07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sana Susuyorum

Sana Sus(u)yorum
Suskunluğunu bozup haykırmak istedi genç kadın  Yüreğine kocaman bir sevda resmi çizmişti; yaralı, yorgun,öksüz yüreğine  Oraya ne tohumlar atılmıştı oysa bu güne kadar ama hiçbiri yeşerme şansı bulamamıştı Yağmur mu yağmamıştı, güneş mi yüzünü gizlemişti?  Şimdi yüreğinde kocaman ateş topu vardı; yüreğini yakan, acıtan  An be an gittikçe büyüyen  
Aslında yüreğinde güller, sümbüller, menekşeler,karanfiller rengarenk açmıştı  Hayata yeniden aşık olmuştu, şiirlere, şarkılara ve   Irmaklar çağlıyordu o küçücük yüreğinde  Ardından şiddetli fırtınalar,şimşekler  Bazen yıldırımlar düşüyordu yakıp yok ediyordu tüm güzel duygularını  
Yürek yanmayınca, göz yaşarmaz ya  Onun gözyaşları gözbebeklerinde kuruyordu artık  Gecenin karanlığı gölgeledi düşlerini  Oysa o sevdasının düşleriyle ısınıyordu geceleri  Güneş bilemezdi gecenin hüznünü, soğuğunu, yıldızlar bilemezdi karanlığını 
Hayalleri vardı herkes gibi sevinçleri, mutlulukları  Yüreğinde açan çiçeklere hayat versede gözyaşlarıyla seviyordu hayallerini  Hayal kurmanın cezası varmıy dı acaba?  Olsada ne farkeder ki  En büyük cezayı zaten çekiyordu 
Şimdi yüreğindeki çığlıkları, isyanlarını bohça yaptı uzun bir yolculuğa çıktı sessizce  Sevgisi,özlemi de azık olacaktı bu sonsuzlukta  Dil susarsa yürek konuşur ve o susuyordu    Susuyor, susuyor ve suskunluğuna sarılıyordu   Susuyor, biraz biraz daha üşüyordu  
|
|
|