07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ruhun Esareti 6
Ruhun Esareti 6 Öyküsü - Derin Duygular - Mustafa Uslu - Duygu Seli - Yaşam Hikayeleri - Öykü
Yüreğinde, karanlık tüneller açılmış, her biri ayrı yöne giden karmakarışık yollara çıkıyordu Başkaları için heyecana , mutluluğa, yaşama sevincine çıkan bu tüneller onun için ruhunu tutsak almış, karanlık zindanlara çıkıyordu İçinde, anlam veremediği düş kırılmaları yaşıyordu
Telefonu masaya bıraktı Taşımakta zorlandığı yorgun vücudunu yatağa tekrar bıraktı Boylu boyunca uzanıp, gözlerini duvardaki ne için astığını bilmediği Rock Metal resimlerine dikti
"Bunlar ne kadar mutlular acaba? Yoksa içlerindeki gizleyemedikleri sancıları böyle mi bastırıyorlar" diye mırıldandı
Bu sıradanlaşmış düşünceler yumağından kurtulmak istercesine, çoktandır bir türlü bitiremediği romanını eline aldı Kitabın kapağına boş boş baktı Hangi sayfada kaldığını dahi hatırlamıyordu Şeytanın insanın hayatına nasıl sokulduğunu tüyler ürperten korkutucu sahnelerle film gibi anlatıyordu Bu anlatım tarzı onu bazen çok korkutuyor hatta kitabı okumayı dahi bırakmak istiyordu
Küçüklüğünden beri şeytan, melek, ruh gibi konulara aşırı ilgi duyuyordu Bu konularla ilgili başka kaynaklardan da araştırmalar yapıyor, fırsat buldukça değişik yazıları okuyordu Kafasında çözüm bulamadığı o kadar karmaşık konular vardı ki devamlı bunlara cevap bulmaya çalışıyordu
Bir gün annesi, komşularıyla "karabasandan" bahsetmişler, gizliden gizliye onları merakla dinlemiş, anlatılanlara inanası gelmemiş: "Anneciğim nasıl oluyor anlatsana lütfen?" diye ısrarlı sorularına, annesi: " Bilmesen daha iyi olur, kızım" demiş, Gül daha fazla ısrar edince annesi anlatmaya başlamıştı
" Bir gece bana bu musibet geldi Nefes almakta zorlandım Öleceğim zannettim " Diyerek çok fazla ayrıntıya girmemişti Bu konuşmalar olalı aylar olmasına rağmen böyle konuları şimdi niçin düşündüğünü dahi bilmiyordu
Okuduğu romandaki sahnelerde bir bir gözünün önünden geçiyordu İstemese de bu tür şeyleri düşünmeye sevk ediyordu Bu karışık düşünceler içinde kitap okumaktan bir şey anlamayacağını düşünerek Kitabı masanın üstüne bıraktı Işığı kapattı ve gece lambasını açtı Odada kırmızı bir gece lambası vardı İçeri loş, tılsımlı kızıl bir hale büründü Yatağında, gözleri tavanda öylesine bakıyordu Bir yandan da kısık sesle rock metal müzik çalıyordu Saate baktı saatin gece yarısı olduğunu anladı Uyumaya kara verdi Gözleri hafiften kapanmak üzereyken , odada hayal meyal bir karartı geçtiğini görür gibi oldu Uyumak üzere olduğu için bunun bir göz yanılması olabileceğini düşündü Pek ciddiye almadı Aynı karartıyı tekrar görmeye başladı Gözlerini hafiften açtı Bu ne bir rüya, nede bir göz yanılmasıydı Karartı kendisine doğru yaklaşıyordu
Gece lambasının ışığı çok az aydınlattığı için nasıl bir şey olduğunu seçemiyordu Yatağında donmuş kalmıştı bir şeyler yapmak istiyor ama yapamıyordu An ve an ayak uçlarına kadar geldiğini gördü Karartı bir insan değildi fakat insan cüssesindeydi Artık daha iyi seçebiliyordu Büyük kızıl bir kafası vardı Gözleri alabildiğince çekik, kan çanağı gibi kızarmış, İnek boynuzlu,geniş parlak alınlı bir kafası vardı
Ayak uçlarından başlayarak anlatılması imkansız bir ağırlığı adım adım yukarıya doğru hissetmeye başladı Aklı durmuş, korku ve merakla olanları hissediyor ve görüyordu Bu dev cüsse üzerine tamamen çullanmıştı Artık nefes dahi alamıyor Çatlayacak gibi olmuştu Haykırmak istiyor haykıramıyor, kıpırdamak istiyor fakat bir parmağını dahi oynatamıyordu Hayatının sonunun geldiğini hissetti Bu bir kabus olmalıydı Kan - ter içindeydi Tüm kurtulma çabaları sonuçsuz kalmış, olacaklara çaresiz boyun eğmişti
Dakikalar sonra bu kâbusun üzerinden yavaş yavaş kalktığını ve uzaklaştığını hissetti Korkuyla bağırarak doğruldu Çığlığına annesi ve babası da uyanmışlardı
Annesi : "Gül ! kızım ne oldu ?" diye merakla kapıyı açtı
Mustafa Uslu
|
|
|