Prof. Dr. Sinsi
|
Buse'nin Göz Yaşları 39
Buse'nin Göz Yaşları 39 Öyküsü - Derin Duygular - Ayhan Sarıkaya - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü
Buse,iki üç gün geçmesine rağmen anılarını yazmaya başladığı defteri bir türlü bulamamış,tedirgin olmuştu Yazdığı anılar ve şiirler,onun tek tesellisi konumundaydı Şiirlerinin mısralarına ve nesrin cümlelerine sığınıyor,kendisini iç huzura kavuşturuyordu Hemen ertesi günü bir fırsatını bulup marketçi Hüsne2nin yanına uğradı Yine havadan sudan konuştular Hüsne,muhtarın gelinin kız doğurduğunun haberini çoktan almış,markete gelip gidenlerin kulağına çıtlatmıştı bile  
-Kız duydun mu?Dün gece muhtarın gelini kız doğurdu
-Essah mı diyon
-Hemi de ebeliğini, Ahmet efendinin yeni karısı Buse gelin yaptı
-O da nerden biliyormuş,ebeliği?Daha kendisi çocuk sayılır  
-Ama hemşireymiş  
-Vay be, iyi o zaman Köyümüz için bulunmaz nimet desene Tabi kocası izin verirse O da pek asık suratlı maymuna benziyo ha  
-Ha ha ha ha   
Buse,bu gelişinde;diğer günlerden farklı olarak marketçi Hüsne'nin görebileceği şekilde az yukarıya asılı duran otuz yedi ekran televizyona gözleri takıldı Markete girip çıkanlar,alışverişten ziyade küçük beyaz ekrana bakmadan geçemiyorlardı  Bunun farkında olan Hüsne,farklı bir havayla kendisini kısıyor;zenginlik tavırlarıyla:
-Bu televizyon denen alet de çok faydalı canım  Alır almaz dünyada ne olup bitiyosa hemen gözlerimizin önüne geliyo Hele o reklamlar var ya Benim için o kadar faydalı ki  Köyün her evinde olsa ne güzel olur  Değil mi Buse gelin Aslında sen aldır gız şu sihirli kutudan bir tane kocana Köyün en varlıklı adamı zaten  İstese hemen şu saatte alır Hem taksitle de veriyorlarmış  Yeni çıktı ama ne gadar faydalı biliyon mu?Hem canın da sıkılmaz Günlük iki tane de aşk dizileri koyuyorlar gız  Hı  Aldır kocana  
Buse:
-Bakalım diye geçiştirmişti Onun aklı fikri defterdeydi Birinci defteri nasıl kaybettiyse ikincisine de aynı şekilde yok eder düşüncesiyle iki adet almayı yeğledi
-Hüsne abla, bana yine kalınlarından defter  Bu sefer iki tane olsun
Hüsne şaşırmıştı Daha birkaç gün önce defter aldı? Bu da neyin nesi diye merakla:
-Ne o Buse gelin, kocanın alacak verecek işlerini mi kayıt yapıyon?
-Yok be abla, Bizim küçük kız Gül pembe var ya, onu ders çalıştırıyorum da, iki de bir defterini kaybediyormuş da  Hem onu ders çalıştırıyorum  
-Kız Buse,sende de yok yok hani Öğretmenlik dersen var,ebelik dersen var helal olsun sana kız Senin doğum da yanaştı ha  
İkisi birlikte gülüştüler  
Defterleri alıp geldikten sonra masanın üzerinde uzun bir süre yine onları okşadı
İlk sayfasını açıp,"Buse'nin Çileleri" başlığını değiştirip" İSYANLARDAYIM "Diye büyük harflerle yazdı Bundan sonra anıları,"isyanlardayım" diye başlayıp devam edecekti  
"Buse'nin Çileleri" başlığını koyduğu günlüğüyle yazdığı şiirleri ve doğacak oğluna yazdıklarını anımsadı Hafızasını yokladı Kelimesi kelimesine beyninde canlanıverdi düşünceler:
"Bebeğim,yavrum, gelişini dört gözle bekliyorum Farkındayım her şeyin;tekmelerin,karnımın çeperlerini öyle sabırsızlıkla vuruyor ki ve ben çok mutlu oluyorum bu halinden Ne kadar hareketli bir çocuk olacağın her halinden belli Karanlık ortamdan aydınlığa çıkmak için ne kadar da aceleci hallerin var Şimdiden sana ninniler söylemeye başladım bile Sen,karnımı tekmeledikçe sana bazen şarkılar bazen de şiirler mırıldanıyorum  O zaman beni anladığına ve beni can kulağı ile dinlediğine inanıyorum  Sana hep hüzünlü şiirler okuduğum için beni bağışla oğlum  İnşallah dünyaya geldiğin zaman senin için daha farklı bir anne olacağım  Sana çektirdiğim çileleri kesinlikle hissettirmeyecek hep mutlu görünmeye çalışacağım  "
