![]() |
Psikolojide Kavramlar |
![]() |
![]() |
#1 |
dehşet
|
![]() Psikolojide KavramlarAlgıda Seçicilik Algıda seçicilik, insanın algı sürecinde aktif bir rol oynadığı görüşü çerçevesinde ortaya atılmış bir kavramdır ![]() ![]() Seçici algı konusu, pek çok kez laboratuvar ortamında ve gerçek yaşamda incelenmiştir ![]() ![]() H ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Pencereden baktım, cadde arabalarla doluydu; insanların kaçmakta olduğunu düşündüm, 2) Pencereden baktım; sokakta hiç bir araba yoktu; bir yerlerde trafiğin tıkandığını düşündüm, 3) Pencereden baktım, herşey eskisi gibiydi; Marslıların henüz bizim sokağa gelmediğini düşündüm, gibi |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
dehşet
|
![]() Algısal Belirginlik Algısal belirginlik (saliency), uyaranların kendi bağlamı içinde dikkati çeken bir niteliğidir ![]() ![]() İnsanlar da kendi çevrelerinin bağlamı içinde rölyefli olabilir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
dehşet
|
![]() Algısal Değişmezlikler İnsan algısında, nesne algılamaya ilişkin kuvvetli eğilimin yanı sıra büyük bir istikrarlılık (stability) vardır ![]() ![]() ![]() Pencerenin önünde durduğunuzda, bunun ağtabakadaki imgesi dikdörtgen şeklindedir; yandan baktığınızda ise imge bir yamuk şeklini alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şekil Değişmezliği Yukarıda verilen tabak ve pencere örnekleri, şekil değişmezliği (shape constancy) ilkesiyle ilgilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyüklük Değişmezliği Nesne uzaklaştıkça bunun ağtabakadaki imgesi gittikçe küçülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğer bir nesne aşina değilse veya herhangi bir büyüklükte olabiliyorsa, örneğin bir sayfa veya kaya gibi, büyüklük değişmezliği ancak nesnenin ne kadar uzakta olduğu bilinerek korunabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyüklük değişmezliği, derinlik ipuçlarının tersine bir etki vereceği şekilde değiştirilmesiyle ortadan kalkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Parlaklık Değişmezliği Algısal değişmezlik parlaklığın algılanılışı için de geçerlidir; nesnelerin beyazlık, grilik veya siyahlık dereceleri algısal düzeyde değişmezlik gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
dehşet
|
![]() Algısal Kabartma Algısal kabartma veya görünür kılma kavramı (pregnance), Moles'ün terimleriyle belirsiz olguları anlamaya çalışan bir araştırmacının ilgilendiği olguyu çerçevelemesini ve böylece hatları az çok belirli bir biçim oluşturmasını ifade etmektedir ![]() Algısal kabartma, kavranmaya çalışılan gerçekliğin bir fon-fıgür durumuna, başka şeylerle kontrast haline konulmasıyla benzerlik göstermektedir ve bu anlamda kimlik algılarında önemli bir işleve sahiptir ![]() ![]() Yapılan bazı deneysel çalışmalarda kişilere doğrudan kendilerini tanımlamaları söylenerek alınan kimlik tanımları ile kolektif kimlikleri hatırlatılarak alınan kimlik tanımlarının farklılaştığı görülmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
dehşet
|
![]() Alt Mantıklar Günlük düşünce ve metin analizlerinde sıklıkla kullanılan alt-mantıklar (infra-logics) terimi, formel mantık sınırları dışında kalan düşünce tarzlarına işaret etmektedir ![]() ![]() Bu anlayış insanı, bir tür 'akıl yürütme makinesi'ne indirgemektedir ![]() ![]() ![]() Alt-mantıklar yaratıcılık bakımından da önem taşımaktadır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
dehşet
|
