Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
busenin, göz, yaşları

Busenin Göz Yaşları 31

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Busenin Göz Yaşları 31



Busenin Göz Yaşları 31 Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü

Buse ikilem içerisinde olduğunu,ortadaki aşkın baş aktörü olan erkeğe iki kardeş tarafından duyulan sevdanın ateşinin külleri arasında; kendisinin kaldığını benliğinde hissediyor ve göğsüne taş basarak kabullenmekten başka çaresi olmadığına inanmaya çalışıyordu


Kardeşi Emine'nin,kendisine uzatmış olduğu resme baktığı ilk anlardaki, yüreğinin gizemli yerlerinde duyduğu kıskançlık nöbetlerinden; kendisini sıyırıp çekip kurtarmış,eskisine nazaran daha sağlıklı ve daha mantıklı düşünmeye başlamıştıİlk anlarda metanetli görünmeye çalışsa da yüreğinin derinliklerinden farklı frekans dalgaları geldiğini ne yazık ki bu frekans dalgalarının;şu anda yeni doğmakta olan aşkın önüne bariyerler konulması gerektiğini istiyor ve ısrarla:


-Hadi,gerçekleri;kardeşin Emine'ye açıklamalısınKör talihin,bula bula sende;derin izler bırakan,unutamadığın aşkın Tugay'ı mı buldu,onu mu seçti?Başka erkek yok muydu bu gezegende sanki


Bir tarafta dökülen göz yaşları,kan damlayan yürek

Diğer tarafta mutluluğun zirve yaptığı buram buram aşk kokan sevinç göz yaşları ve parıltılarıKıpır kıpır eden yürek


İkincisinde, sayısız tomurcukların patlayıp,yeni filizlerin fışkırmasıyla; mutluluk rüzgarlarının eseceği, içinde;bülbüllerin,kanaryaların,müziğin en güzelini ortaya koyup,en güzel hüzzam şarkıların sözlerini şakırdayacağı,gönüllerde unutulmayacak ve daima anımsanacak gül bahçesi kuruluyor Sen de, bu gül bahçesinin kurulmasına tepkisiz kalıyorsun haOlur mu hiç,olur mu?OlmazOlsa bile bu gül bahçesinin içerisinde hiç mi misafir olmayacaksın ya da yanından hiç mi geçmeyeceksin,ha ?


Ne yazık ki,içinden geçtiğin zamanlar da olacak,yanından geçtiğin zamanlar daİşte o zamanlar,senin hallerin ne olacak Buse,ne olacak?Ha,söyle bakalım,söyle?Niye sessiz kalıyorsun,yanıtlamakta zorlanıyorsun değil mi?


Buse,sen sen ol,bu gül bahçesinin kurulmasına kesinlikle izin vermeKardeşin Emine'ye her şeyi itiraf etTugay'ın bir zamanlar kendi sevgilin,aşkın olduğunu ve birbirlerinizi deli gibi sevdiğinizi itiraf etEt,et,etEğer bekler,üzerinden biraz zaman geçerse,bu itirafı yapamayacağın gibi ileriki günlerde de git gide eriyip gider,kendini yok etmiş ve kendi sonunu kendin hazırlamış olur,milim milim eriyip tükenirsinTamam mı Buse?


İçindeki gizemli bir ses,adeta bu çağrışımı yapıyordu


Bu düşünceler çıkmazında;gecenin zifiri karanlığı içerisinde bir süre yıldızları izlediArada bir kayıp giden yıldızlar,içerisine hüzün duygularını bırakıp bırakıp gözden kayboluyorlardı adeta


Yapılmakta olan düğünün debdebesi,toplanan kalabalığın eğlenmek için bağırıp çağırmalarını hoyratça buluyor ve onların kendilerinden geçiyor olması hiç umurunda olmuyordu


Biraz sonra kına gecesi için oğlan evi tarafından gelenler,kız kurusu Selma'nın ellerine kına yakıp birlikte söyleyecekleri manilerle "gelin" ağlatılacak,düğünün usulleri yerine getirilecekti


Emine,ablası Buse'nin kendi dünyasındaki sessizliğe gömüldüğünü,eskisi gibi gülüp oynamadığını,geç de olsa sezinlediİçinde kuşkular doğmaya başladıMutsuz muydu,köyde yoksaKocasıyla geçimsizlikleri mi hat safhadaydıNeyin nesiydi,bir türlü anlamış değildi doğrusuÜstelik yakında doğum da yapacaktıNur topu gibi bir yeğen de dünyaya getirecektiKöye satılmadan önceki halleriyle şimdiki arasında adeta yüz seksen derece tezat oluşturan davranış biçimleri sergiliyorduBirbiriyle zıt iki insan profili vardı karşısında;birincisinde,sevecen,kollayan,gözle rind e yaşama sevinci fışkıran cıvıl cıvıl bir Buse,diğerinde ise tam tersi olan Buse


-Abla,şu anda burada düğün olmasına rağmen,bir tek gülmeyen bir insan varsa, sensin gibime geliyor


-Nereden çıkardım Emine canım, bunları?


