Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
düşmeyen, edemez, kuyuya, rüya, tabir

Kuyuya Düşmeyen Rüya Tabir Edemez

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuyuya Düşmeyen Rüya Tabir Edemez



Kuyuya düşmek nedir, bilmeyen; rüya tabir etmeyi bilemez Hem nasıl bilsin? O, mazlumların, duvarlar ardında, fazl-ı ilahî ile kazandığı, özgür kalma sanatıdır Zulme uğrayanlar, eziyet çekenler, ah u enin edenler, bu çektirilenlerin sıkletindendir ki; dünyadan soğurlar, yüzlerini başka âlemlerin yankılarına, yansımalarına ve ilhamlarına açarlar Başkalaşırlar…

Nazarın gayba yönelmesi (benim anladığım şekliyle) tek türlüdür: Bu dünyadan soğumak, soğumak, soğumak… Ya gönülü bir şekilde soğumak veyahut da bize yapılan ihsan eşliğinde soğumak

Peki bu ihsan nasıl olabilir? Aklıma pek çok çeşit geliyor Bir hastalık olabilir, bir sakatlık olabilir, bir musibet olabilir, yakınlarımızın bizden evvel ve bizden çabuk göçüp gitmesi olabilir Hatta gönlümüzün monotonluk sıkletiyle sıkılması, daralması ve yediği baldan dahi tat almayacak hale gelmesi dahi bu yönüle ele alınabilir

Her ne şekilde olursa olsun; dünyadan soğutulan, eğer bu soğutmadaki amacı anlarsa, bambaşka âlemleri seyr ve temaşa edebilir İyi niyetlerle de bunu yapabilir, kötü amaçlarla takip edebilir

Bedir’in, Uhud’un, Harem-i Şerif’in Efendisinin (asm) nübüvvet evvel yalnızlığı sevmesi, tek başına dağlara çıkıp düşünmeyi tercih etmesi boşuna değildir Bu, bir çeşit soğuma ve “soğutulma” haletidir (Bazen, küçüğünün küçüğü şeklinde hepimize gelir)

Aynen bunun gibi, daha küçükken anadan, babadan, dededen yoksun kalışı da; onun adına bir çeşit soğuma ve soğutmadır Yüzünü başka âlemlere, hem iradi, hem gayr-ı iradi çevirmedir

Hâşâ, dilim kurusun, onun o çeşm-i masumu asla kem nazarla çevresine bakmamıştır, fakat yine de böyle büyük bir vazifenin hadimi olarak, dünyadan soğutulması, doğaldır Çünkü o, yalnız kendi hayatına değil, bizlere de imamdır Yalnızca kendisi için yaşayamaz hayatı bu nedenle Bazı şeyler ona bizler için yaşatılır Sırf bunun için bile binler salat olsun ona…

Açıp Kur’an-ı Hakîm’i bu gözle okuduğunuzda, sair peygamberlerin yaşadıklarının da bu minval üzere olduğunu fark edebilirsiniz Gerçi uğradığı musibetlerle en çok Eyyub Efendimiz (as) bilinir; fakat Yusuf Efendimizin kuyusu, Züleyha’sı, zindanı; Yunus Efendimizin denizi, hutu, kavmiyle imtihanı; Lut Efendimizin misafirleri ve onları korumak için yaşadıkları; Nuh Efendimizin oğlu, su ve zaman ile imtihanı, hep bu türden soğutmalara girer Zikrettiklerimizden bazıları nübüvveten sonra yaşanmış olabilir, ancak bu kemal yolculuğu insan için hiç bitmez Bittiğini sanan, düşmeye başlamıştır Ya uyanmaz, yahut dibe vurmadan uyanır…

Bana öyle geliyor ki; Kalplerimizin Sevgilisi (asm) dahi vefat ettiği anda; Miraç’ta Cenab-ı Hak’la mukaleme ettiği zamandan çok ötededir, çok ilerdedir Zira ömrün hikmeti budur Ömür bir fırsatlar toplamıdır Kemale varılmadıkça da, nihayet bulunmaz İster iyi yönde, ister kötü yönde Her ömür bir kemal yolculuğudur Allah, bizi, onu arama heyecanından mahrum etmesin Amin…

Ahmet Ay

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.