07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Aşığın
BİR AŞIĞIN HEZEYANI
Yalnızlığın derinliklerinde, müphemliğin dolambaçlı yollarında kendime -bir ışık, bir meşale bulmak ve- aramak Bu, sabahı olmayan, hasretinin ince ince dokuduğu kilimin nakışlarında aramak Yüreğimde bir yudumluk sevgi  Visalinin ateşiyle yanacak küçük bir kıvılcım bekleyen kandil   
Gel de yak  Yak ki, şu kısacık ömrümde, sıcak bir kalbe, ışıldayan bir simaya ihtiyacım sonsuz Bu yaktığın ateşinde ısınmak, gözlerinin derinliklerinde aşkımın izdüşümlerine dolaşmak, kalbimin atışında varlığını hissetmek, yaşamak iştiyakımın tek sebebi olsun
Yaşadığın için yaşamak, öldüğün için ölmek isterim Lakin doğduğun için doğmadığıma, duyduğum utanç ve ızdırabımın beni gün geçtikçe eritmesinden; senin için yaşayamayacağımdan korkum tarifsiz Her an kalbimin iflasından, gözlerimin fersizleşmesinden, ayağımın sensiz attığı adımlara isyan etmesinden korkuyorum Bu korkum bütün damarlarımı dolaşıp, beni sensizliğin fezasında yok etmekte muktedir olduğu zaman, kendimi bulamama korkusuna seviniyorum
Sen yoksun, biliyorum Lakin bildiğime inanmıyorum Daha doğrusu inanmak istemiyorum
Bülbülün gül dalından inmesi, yıldızların sönmesi, ateşin dondurması, buzların insanı sıcaklıktan kıvrandırması; bunların, yüreğimdeki ateşi söndürdüğün zaman olacağını unutma
Sen, ey karagözlüm, sen! Bilir misin ki, seni nasıl nefret edercesine sevdiğimi, kavuşmayasıya hasretinin hamallığını yaptığımı? Haberin var mı yüreğimde kopan fırtınalardan? Duyabilir misin her gece rüyamda sana haykırdığımı, görebilir misin gözlerimden akan kanlı yaşları  Rüyamda kalkan her trene sana kavuşmak için bindiğimi, her doğan günün senin gülüşün kadar güzel olduğunu zannettiğimi bilir misin? Heyhat Nerden bilirsin? Lakin ben senin hasretinle yaşıyorum Onu da benden esirgersen neyleyim hayatı, yaşamayı Sensiz hayat, çölde su aramaya benziyor Tıpkı yüreğimin kumsallarında gördüğüm seraplar gibi Her visalini sandığım anda kumların yüzümü yakması, beni derinliklerinden çıkılması olmayan dehlizlerden haykıran bir mahkuma döndürüyor Bu da güzel Güzel, güzel Ya güzel olmayan ne? Seni sevmem mi? Yoksa sevip de sevilmemem mi? Bunlar da mı güzel?
Sevgi, kavuşulamayan sevgililere duyulan tarifsiz hasretin kalplerde bıraktığı yanık izleri mi? Yoksa gözlerde kopan fırtınalar mı?
Ama neden? Kavuşmak sevginin, aşkın sonumu? Mutlu son, aşkın sönmek bilmeyen ateşini, kutbun burudetine mi tevellüt ettiriyor? O zaman ben, senin aşkının ateşiyle yanıp kül olmaya razıyım Yüreğimdeki sıcacık aşkın sönmesin de benim şu naçiz vücudum kül olmuş ne çıkar?
Eğer kavuşmak aşkımın sonu ise, beni yüreğinin zindanlarında bir ömür hapset Hapset ki bu ateş sönmesin
Sevdayı bilmeyen kalpler utansın  Kalpsizler de
|
|
|