Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cezir, med, paslı

Paslı Med Cezir

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Paslı Med Cezir



Paslı Med Cezir - Uğur Demiröz

Sabahın erken vakitleri idiUyku tutmamıştı; sabahlığını giyinip perdeleri ve balkon kapısını açıp evi havalandırmak istediFakat içinde bilemediği bir sıkıntı var idiSelin açılabileceğini düşünerek balkona çıktı evine yakın olan denizden gelen dalga seslerine kulak verdiDeniz ahennkle kayalıkları dövmekte sesi heyecanına heyecan katmakta idiDayanamayıp oda`ya girdi tekrar

Gece uyuyamamıştı hep dün karşılaştığı adam`ı düşünmüştüUzun olmayan ama içine uzun bir düşünceler bırakmış olan o esrarengiz sıcak düşüncelere sahip o adamıİsmini bile soramamıştı o ahenkli konuşmasının arasında belki bugün yine görmeli miydi kendisini acaba? Bu düşüncelerden sıyrılıp mutfağa geçti çay suyunu ocağa koyduTezgahın üzerinden bir tane çubuk kraker alıp çalışma masasına oturdu

Masası çok intizamlı idiHayatın her alanına karşı bir titizliği ve düzeni vardıHayatını hiç yanından ayırmadığı günlüğü ile programlardıAra sıra günlüğüne takılır eskileri gözden geçirir hatalarını ve doğrularına bakıp hayatına yön vermeye çalışır ama buna rağmen yine de sarpa saran bazı olaylara çözüm üretemezdi

Masasının sol köşesinde laptop bilgisayarı ortada karalama defteri sağ tarafta ise kalemleri bulunurduGenellikle kara kalem kullanırdı; kara kalemin yazılarına anlam kattığına inanırdıKalem traşı ile çeşitli yumuşaklıkta olan kalemlerini açar kalemliğine yerleştirirdi

Masasının ön tarafında elini uzattığında alabileceği kitapların olduğu bir buçuk metre eninde bir metre yüksekliğinde kenarları oymalı kahverengi şirin bir kitaplığı vardıKitaplığında imla klavuzu, sözlük muhakkak erişilmesi gerekenler arasında idi

Yazı yazmaya günlüğü ile alışmış sonraları küçük hikayeler ve şiirler karalamaya başlamıştıİçindekileri kağıda aktarıyordu dolaylı bir anlatımla ve bu onu rahatlatıyordu

Karalama defterini açıp kalemi eline aldı bir şeyler yazmak istedi yok aklına bir şey gelmiyorduBir an onu düşündü; kalemi tekrar eline aldı

Sen kimsin bilemediğim

Bilemeyeceğim

Neden bu özlemim sana

Seni daha tanımıyorum bile

Karanlık dünyama neden düştün

Ben mi istedim gelmeni

Çık git aklımdan istemiyorum seni

Kalemi fırlatıp attı hışımla ve kalktı masadan mutfağa gidip çayı demledi Ablası hala uyuyordu

Selin ablası ile yaşıyorduÖğretmenlik ve tayinler onu bu şehre getirmiştiAblası evlenmemişti ve Seline çok bağlıydı onu yaban ellerde yalnız bırakmaya gönlü elvermiyorduKeşke şöyle bir öğretmen kısmeti çıksa da evlense idiOnun evliliğini, kendi göremediği için o görsün mutlu olsun istiyordu

Selin yine balkona çıktı dışarıda sabahın hafif bir rüzgar esintisi vardıSimsiyah saçları rüzgarla uçuşuyorduGözleri kahverengi kadife gibi yumuşak idi onu gören bakışlarının içe işleyen sevimliliğini hissederdiEsmer tenli idi ve yanağında küçük bir gamzesi yüzüne albeni katıyorduFazla kalın olmayan dudakları özenle alınmış keman gibi kaşları var idiOrta boylu idi yemek ile pek arası olmadığı için pek kilolu sayılmazdıÜzerine bej rengi penye bir eşofman ve turkuaz rengi bir sabahlık giyinmişti

Kafasından atabilmek için onu bir daha görmemesi gerektiğini düşünüyor idi

Dün okuldan çıkmıştı; öğretmen arkadaşı Sedef ile birlikte yolda giderken, Sedef eski bir öğretmen arkadaşını görmüş o arkadaşı da onları eski günleri yad etmek için kahve içmeye davet etmiştiSelin bana müsaade siz gidin demişse de sedef ısrar etmiş ne olur fazla durmayız kalkarız demişti fısıltı ileSelin istemeye istemeye gitmeye karar vermiştiHep başına ne geliyorsa bu iyi niyetli olmasından geliyor idiHayır dediği zaman sanki alınıp kırılırlar diye düşünürdü hepşimdi de öyle bir durumdu ne yapacaktı elin adamının yanında öyle kös kös oturup kahvesini içecekti

