Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kuşuyum, pepuk

Ben Bir Pepuk Kuşuyum

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ben Bir Pepuk Kuşuyum



Ben Bir Pepuk Kuşuyum

Ben bir pepuk kuşuyum dalında yaralı duran
dağların yamaçlarında kenger
nazlı bir kızın gözlerinde iki yetimlik ah!
içinin kızıllığınca gül ve yangın
her bahar lavlara
korlara

ateşlere düşer yüreğim

bir söğüt dalının
efil efil titreşen yaprağıdır yüreğimdeki
açarım yarasını bakarım canyerimin ağlayamam
acının ve sevginin kesiştiği yerde
iki çığlık arasında kaldım ah
acılı rüzgarlara bıraktım kanatlarımı

istedimki kuş olayım
kanatlarımın altında saklayayım
alıp gideyim başımı dağ dağ
göklere yazayım hasretimi

istedimki ağaç olayım
üzerinde yeşereyim
gölge edeyim her yaz
her güz dökülsün yapraklarım
serileyim üzerine ah! edeyim

istedimki yağmur olayım
yüreklere yağayım her bahar
sel olayım dere tepe
katayım önüme tüm acıları
denizlere, okyanuslara götüreyim

istedimki ıstırabın sunaklarında
karalanmış rengi olayım yaşamın
sonsuzluğun kurgusunda cezalanmış acı
binlerce yıllık geçmişimle
her bahar beni anlatsın analar çocuklarına,
babalar beni anlatsın

istedimki yürekteki her çiçeği
gözyaşlarıyla besleyeyim
kuruyup gitmesin diye
istedimki dağlara sesleneyim yazgımı
özlemlere söylenen türkülere sesleneyim
gelip geçenler okusun diye gözlerimdeki şiiri

istedimki dağlara yazayım hasretimi
ovalara, denizlere, gökteki yıldızlara
yağmur olayım gökkuşağını hediye edeyim
parça parça olayım her fırtınada
mutluluk ağacında hüzün çiçeği olayım
her yıl çoğaltayım acılarımı


Pepuk Kuşu Efsanesi

Munzur dağı eteklerinde kış mevsiminin, etkisini yavaş yavaş kaybetmeye başladığı günlerde Baharın geleceğini muştulayan cemreler beklenir Sonunda cemre, hava ve topraktan sonra suya da düşer Hem de ateş topu bir sıcaklıkla Su da hava gibi, toprak gibi ısınmaya, yaşam daha kolay, daha güzel yaşanılır olmaya başlar Cemre; havanın güzelleşmesini, suyun ısınmasını ve toprakta gizlenen tohumların, bitkilerin, kuru ağaç dallarının, canlıların uyanmasına sebep olur Bir umut olur canlı cansız tüm varlıklara

Cemre toprağa düştükten sonra bahar geliverir dağlara, ovalara, kırlara Ve ardından yüreklere Önce kardelenler, nergisler, süsenler (sosın) kaldırır bükülmüş boyunlarını gökyüzüne, ardından laleler, frezyalar, kır karanfilleri, kırkkanatlılar, yabangülleri İç gıdıklayan kokularını etrafa yayarlar, renk renk ışıklarını sulara aksettirdiler
Baharın gelmesiyle birlikte; kuşlar daha bir neşeli öter, daha bir neşeli uçar gökyüzünde Dereler daha bir sevinçle akar, daha bir çoşkuyla eser rüzgar
Her bahar nasırlı ellerin toprağa attığı tohumlar, yeniden yeşerme sürecine dönüşünce, doğa yeniden dirilir Bir serin şebnem, güneşin de etkisiyle kendini yeniden doğurur Derin uykusundan uyanır doğa Umutsuzluğu ortadan kaldırarak aydınlığını, güneşe yönelen gülüşlerini saçar evrene
Kenger, karların erimesiyle yetişen en önemli bitkilerden biridir çocuklar için Bir taraftan soyulup yenilir, yemeği yapılır diğer yandan sakızı toplanır Kenger sakızıyla da meşhur bir bitkidir, üzerine türküler bile yakılmıştır Kengeri, önemli yapan bence tüm bunlardan da öte acıklı efsanesidir Farklı biçimde de olsa kengerin bittiği her yerde pepuk kuşu efsanesi bilinir ve çocuklara anlatılır
Efsane, kimi yerlerde farklılık da gösterse, konu benzerdir Kimi yerde erkek kardeşin acısı anlatılır kimi yerde kız kardeşin acısı


