karşı çıkılamaz bir delil vardı Kureyşli çocuklar bile Mek-keden Suriye'ye bir kervanın ancak bir ayda varabileceğini ve dönüşün de bir ay olacağını biliyordu Şimdi, Mu-hammed iâe bir gecede oraya gidip geleceğini, iddia ediyordu Bir gurup adam Ebu Bekir (r)'e gitti ver «Şimdi bakalım arkadaşın hakkında ne düşüneceksin? O bize dün gece Kudüs'e gittiğini, orada namaz kılıp geri döndüğünü söylüyor» dediler Ebu Bekir (r) onları yalan söylemekle suçladı, fakat onlar Muhammed (sav)'in o anda Mes-cidde ve yolculuğunu anlatmakta olduğunu söylediler Ebu Bekir o zaman: «Eğer O söylediyse, doğrudur Bunda şaşılacak ne var? O bana gökten haberlerin gece veya gündüz bir saat içinde geldiğini söyledi Ben onun doğru söylediğini biliyorum Bu, sizin yersiz itirazlarınızın ötesinde bir olaydır» dedi[color="#0066cc"] Daha sonra O da mescide gitti ve yine aynı şekilde tasdik etti «Eğer o söylediyse, doğrudur" O zamandan itibaren Peygamber (sav), Ebu Bekir (r)'e, «doğrunun tasdikçisi» ve «doğrunun şahidi» anlamına gelen es-Sıddık adını verdi Bunun yanısıra olayı inanılmaz bulan bazı kişiler, fikirlerinden dönmek üzereydiler, çünkü Peygamber (sav) Mekke'ye dönerken yolda gördüğü kervanları anlatıyor, kaç gün sonra ve nasıl şehre ulaşabileceklerini söylüyordu Önceden haber verdiği olayların hepsi yerine gelmişti Peygamber (sav) Mescİd'dekilere sadece Kudüs'e yaptığı yolculuğu anlatmıştı Ebu Bekir veya ashabdan başkalarıyla yalnız kaldığında, gökte yaptığı yolculuğu ve orada gördüklerinin bir kısmını anlatmıştır Bunlar genellikle daha sonraki yıllarda sorulan sorulara verilen cevaplar şeklinde ortaya çıkmıştır |
|