![]() Alter Ego Aslında psikanalitik vokabülere ait olan alter ego terimi, sosyal psikolojide, psikodrama, benlik ve/veya kimlik analizleri alanında da kullanılmaktadır ![]() ![]() Moscovici'ye (1984) göre, Alter ile Alter Ego, sosyal ilişkilerde Diğeri'ni tanımlamanın iki tarzını ifade ederler ![]() ![]() ![]() ![]() Psikodramada veya rol oyununda, katılanlara diğerinin tutumunu yansıtması, kendilerini onun yerine koyması söylenir ve bundan sonra cereyan edenler, oyuncunun, diğerinin tutumunu içleştirme kapasitesine göre değerlendirilir ![]() ![]() İlke olarak ne kendine Özgü pozisyonları, ne de görüşü olan sapkınların, iktidarı elinde tutanlara veya çoğunluk bireylerine bakarak kanaatlerini oluşturdukları, davranışlarını bunlara göre ayarladıkları kabul edilir; sapkınlar, bu imtiyazlı alter-egolara benzemek için uymaktadırlar ![]() ![]() Azınlık veya bireyin kendine özgü görüşlerini ifade ettikleri yenilik olgusuna ilişkin araştırmalar böyledir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
dehşet
|
![]() Alterite Alter (diğeri) sözcüğünden türetilen bu terim, bir kişinin kendisinden bir başkasının salt varlığını ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() Nitekim bazı yazarlar (Hesnard vb ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
dehşet
|
![]() Alttan Gelen Etki İzlenim oluşumunda, belirli bir hedef kişi hakkında genel olarak mevcut şema veya kategori kullanılmakta ve hedeften gelen enformasyonlar bu şema doğrultusunda (top down) işlenmektedir ![]() ![]() Örneğin, politikacılar hakkında olumsuz içerikli şemalara sahipken, bir politikacı hakkında 'dürüst' ve 'tutarlı' olduğu şeklinde enformasyonlar aldığımızda, "o, dürüst ve tutarlı bir politikacıdır" yargısını oluşturabiliriz ![]() ![]() Ancak alt kategorizasyon yapılamadığında, bazı hallerde hedefin özellikleri ağır basmakta, yeni enformasyonların entegrasyonuna gidilmektedir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
dehşet
|
![]() Analojik İletişim Palo Alto Ekolü'nün kişiler arası iletişimde (kullanılan enformasyonun, kodun ya da işaretlerin türüne göre) ayırtettiği iki iletişim tarzından biridir (diğeri dijital iletişim) ![]() Ekolün kurucusu Bateson'a göre, tüm iletişimler iki tip enformasyon kapsar; bunlardan biri olaylar hakkındaki enformasyondur, diğeri ise iletişim sırasında bireyler arasında oluşan ilişkiler hakkındaki enformasyondur ![]() ![]() ![]() Analojik iletişim, işaret/gösterge ile anlamı arasında fiziksel veya sembolik benzerlik esasında bir ilişkinin bulunduğu iletişimdir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
dehşet
|
![]() Angajman Angajman (commitment), bireyin kendi davranışlarına bağlılığı, bir başka deyişle birey ile edimleri arasındaki bağ şeklinde tanımlanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Literatürde angajmanın, kişinin tutumlarıyla ilişkisinden hareketle, tutum yanlısı angajman ve tutum karşıtı angajmandan söz edilmektedir ![]() ![]() Angajman düzeyi ya da yoğunluğu, davranışın yapıldığı ortam (başkalarının varlığı, edimin kamusal olup olmaması), davranışın birey için önemi, davranışın tekrarlanma veya değiştirilebilme imkanı gibi çeşitli değişkenlerden etkilenmektedir ![]() ![]() Sosyal psikologlar, angajman konusunda özgürlüğü de dereceli olarak görme eğilimindedir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#11 |
dehşet
|
![]() Anomi Anomi genel olarak sosyal bağın zayıflamasını ifade etmektedir ![]() ![]() Etimolojik olarak anomos (yasasız, yasası olmayan) ve türevi anomia sözcüklerinden gelen anomi kavramı, sözcük anlamıyla normsuz, yasasız olma durumunu ifade etmektedir ![]() Ancak sosyologlar, anominin kavramlaştırılmasında farklı bakış açıları sergilemektedir: Hangi yasa ve normların söz konusu olduğu, yasa ve normların salt yokluğunun mu yoksa saygınlığının azalmasının ve karşı çıkılmasının mı söz konusu olduğu, tek bir anominin mi olduğu yoksa pek çok anomiden mi söz edilebileceği gibi hususlarda farklılıklar gözlenmektedir ![]() Yine anomi çerçevesinde ele alınan olgularda da büyük bir çeşitlilik görülmektedir ![]() ![]() Anomi konusuna eğilen teorisyenlerden Durkheim'a göre anomi kavramı, genel bir deyişle bireylerin, belirli bir toplumda insan davranışlarını düzenleyen ve idealleri yansıtan sosyal değerlerle ilişkisinin zayıflaması veya kopmasını ifade etmektedir ![]() Merton gibi diğer bazı sosyologlara göre ise toplumda entegrasyon aygıtları işlemediğinde, anomi belirir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#12 |