Kafeye girip bir masaya oturmuşlar garsona siparişlerini vermişlerdiVakit geçmesi için çikolatalı pasta ve bir kahve istemiştiOnlar sedef ile konuşurken Selin ise oflayıp pufluyorduSiparişler gelmiş Selin pastasını eşeleye eşeleye yemek gayretine girmişti isteksizceBir ara konuşmada şiir den bahsedildiğini duyunca kulak kesildiSedef’in erkek arkadaşı kendi yazdığı bir aşk şiirini okumaya başlamıştı o kadar duygu dolu bir şiirdi ki ve öyle güzel okuyordu ki adamı süzmeye başlamıştı göz ucu ileKırk yaşlarında olgun görünümlü hafif kirli sakallı biraz göbekli idiSimsiyah bir takım elbise, siyah çizgili beyaz bir gömlek ve beyaz kravat takmıştı

Yumuşak bir ses tonu ile şiir’e hayat veriyorduBir şeyler soracak olmuş ama boş ver diye geçirmişti içinden

Şiir anlamsız dünyayı yeşerten bir zincir halkası idi , adama göre insanı hayata bağlayan en önemli olgu şiirdiYaşam bir o kadar anlamsız ve bir o kadar yaşanılması zor bir mevki idi ki bu engeli insan ruha aktaracağı şiirlerle aşabilirdiŞiir aşk’tı, nefret’ti, özlem’diŞiirlerin bittiği yerde yaşamda biterdi

Neden özlemler, başkaldırılar, aşklar şiirler ile anlatılırdıŞiir yüze vurulan bir tokatta olabiliyordu bazen; bazen de kalbe atılan bir o kadar zehirli bir o kadar sevgi tomurcuklarının atıldığı yıldırım gibi bir okKalpler şiir okuyan o dudaklara, şiir yazan o kalemlere aşık olmuşlardır asırlar boyuŞiir hangi ruh halinizle okuyorsanız ona göre size mesajlar verir değil mi diye sormuştu Selin’e; Selin bir an o güzel konuşmanın kendisine döneceğini düşünmemişti

-haklısınız diyebildine kadar güzel konuşuyorsunuz, siz hep konuşsanız hiç gitmeseniz demek geliyordu içinden ama diyemedi

Sonra adam başınızı çok ağrıttım diye izin isterken yüzüne baktı adamın sımsıcak içini okşayan o bakışlar ile karşı karşıya kalmış hemen gözlerini ondan kaçırmaya çalışmıştıMüsaade istemiş yarın yine buluşmayı teklif etmişti Sedef ve kendisineSelin sessiz kalmış masadan onlar biraz uzaklaşınca kalkmıştıArkadan şöyle bir süzmüş uzun boylu kendine güvenli bir erkek görmüştüAdam gidince Sedef ona düşünmesini ve haber vermesini söylemişti

Bu kadar etkileneceğini bilse gelirmiydi hiç, bunları düşünerek masasına döndüKalemini aldı ama yine yerine bıraktı

Tam aradığı erkekti, duygularıyla kalbine dokunmuştu inkar etse de Selin`inEvlenmek ve aşık olmak ona göre değildiFelsefesine aykırı olan bu durumun içerisine düşme korkusunu yaşıyorduPişman olacağı bir hareket yapmak istemiyor ama onunla şiir sohbetleri yapmak, kendisine şiir okumasını dinlemek için de kalbi çılgın gibi atıyorduO nereden girmişti zaten karmaşık olan hayatına ne kadar düzen kurmak istese de bir yerden karışıyordu yaşamı ve şimdi o girmişti destursuz yaşamınaBazen duyguları şiir yazar ve de okurken kabarıyor; aşık olmak ve sevilmek isteği yüreğini yakıp kavuruyorduNasıl severdi bir erkeğin kalbi acaba; ya acı verirse saf yüreğine ya da kırarsa ne yapardıAcaba o kendisini beğenmiş miydi hayır aslında yanmalar sadece belki de kendi yüreğinde idibelki de evliydi beni dikkate bile almamıştı; kimbilir diye kafasında düşünceleri evirip çeviriyor idi

Düşünceleri paslı bir med cezir olmuştuNe gitmeliyim ne de gitmemeliyim diyebiliyordu

Düşündü beklemeliyim yokluğumu hissedecek ve Sedef o niye gelmedi diyecek miydiDüşüncelerinin sakinliğinde kendine bir çay doldurdu ve balkona çıktı tekrar uzaklara doğru daldı evet beklemeliyim benim varlığımı orada hissetti mi ve hissetmek taraftarı mı öğrenmek için beklemeliyim diye düşündüÇayından bir yudum aldı, evet beklemeliyim



Uğur Demiröz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.