Diye uzayıp gidiyordu Şiiirleri anımsamaya çalıştı Evet onlar da hafızasında canlandı" Her ne kadar şiirlermi,ilhamla gelmiş olsa da benden ilham hiç eksilmiyor ki  "diye bir anlık düşündü  
Şu dünyada muradını almayan
Tabibe yaramı sar diye ağlar
Sağlığında sevdiğini sarmayan
Mezarda kolları yar diye ağlar  
"Ağlar" başlıklı şiirinin birinci kıtası aklına gelir gelmez hemen yazdı
Kafası şişmişti Marketten dönüşte aldığı sigara paketini açtı,bir tane yakıp,dumanını ciğerlerinin en ücra köşesine dek yolladı Ağzından çıkardığı dumanı da dışarıya aheste aheste üfledi  Radyonun düğmesini çevirdi  Amasyalı Seyit Al'ın türküleri kulak çeperlerini yaladı durdu  Belli bir süre sonra Sonra da spiker:
-Sayın seyirciler, şimdi radyoya uygulanan dizi filmin birinci bölümü "Sevenler Ayrılmasın" ı sunuyoruz  
Bu başlık,dikkatini çekti Dinlemeyi yeğledi "Hem başımın ağrısı da geçer belki" diye de düşündü  
Yarım saatin sonunda dramatik bir aşkın öyküsü,kendisini oldukça sarsmıştı
"Sanki kendi yaşadıklarımı yansıtıyordu,dizi film  "diye us'ladı  
Sevenler ayrılmaz derlermiş ama maalesef öyle olmuyor Bal gibi de ayrılıyorlar Sen ayrılmasan bile araya giren kara çalılar,bu işi yapıyorlar  
Tekrar defterinin sihirli sayfasına dönüp dalga dalga gelmeye başlayan ilham perisiyle elindeki kalemi şiirinin mısralarını sıralamaya başlamıştı bile:
YALNIZLIK
Yalnızlık öyle zor ki yaşayan benim
Yaşan kalbim,bakan gözlerim görür onu
Kimse yok yanımda teselli versin
Yalnızlık öyle zor ki; yaşayan benim
Acılar,içimde;sitem, dilimde
Yalnız kaldım bunca gurbet elinde
Tek tesellim;sigaramla radyomda
Yalnızlık öyle zor ki;yaşayan benim  
Öyle hastayım ki;halim perişan
Vücudum yaralı,bulunmaz derman
Tutsak oldum,hastaneye çıkamam
Yalnızlık öyle zor ki;yaşayan benim  
Dört duvar içinde akşam oluyor
Akşam olunca kimse bilmiyor
Zalim olan kocam halimi bilmiyor
Yalnızlık öyle zor ki;yaşayan benim
Mutlu musun diye herkes soruyor
Bu acı,içimde hemen büyüyor
Çektiğim çileler,dertler bitmiyor
Yalnızlık öyle zor ki;yaşayan benim  
Şiirini yazıp bitirdiğinde göz yaşları içerisinde kalmış, iki gözü iki çeşme olmuştu adeta  Son zamanlarda duygusallığı daha da artıyor,ilham perisi gelip de şiir yazmaya başlayınca;hemen gözleri yaşarıyordu Bugünkü ağlaması oldukça uzun sürmüş adeta kendinden geçmişti  Göz çukurları,alevler içerisinde yanıyordu sanki  
Karnında yavrusunun ayak darbeleri yine başladı Buse,yavrusunun hareketliliğiyle içinde bulunduğu kabustan sıyrılıp,onunla terapi kurmaya başladı  
-Hadi yavrum,çabuk gel de beni bu yalnızlıktan kurtar Seninle bütün acılarımı unutacağım  Belki de benim ayakta kalmam senin dünyaya gelişinle olacaktır  Hadi meleğim,beni yalnız koma buralarda  Yalnız koma buralarda  
Vücudu ağırlaştı,uykusu geldiğini hissetti Yatağa uzanmadan önce ilk işi defterleri saklamak oldu  Defterleri,naylon poşetin içerisine sokup,dışarıda konağın altında göz göz ayrılmış olan buğday dolu ambara yitiverdi Buğdayla tekrar üzerini kapattı  
"Nasıl olsa buğday,alttaki delikten akıtılıyor Üzerindeki kapak açılmadığı için kimse göremez  "diye kendine güven duygusuyla tekrar odasına çekilip,kendisini yatağın üzerine bırakıverdi  Çok geçmeden acı dolu rüyalara dalmıştı  
"Yine kocası,şiir ve anılarını yazdığı defter  "Defter yine kayboluyordu  Bir süre sonra daldı gitti,uykusunun derinliğinde kendinden geçti  
Ayhan Sarıkaya
|