dehşet
|
![]() Anomik Kişilik Ölçeği Anomi olgularının emprik düzeyde incelenmesi çerçevesinde Srole tarafından geliştirilen bu ölçek, kişilerin sosyal entegrasyon düzeylerini belirlemeyi amaçlamaktadır ![]() 1956 yılında geliştirilen ve 1960'lı yıllarda yaygın olarak kullanılan, ancak daha sonraki yıllarda kavramsal arkaplanının zayıflığı nedeniyle eleştirilen Srol Ölçeği, bireyin diğerleriyle ve toplumla ilişkilerini nasıl gördüğü üstünde odaklasan beş maddeli kısa bir ölçektir ![]() Ölçeğin, anomiyi bir olgu olmaktan çıkarıp kişilerin bireysel ruh haline ilişkin bir değişkene dönüştürdüğü ve anemiden ziyade, diğerlerinden kuşkuyu içeren genel umutsuzluk duygusunu ya da karamsarlığı Ölçtüğü, üstelik soru yapısı itibariyle kişileri pozitif cevaplamaya ittiği ve bu nedenle de 'anomik' kişilerin oranını yapay olarak yükselttiği öne sürülmüştür (Mignot, 2002) ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#13 |
dehşet
|
![]() Anti-Psikiyatri Anti-psikiyatri terimi, genel olarak psikiyatri ve psikanalizin Ortodoks biçimine karşı 1955 ile 1975 yılları arasında gelişen eleştirel hareketi ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() Anti-psikiyatri, bir bakıma kurumsal psikoterapinin mantıksal devamı olmuştur (Roudinesco ve Plon, 1997): Zira kurumsal çerçevedeki psikolojik tedavi, kötü durumdaki akıl hastanelerinin reformu ve terapi personeli ile hasta ilişkilerinin iyileştirilmesine çaba harcarken, anti-psikiyatri, akıl hastanesinin ve ruh hastası kavramının ortadan kalkmasını savunmuştur ![]() Roudinesco ve Plon'un belirttiğine göre, anti-psikiyatri akımı Mary Barnes isimli bir hemşirenin serüvenini bayrak edinmiştir ![]() ![]() Cooper daha sonra (1967) anti-psikiyatriyi bir ütopya olarak da konumlamaya ve ezilmiş halkların kurtuluş hareketi çerçevesine oturtmaya çalışmıştır: Komün hareketi sırasında "Ezenlerin saatine son; ezilenlerin saati geldi" tarzı sloganlarla duvar saatlerine ateş eden göstericileri saygıyla anmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#14 |
dehşet
|
![]() Arketip Arketipler, Jung'un ifadesiyle, kolektif bilinçaltının içerikleridir ![]() ![]() Bu nedenle terapi veya formasyon gruplarının çalışmalarında, Grek ve Roma, Doğu, Musevi, Hıristiyan ve İslam mitolojilerinin, temel folklor figürlerine dayanılarak grup söylemlerinin analizi yapılmaktadır ![]() Örneğin Yunus Peygamber ve Yunus Balığı, Ödip ve Babanın Ölümü, Kronos'un Kendi Çocuklarını Yemesi, Kaybolan Cennet, Graal Efsanesi, Ebedi Dönüş, Ölümlü-Ölümsüz İkizi, Habil ve Kabil gibi figürler, söylemlerin deşifre edilmesinde kullanılmaktadır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
dehşet
|
![]() Ashby Yasası Sibernetik teorisyenlerinden W ![]() ![]() ![]() ![]() Ashby'e göre "bir organizma için bozucu etkenlerin türlülüğü ne kadar büyük ve kabul edilebilir durumların türlülüğü ne kadar küçükse, organizmanın tepki yeteneği o kadar büyük olmalıdır" ![]() ![]() Ayna Benlik Ayna benlik (looking-glass şelf) kavramı, benliğin kişiler arası ilişkiler içersinde ve diğerlerinin tepkilerine göre oluştuğunu vurgulayan benlik anlayışının anahtar kavramlarından biridir ![]() |
![]() |
![]() |
|