07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ayın Yirmi Biriydi Güzelliğin
Ecem Ayna
Ayın yirmi biriydi gÜzelliğin  Usulca en derinime akıp eski bir kilisenin kapılarını araladı 
Ayın yirmi biriydi güzelliğin,yasaklarım sızıyordu bakışlarımdan  Surların gerisine gizlesem,kirpiklerin yıkıyordu  Eski bir aşkın heykellerini dikiyordun gözlerimin içine,anlamak ister gibi,susuyordun  Susuyordum,anlatmak ister gibi  

Ayın yirmi biriydi güzelliğin,tüm tozlu heykelleri gün ışığına çıkarılmış çıplaklıktaydı tapınağım  Tanıdık bir yabancıyla konuşmanı izliyordum: o her yapmacık halden uzak tavırlarını, dudağının kenarında uzanan belli belirsiz kıvrımı  Olgun bir çocuğu andırıyordun daha çok Sonra bana çeviriyordun başını,ben yere eğiyordum,sen görmüyordun gözlerimin ardındaki suçluluğu 
Ayın yirmi biriydi güzelliğin,dinler gibi gülümsü yordum bilge bir adamı  Sorsalar,senden başkasını duymuyordum  Mahrem bir sırrı paylaşıyorduk susmalarımızda; yalnız kaldığımız o çok kısa, o çok uzun anlarda  Biraz yaklaşsa ellerin,sıcaklığı yakıyordu  Kenetleyip sakladım ellerimi, bir ayıbı örter gibi
AYIN yirmi biriydi güzelliğin   Sarılıp öptÜm, bir lavanta nefesiyle dokundun varlığı çok eski zamanlarda unutulmuş bir yerlere Kapıya yöneldim,içimde içilmemiş sarhoşluğu gözlerinin  Kıyamadım yabancısı olduğun bir sevgiyle kalbini yormaya; hiç böyle sevilmiiş miydin,soramadım  Tek kelime etmeden,kutsandım kollarında 
Ayın yirmi biriydi güzelliğin,,,,Gitmelere yıkandım,sana çekildi sularım  Eski bir kilisenin anahtarını bıraktım avuçlarına,kimse bilmedi  Belki sen bile hissetmedin  On dördü yerin dibine girdi utançtan Ayın yirmi biriydi güzelliğin 
|
|
|