|
|
Konu Araçları |
bağlı, bağı, efendimize, ile, Îmân, manevi, muttakiler, neseb, olan, rasûlullah, sav |
Manevi Neseb Ve İman Bağı İle Rasûlullah (S.A.V) Efendimize Bağlı Olan Muttakiler De |
07-12-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Manevi Neseb Ve İman Bağı İle Rasûlullah (S.A.V) Efendimize Bağlı Olan Muttakiler DeMANEVÎ NESEB VE İMAN BAĞI İLE RASÛLULLAH (sav) EFENDİMİZE BAĞLI OLAN MUTTAKİLER DE EHL-Î BEYTTEN SAYILMIŞTIR ONLARI SEVMEK TE VACİPTİR Bu konuda Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurmuştur ki: “Bütün muttakiler, Muhammed’in âlidir (ehl-i beytidir)” (Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, III, 89; (No:5624); Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, X, 269)”Ehl-i Beytimden bazıları kendilerinin bana insanların en evlâsı (en sevgilisi) olduğunu düşünüyorlar Hâlbuki durum öyle değildir Şüphesiz benim içinizdeki dostlarım, muttakilerdir Onlar (nesep ve yer olarak) kim olursa olsun, nerede bulunursa bulunsun, değişmez” (Taberânî, el-Mu’cemu’s-Sağîr, no: 318, Deylemî, Müsncd, I, 287 (No:904)) Rasûlullah (as), Muaz b Cebel’i Yemen’e gönderirken, onunla birlikte uğurlamaya çıktı Kendisine tavsiyelerde bulundu Muaz (ra) binekte, Rasûlullah (as) ise yerde yaya yürüyordu Uğurlama yerine geldiklerinde Efendimiz(as): “Yâ Muaz! Belki bu seneden sonra benimle burada karşılaşıp görüşemeyeceksin!” buyurdu Rasûlullah (as)’ın ayrılığından (ve bu işaret yollu vefat haberinden) dolayı Muaz (ra) ağladı Sonra Rasûlullah (as) geri dönüp, Medine’ye yönelerek: “Benim için insanların en evlâsı (en yakını) her kim olursa olsun, nerede bulunursa bulunsun, muttaki olanlardır” buyurdu( Ahmed, Müsned, V, 235; Ali el-Muttakî, Kenz, III, 91) Allah Resulüne olan sadakati ve sevgisi İran asıllı Selman-ı Fârisî Hzlerini Ehl-i Beytin içine katmıştır Selman (ra) İslâm’a girişiyle ve Hendek harbindeki ince siyaseti ile bütün ashabın gönlüne girmişti Muhacirler: “Selman bizdendir”diye onu kendileri gibi görmüşlerdi Ensâr ise: “Hayır, aslında Selman bizdendir” diye ona sahip çıkmak istemişlerdi Allah Resûlü (sav) bizzat araya girdi ve: “Selman bizdendir; Ehl-i Beytimizdendir” (Ibnu Sa’d, Tabakât, IV, 83; Muhammed eş-Şâmî; Sübülü’1-Hüdâ, IV, 365) buyurarak, onu has dairenin içine aldı; kıyamete kadar hayırla anılacak grubun içine kattı İman, sevgi ve takva yolunda hizmet ile herkes bu şereften bir derece pay sahibi olabilir Bu kapı herkese açıktır “Allah’ın dostları ancak muttakilerdir” (Enfal/34) âyeti nazil olunca, Hz Resûlullah (sav): “Benim dostlarım ancak muttakilerdir” (Hâkim, Müsterdek, II, 328; Ibnu Kesir, Tefsir, IV, 51) buyurarak, işin esâsının iman ve takva olduğunu belirtti Bir kimse, hem Allah Resûlünün temiz nesebine, hem de edebine vâris ve sahip olursa, o nur üstünü nur olur Böyle olduğu için, geçmişte ve günümüzde, takva imamlığını en liyakatli şekilde temsil eden onlar olmuşlardır Yani, irşad kutubluğu, Ehl-i Beytin şerefli mensubu ariflere nasib olmuştur Bu, Allah Rasûlü’nün (sav) kıyamete kadar devam eden nübüvvetinin bir tezahürüdür Velâyet, nübüvvet mucizesinin bir devamıdır ve bu nur en parlak şekilde o nübüvvetin sahibi Hz Muhammed (sav) Efendimiz’in evlâtlarında zuhur etmiştir ve hâlen de etmektedir Allahım! Bizi Ehl-i Beyt sevgisiyle yaşat ve o sevgi içinde hasret Bizi takva ile şereflendir; rızâ ve cemâlinle sevindir Âmîn, bi hürmeti Seyyidi ‘1-Mürselîn Velhamdü lillahi Rabbilâlemin |
|