Çakalın Derdi Acaba Neydi |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çakalın Derdi Acaba NeydiBilenler iyi bilirler köy yaşantısınıKöylerde kış gelince vakit geçirmek veya bir iş ile uğraşmak güçtürYok denilecek kadar da azdırHayvanları olan hayvanlarına bakar,odunu olmayan kışlık odununu getirir,tarlası olan tarlasının kışlık bakımını yaparVelhasıl kışı geçirmek için birşeylerle oyalanır köylü Anlatacağım öyküde kışın bir köy odasındaki yaşantıyı dile getirmekteDedim ya köylü olup köyde yetişenler iyi bilirler,köylerdeki köy odalarınıBurada köyün gençler olsun yaşlıları olsun kışın tadını daha güzel çıkarmak için bir araya gelip hoş sohbetlerde bulunurlarYani bir nevi sosyal aktivite de bulunur köylüler kendilerinceKöylerde eskiden nerde böyle tv,telefon veya en ufak bir teknoloji denilen şu illetYok,insanoğlu vakit geçirmek kışın tadını çıkarmak için böyle odalarda günlerini geçirirlerdi teknolojiden uzak Böyle bir kış günü idiBizim köyde bulunan geç odasında gençler toplanmış sohbet ediyorlardı kendi aralarındaOdada ben diyeyim on,siz deyin onbeş kişi ya vardı ya yoktuAma sohbet koyu vede çokta hoştuBöyle şimdiki gibi eften püften sayılacak sohbetlerden değildi sizin anlayacağınızSohbetin cidiyetliğini herkes benimserdiİşte o gün aralarında şu sohbet geçiyordu Bizim muhtarın Ahmet söz aldıDediki;arkadaşlar bu yıl safariye çıkmayacakmıyızBakın kış geldiAv mevsimide açoldı,dışarda avlanmak için güzelde kar varyani böyle hava böyle bir gün daha yakalayamayız bir dahaHem yapacak herhangi bir işimizde yokEğer herkes müsait olursa gelin derim yarın safariye çıkalımHem kimin nasıl avcılık yaptığıda ortaya çıkarAnlatır durursunuz yalandan dolandanİşte ben öyle avcıyım,ben böyle avcıyımGörelim bakalım kim nasıl avcıOdada bir sessizlik belirdi ve arkasından fırıldak Necmi söz aldı Necmi;35-40 yaşlarında gençliğini geçirmiş fakat yinede gençliğinden vazgeçememiş yalancının üç kağıtcının birisidir kendisiDedi ya arkadaşlar hakketen siz nasıl gençsiniz böyleAhmet kardeş doğru söylerNiye bir safari düzenlemiyorsunuz kiHem bir abinin olarak ben de sizinle gelirimDağları buralarda benim kadar iyi bilen varmı ki bu köydeYok,ee o zaman daha ne susarsınızYarın tezinden yok safariye çıkıyoruzBugün biraz erken dağılalımYarın sabah gün ağarmadan yola koyuluruzŞimdi burada herkesin ne getirip getirmeyeceğini listeleyelim Yaz Ahmet ben işte hepimize yetecek kadar ekmek getiririmSırasıyla herkes yazdırsın bakalım ne getirebilecekseDeğil mi kardeşim sonuçta safari buKış buNe yapacağı veya yapacağımız belli olmazGünübirlik deriz dönemeyiz değil mi?Hadi herkes yazdırsın listeye kerndi getirebileceğini Sırasıyla odada bulunanlar yazdırdılar getirebilecekleriniVe arkasından tekrar başka konulara verdiler kendileriniHa bu arada da çaylarda olmuştu çoktanOdanın meşhur da çaycısı vardı elbetAdı Mustafa idiBir çay yapar namussuz sanki mübarek tavşan kanının tıpkısıNasıl yapar,ne eder de o kadar güzel çay yapar söylemez sırrınıNeyse lafı fazla uzatmayalım da soğutmadan içelim tavşan kanı çaylarımızı Çaylar içildiHoş sohbetler edildiVe zamanda bayağı ilerledi bu aradaFırıldak Necmi kalktı hemen ayağaDedi;arkadaşlar yarın gün ağarmadan burada göreceğim hepiniziGelmeyen olursa eğer gelir ayağınızdan sürüyerek çıkartırım yatağınızdan ona göre ha Herşey kararlaştırıldıListe hazırlandıHerkes evinin yolunu tuttu gecenin o saatindeTabi sabah erken kalkmaları gerekiyorduOyüzden bugün sohbet kısa ve öz olduEtrafı temizlemekte yine bizim çaycı Mustafa'ya kaldı tabikiO'da şöyle etrafı kabadan temizleyip evinin yolunu tuttuÇünkü sabah o da erken kalkacaktı Nihayetinde tan yeri ağarmaya başladıİlk önce kılavuz fırıldak Necmi geldi odayaElinde akşam yazdırdığı gibi ekmeklerleKendisi kılavuzluk yapacak ya tüfek almamıştı omzunaBiliyordu herkes onun dalavereci olduğunuEn hafifinden onun için en ağır yükBuda neydi tabiki ekmekArkasından yavaş yavaş gençler toplandılar odayaHa bizim garip çaycı Mustafa erken gelip çay