-Ama abla, ben öyle sezinliyorumBenin canım ablam,daha önceleri böyle miydin hiç?Yerinde duramaz,cıvıl cıvıldınŞimdi ise öyle mi,yorgun bir savaşçıyı andırıyor davranışlarınAşkından ayrılmış bir sevgiliyi yansıtıyorsun sanki


-Düşündüğün şeylere bak, kardeşim benim Bir de aşkından ayrılmış sevgili laflarını da nereden çıkarıyorsun Benim öyle şeyleri düşünecek, çocukluk hallerim mi kaldı Artık evli barklı bir insanım Öyle değil mi


-Haklısın abla Birden içimden öyle söylemek geldi deGereksiz yere kalbini kırdıysam özür dilerim,ha


-Tamamözür dileyecek bir şey yok ortada ama sen de biraz pozitif düşünmeye bak,değil mi?Hadi,biraz sonra Selma'nın kına gecesi başlayacak,orada bulunmazsak ayıp olacak

Selma, odanın ortasındaki sandalyenin üzerinde,yüzü kırmızı tülle örtülmüş vaziyette duruyor,odanın içerisindeki kadınlar ise kaynananın gelip Selma'nın avuçları içerisine kına yakmasını dört gözle bekliyorlardı


Nihayet oğlan tarafının kadınları da büyük bir gürültüyle geniş olan odaya doluştular

Damadın anası,gelini Selma'nın yanına yanaşmış,kınayı ellerine sürmeye hazırlanıyorduSelma'nın ellerini anı bir refleksle geriye çekmesiyle bir an şaşırmış,etraftaki kadınlardan gelen :


"kaynana, gelin eli boşa açılmazEline para sıkıştıracan ki gönü olsun da gelin de ellerini açsın"ikazıyla şaşkınlığını gülerek örtbas etmeye çalıştı


Kadınların içinden bazıları hala bağırmalarına devam ediyorlardı:


-Bahşiş,bahşiş,bahşiş

Kayınvalide," ulan opular sizin bahşişinize başlarım ha " diye içinden geçirse de elleri titreyerek önceden hazırlamış olduğu paranın yerinden belli miktar çıkararak:


-Peki bayanlar,gelinimiz Selma'ya feda olsun paracıklar


Diye söylemekten kendisini alıkoyamadıHala Selma'nın avuçlarına sıkıştırdığı parayı yetersiz görenler,bağırmaya devam ediyorlardı,aynı nakaratla:


-Bahşiş,bahşiş,bahşiş,bahşiş


Kaynana boncuk boncuk terler içinde kıvranıyor,aklından:


"Ulan opular,sizin gızınıza da size de başlayacam şimdiUlan ben bu gızı,benim salak oğluma az daha almasaydım,turşusunu kuracaktınız ya diye geçiriyordu


Bir miktar daha para eline sıkıştırınca,etraftan büyük bir alkış tuhafını odanın içerisine yayıldı


Nihayet Selma'nın ellerine kına yakılmış,şenlik başlamıştıGenç bir kız başının üzerinde yanmakta olan mumların tepsisini başına koymuş,en önde yürüyor,gelin onun arkasında,kadınlar da gelinin peşinde sıra sıra yürüyerek meydanda toplandılar


Gelin,kalabalığın ortasında yine sandalyede oturuyor başlamış olan manilerle gözleri iki çeşme olmuş ağlıyorduGörenler de vaziyeti ciddiye alıp manilerini daha bir gaydeli söylemeye çalışıyorlardı:


Artık aldık kızı,başka bi'şey istemeyiz

"Düğünümüze bekleriz" bilene demeyiz

Gelirseniz başımızın üstündedir yerimiz

Gelmezseniz,gelmeyin ne yapalım,siz bilirsiniz

Diğer taraftan gençlerin içersinden birisi yüksek sesle:


Kınayı getir ana

Parmağın batır ana

Bu gece misafirim

Yanında yatır ana


Manisini söylüyordu


Selma,artık muradına ermiştiHer ne kadar kına gecesinin yanık manileriyle gözlerinden yaşlar aksa da içten içe evden kalmaktan kurtuldum diye seviniyordu




Ayhan Sarıkaya

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.