Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayırlı, istemek, olanı

Hayırlı Olanı İstemek

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hayırlı Olanı İstemek




Bûşehr sakini merhum Seyit Abdullah şöyle anlatır:

Vaktiyle İsfahan âlimlerinden biri, deniz yoluyla hacca müşerref olmak için bir grupla birlikte Bûşehr’e gelmişti Ne var ki İngiliz elçiliği vize vermeyerek zorluk çıkarmıştı Ben de dahil olmak üzere birçok kişi işin düzelmesi için elinden geleni yapmaya çalıştıysa da bir faydası olmadı

Şeyh ve arkadaşları bu duruma oldukça üzülmüşlerdi Şeyh, “Epey müddettir hacca gitmek için uğraşıyoruz Bir aya yakındır yoldayız ve bu yolda sıkıntılara katlandık ( O zamanlar kafile yolculuğu İsfahan’dan Şiraz’a 17 gün, Şiraz’dan Bûşehr’e kadar da 10 gün sürüyordu) Bu yüzden geri dönemeyiz” diyordu

Şeyhi oldukça üzgün ve sıkıntılı görünce acıdım Bir şeylerle meşgul olmasını sağlayıp rahatlatmak için mescidimi ona vererek cemaat namazı kıldırmasını ve minbere çıkıp vaaz vermesini rica ettim Şeyh isteğimi kabul etmişti Her akşam minbere çıkıyor, beraberindeki hacı adaylarıyla birlikte hüzünlü ve kırık bir kalple Allah’a yalvarıyor, “emmen yucibu” ayetini okuyor ve İmam Hüseyin’e (as) tevessül ediyordu Onların bu yakarışı her işiteni etkileyip üzüyordu

Birkaç akşam böyle perişan bir halde Allah’a yalvarıp şikâyetlerini dile getirdiler “Rabbimiz bizler geri dönemeyiz, bizi maksadımıza ulaştır!” diyorlardı

Bir gün İngiliz konsolosluğundan birkaç kişi geldi Şeyhe, “Gelin de izin belgenizi alın!” dediler Sevinçle vizelerini aldılar ve Kâbe’ye doğru yola koyuldular

Aradan birkaç ay geçmişti Bir gün deniz kenarında dolaşırken saçı başı birbirine karışmış kötü görünüşlü birine rastladım Bana pek yabancı gelmemişti “Sen birkaç ay önce falan şahısla birlikte Mekke’ye gitmek isteyen İsfahanlı değil misin?” diye sordum “Evet” dedi Bunun üzerine Şeyh’in ve arkadaşlarının durumunu sordum Uzun uzun ağladıktan sonra cevap verdi: “Yolda önce haydutların saldırısına uğradık, mallarımızı yağmaladılar; sonra da hastalığa yakalanarak hayatlarını kaybettiler Onlardan geriye sadece ben kaldım; durumumu görüyorsun!”

Biladî der ki:

Onların dualarının niçin kabul olmadığını şimdi anlıyorum Israrlarını sürdürünce Allah isteklerini kabul etti, ama bu kendi zararlarına oldu

Allah-u Teala Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür Sizin için daha körü olduğu halde bir şeyi sevmemeniz de mümkündür Allah bilir, siz bilmezsiniz”[1]

Yine başka ayette şöyle buyuruyor: “Eğer Allah insanlara, hayrı çarçabuk istedikleri gibi şerri de acele verseydi, elbette onların ecelleri bitirilmiş olurdu Fakat bize kavuşmayı beklemeyenleri biz azgınlıkları içinde bocalar bir halde (kendi başlarına) bırakırız [2]

Ayetteki kasıt şudur: Bazıları şerri talep ederek hayrı istediklerini sanırlar İstedikleri şey hayırlarına olmadığı için Allah onu kabul etmez Tıpkı öfkelendiklerinde kendilerinin ya da evlatlarının ölümünü dileyen, öfkeleri yatışınca da bundan pişmanlık duyup duaları kabul olmadığı için Allah’a şükreden kimseler gibi…

Nice işler vardır ki insan, hayrının ve saadetinin onda olduğunu zannederek ısrarla o işin olmasını yeğler, ama muradına erince de “Keşke bu iş olmasaydı!” diye hemen pişman olur

Dolayısıyla insan, hacetlerini Rabbinden dilerken isteğinin hayırlısını Allah’a bırakmalı ve şöyle demelidir: Ey âlemlerin Rabbi! Dini ve dünyevi hacetlerim ancak senin rızan ve benim de hayrım doğrultusunda olursa yerine getir!

İnsan, diliyle söylemese bile bunu kalbinden geçirmelidir O halde Rabbimizden bir şey talep ettiğimiz zaman o işin yararımıza mı, zararımıza mı olduğunu Allah’a havale etmeli; hayrımıza olanı Allah’tan dilemeli; aksi halde ondan vazgeçmeliyiz

Netice olarak, insan kendisini Rabbi karşısında aciz, zayıf ve maslahatını teşhis edemeyen bir kul olarak görmeli; Rabbini ise her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen bir Rab olarak bilmelidir Haceti verilmezse Rabbine karşı kötü düşüncelere kapılmamalı ve O’nu, isteğini yerine getirmediği için itham etmemelidir Aksine duası kabul olmadıysa, bunu ya kendi maslahatına ya henüz vaktinin gelip çatmadığına ya da duasının kabul gerektiren bazı şartlara haiz olmadığına yormalıdır

———–

1-Bakara, 216

2-Yunus, 11

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.