hazırlamıştı onlaraGelen çayını alıp beklemek için oturdu diğerleriniNeyse herkes gelmiştiKim ne getirecekse getirmişti yanındaFazla gün ağarmadan koyuldu millet yola Akşamdan herşey konuşulmuştuKim kiminle gezecek,kim ne avlayacakTabi safarinin kuralı buGruplar halinde farklı avlar yapmaktı amaçBu sayede doğanın düzeninede fazla zarar gelmeyecekti elbetAv yapılacak yere varıldı nihayetindeBurası köyün yukarısında bulunan yarı meşelik yarı çamlık,yarı çalılık bir yayla dağıydıÖnce tabiki bir dinlenmek yorgunluk atmak gerekliydiYaylada bulunan bir köylünün yayla evine geldiler sonundaOturdular bir ateş yaktılar ısınmak için ocaktaAteş yanarkende herkes son hazırlıklarını yapıyordu avlanmak içinKimisi kamasını,kimi tüfeğini,kimide fişeklerini gözden geçiriyordu sigaralarını ağızlarında tüttürerek Gruplar kendi avlanacağı mevkilere doğru yola koyuldular yavaş yavaşTavşan avlayacak tavşanın bol olduğu yöne,tilki avlayacak tilkinin bol olduğu yöne,domuz avlayacaklarda domuzların yatak yerlerine doğru yola koyulduFazla av yapmakta yasaktı aldıkları karara göreHer grup 3 hayvanı geçmeyecek şekilde av yapacaktıÇünkü aralarında böyle karar almışlardı Bizim fırıldak Necmi domuz avcılığı yapacakların gurubuna katıldıHani dağları en iyi o biliyordu yaDomuz yataklarını gösterecekti sözde avcı grubaHerkes biliyordu neyin nerede avlanacağınıEpey zaman geçtikten sonra fırıldak Necmi bişeyler bahane ederek yayla evine geri döndüDiğerleri avına devam ettiler Bu arada öğle saati geçmiş ikindi vakti yaklaşmıştıDururken tavşan avcı grubu ellerinde iki tavşanla göründü karşıki yamaçtanYayla evine geliyorlardı,tavşanları temizleyip akşam yemeği hazırlamak içinEve geldiler elindeki tavşanlarla birlikteOcakta ateş yanıyorduÇünkü bu görev için çaycı Mustafa görevlendirilmiştiAteşin üzerinde taptaze sıccık çay kaynamaktaydı gelenler içsin üşümeleri geçsin diyeBirer çay içtikten sonra tavşanlar gerekli temizlik yapıldıktan sonra pişirilmek üzere ateşin üzerine getirildiBu arada yavaş yavaş diğer gruplarda dökülmeye başladılar yayla evineHerkesin dilinde şu vardıAvladıkları hayvanların nasıl avladıklarıAvcı işte vuramasada sallar yaİşte sallıyordu herkes böyle kaçtı,şöyle vurdumHepside birer palavraydı tabikiMksat sohbet olsun,zaman geçsinKimsede kimseyi kırmazdı bu palavralardan dolayı Derken tavşanlar pişmiş,bütün grup toplanmıştı yayla evindeSofrada hazırdı bu aradaOturdular sofraya kimi bağdaş kurarak,kimi diz çökerekTadını çıkartıyorlardı safaride avladıkları tavşanın etiyleYemekler yenildiDoyan sofradan ayrılarak bir kenara çekildiBunun üzerine bi sigara yakılmazsa olmazdı elbetFırıldak Necmi yeleğinin cebinden bi maltepe sigara paketi çıkartarak dağıttı orada bulunanlara Çaycı Mustafa ateşe odun atmak için bir ara dışarı çıktıNe olduysa o zaman oldu zatenBu dağlarda hiç görülmemiş bir hayvan evin biraz uzağında dilini çıkartmış eve doğru bakmaktaMustafa biraz afalladı önceHemen içeri koşarak;arkadaşlar dediDışarıda hiç görmediğimiz bir hayvan türü buraya doğru gelmekteOrada bulunan diğer gençler merakla tüfeklerine sarılıp dışarı fırladılar birdenMuhtarın Ahmet fazla beklemeden ateşledi birden tüfeğimiYraladı hayvancağızıYere yığıldı hayvanArkasından yavaş yavaş yaklaştılar,onu öldürmekte istemiyorlardı tabikiFırıldak Necmi atıldı birdenBen bu hayvanı tanıyorum diyerekDedi bu bir ÇakalTabiki çakal olduğunu onlarda yanına vardıklarında bildiler ama çakalın buralarda acaba işi neydiGezmezdi buralarda çakalNasıl olduda buralara yolu düştü veya düşürüldüBu bir şaşkınlık verici,birazda düşündürücü olaydı Neyse olayı fazla uzatmayalım çakalın gerekli bakımını yaptıktan,acığan karnını doyurduktan sonra tekrar bırakıldı doğal ortamınaBu arada akşamda olmuştu Belliki gitmek için yola çıkmak gerekiyorduHep birden herkes toparlanarak daha fazla karanlık çökmeden yola koyuldu oradakiler Herkesin aklındada şu vardı bende de olduğu gibi acaba Çakalın derdi neydi,onu buralara sürükleyen sebeb ne olabilirdi Halil Evren |
|