Prof. Dr. Sinsi
|
Kral Öldü
KRAL ÖLDÜ   
Dünyanın bütün babalarını; Ve hatta bütün ata babalarını, benim babam geçerdi  Babamdı, bir duvar kadar sert, bir yiğit kadar mert, bir diktatör kadar asi, bir aktör kadar kendini gizlemesini bilen, saklanan, bilinmez bir yolda giden, benim babamdı   Dağ gibiydi, taş gibiydi, yıkılmaz bir duvar, yenilmez bir güreşçiydi  Dünyanın bütün dağlarını geçerdi, hatta ağrı dağını, ve hatta everesti  
Kraldı, kral gibi yaşadı  Dünyanın bütün krallarından fazla kraldı, o benim babamdı  
Kral öldü, krallar da ölürmüş, ama benim babam baharda öldü, ağaçlar çiçek açınca, demiştim, biliyordum; baharı bekliyordu nefesini de vermek için, çiçeklensin istiyordu bahçemiz, çağlalar olsun, erikler tomurcuklansın, çimenler büyüsün, bahar gelsin diye bekliyordu  Krallar baharda ölür, ben biliyorum siz bilemezsiniz; çünkü sizin babanız bana benzemezdi, benimki bana benziyordu, baharı severdi, çok severdi; sizin babanız benim babamı geçemezdi krallık üstüne, bahardanlık üstüne 
Benim babam kraldı, baharda öldü  
Öldü benim babam  Şimdi yok, artık dağın başındaki toprağın altında gözleri, oradan bakıyor evimize, evine, oradan gözetliyor hepimizi; sanki şimdi haykıracak; sanki şimdi çıkıp gelecek, annemi dövecek, annem çığlıklarla acıtırken geleceğimizi, o yumruklarıyla yıkacak geçmişi; biz altı küçük yürek, kendimize saklanacağız yine, içeriye; çok içeriye kaçacak gözlerimiz, korkudan büzüşecek kalplerimiz, babam şimdi yeniden gelecek, hiç kapı çalmadan, öksürmeden, dimdik, duruşuyla yıkacak merdivenleri, her adımda uzaklaşacak, sanki babam hiç ölmeyecek 
Sanki babam gelecek, gelişiyle hiç gitmeyecek  
Benim babam çoktan öldü aslında, çok olmuştu öleli  Gözlerinden ilk damlalar akmaya başladığında, yüreği pamuk kadar yumuşadığında, ‘benim güzel kızım’, demeye ilk başladığında ölmüştü, kendinden başkasına dönüştüğü ilk gün ölmüştü aslında, o gün kral çökmüştü  İlk torun sevgisi yüreğine yerleştiğinde, her ayrılığın arkasından ağlamasıyla vermişti son nefesini  Her gözyaşı biraz son’dur aslında  Sonun her başlangıcı bir damladır, düşer yüreğine; bitiş başlar, tükenişinin önünü kesemezsin  Benim babam duvarlarını yıktığında ölmüştü aslında, o da biliyordu, çoktan ölmüştü, baharı bekliyordu, ağaçlar çiçek açsın, çağlalar biraz olsun, gidecekti temelli  
Benim babam öldü!  O ölürken ben gidiyordum, yola çıkmıştım; beni göndermedi;’ bekle, öleyim de öyle git’ dedi  Beni çağırmıştı, işten izin alıp da gitmiştim, ona gitmiştim, sanki bir şeyler söylemek istiyor gibiydi gözleri  ‘Allah,’ de baba, dedim, dedi mi demedi mi anlaşılmadı birşeyler söylemeye çalıştı, gözleri üzerimdeydi, sevinmiştir belki geldiğime  Sevinmiştir belki bahçemizdeki ağaçların çiçeklendiğine, çağlaların olgunlaştığına  Çok acı çekmişti yatağa düşeli beri, hele de annem ona bakalı beri, sessiz bir hasta göze dönüşmüştü bedeni, sadece gören, konuşmayan, söylemeyen  
Yakışıklı adamdı benim babam  Ölürken de yakışıklıydı, gülümsüyordu sanki, dimdik duruyordu, hiç ölmemiş gibi, ayağa kalkıverecek gibi, çocukluğumdaki babam gibiydi, beyazlar giyinmişti, dik duruyordu, tek farkı yatıyordu, gözleri kapalıydı 
O benim babamdı, öldü   
Benim babam öldü, kral öldü diyorum, duymuyor musunuz!  Artık yok, kara gözlü oğluna seslenemeyecek, çok sevdiği paralarını sayamayacak, çünkü mezara onları da gömemedi, elinde olsaydı gömerdi  Cenazesine okuttuğu , yardım ettiği onca insan, dostları katıldı, neredeyse bütün herkes oradaydı  Bütün herkes oradaydı, ben de oradaydım, ellerim titriyordu, çok titriyordu; tutsun istemiştim, bir kez olsun tutsun istemiştim ellerimden; tutmamıştı, tutamadan gitti   Kraldı benim babam, iyiydi, mertti; sadece bizden ; altı küçük yürekten saklamıştı gülümsemelerini,iyiliğini  Ne olurdu kral olmayaydı, ne olurdu, kralın bahçıvanı olaydı, çiçekleri iyi sulasaydı, ne olurdu cenazesinde üç beş kişi olaydı da ; sadece ailesi olaydı; o benim babamdı, başka babam mı vardı?  
Babamdı, babacığım diyemediğim, göğsüne yaslanıp ağlayamadığımdı, arkama alıp güç alamadığım, sevgimi gösteremediğimdi; ama o benim babam dı  
Dağ gibiydi; taş gibiydi, yıkılmaz bir duvardı, yıkıldı 
Yenilmez bir güreşçiydi; yenildi 
Bir kraldı, öldü   
Onu seviyordum  
O benim babamdı  
ferkul
|