Pepuk Kuşu

Bir varmış bir yokmuş Vakti - zamanda Anadolunun küçük bir dağ köyünde anne baba ile iki çoçuğu yaşarmış Çocuklarının biri erkek diğeri de kız imiş Bu ailenin herkesi imrendirecek derecede neşe, mutluluk ve sevinç içerisinde dilekleri gerçekleşir her şey gönüllerince olurmuş Oturdukları köyde gayet sevilen bu iki güzel çocuk da gün gelmiş cıvıl cıvıl kuş sesleri, kuzu meleyişleri, dere çağlayışları arasında; mavi ve yeşilin alabildiğine uzandığı yaylaların güzelliği içinde, boylu boyunca dağların eteklerinde bulunan ağaçların gölgeleri ve serinliği içinde güle, oynaya, büyümüşler

Taa ki günün birinde anneleri aniden rahatsızlaşıp ölünceye dek Bu durum,ailenin tüm neşesini, huzurunu, mutluluğunu üzüntüye çevirip yok etmiş İki kardeş de artık eskisi gibi ne gülmüş ne de sevinip oynamışlar Her tarafa ağır bir yas ve sis bulutu çökmüş

Bir müddet sonra evde aş pişirecek kimsesi olmadığı için babaları yeniden evlenmek zorunda kalmış Evlenmişte üvey anneleri kısır olduğu ve de çocuğu olmadığı için çocukları hiç sevmez, düşmanca davranırmış Fırsat buldukça kötülük eder, elinden gelen her zulmü yapmaktan geri durmazmış
Hele babaları evden çıkınca vay haline çocukların, onlara türlü türlü eziyetler eder rahat yüzü göstermezmiş Çocukları gece gündüz çalıştırp, döver ve kimseye anlatmamaları için de korkuturmuş Zavallı çocuklar bütün bu kötülüklere rağmen yine de babaları üvey annelerinin yaptıklarına inanmaz diye çaresiz her eziyete katlanarak yaşamlarını sürdürme çabası gösterirmişler

Babalarının yine evde olmadığı bir bahar günü, üvey anneleri iki kardeşe torba, bıçak ve kazma vererek,dağa kenger toplamaya gönderir İki kardeş sabah erkenden evden ayrılarak kenger toplamak için dağın yolunu tutmuşlar Abla bir bir topladığı kengerleri kardeşinin sırtında taşıdığı torbaya koyarmış ve böylece de hava kararmaya başlayıncaya kadar kenger toplamışlar Artık köye dönmek üzereyken Abla, kardeşinin sırtında taşıdığı torbanın dolup dolmadığını anlamak için torbayı yere indirip bakmışki ne görsün, torbada bir tek kenger yok Bu duruma şaşıran iki kardeş, "Sabahtan beri topladığımız kengerleri gizli gizli yedin değil mi? Biz şimdi eve nasıl döneriz? üvey annemiz bizi öldürür! " deyip çıkışmış kardeşine

Kardeşi ise "Hayır abla, bana yemem için verdiğin bir tek kengerin dışında yemin olsun ki yemedim!" demiş Ancak ablasını bir türlü inandıramamış "Abla eğer hala bana inanmıyorsan istersen karnımı aç da bak!" demiş Ablası almış bıçağı karnını yarmış bakmış ki kendisinin verdiği bir kengerin dışında midesi bomboş kardeşinin, meğerse kengerleri o yememiş! Kardeşi doğru söylemiş Kardeşinin karnını dikmeye çalışmışsa da kardeşi oracıkta ölmüş

Gidip torbaya tekrar bakmışki torbanın dibi delik ve sabahtan bu yana topladıkları kengerlerin döküldüğünü anlamış Meğer üvey anneleri onlara (akşam kötülük etsin diye) dibi delik torbayı vermiş

Kardeşine inanmamakla hata yapıp onun ölümüne sebep olan abla, bu acı ve vicdan azabıyla neye uğradığını şaşırmış ve orada bulunan pınarın suyuyla kardeşini yıkayıp ağlaya ağlaya gömüvemiş Gömütün yeri belli olsun diye de başucuna bir fidan dikmiş

Eve döndüğünde kardeşini soran babasına "O biraz yoruldu oduncularla gelecek" demiş Oduncular gelmiş, çocuk gelmemiş
- Nahırla gelecek demiş
Nahır da gelmiş, ama çocuk yine yok
- Davarla gelecek
Davar da gelmiş çocuk hala ortalada yok
Genç kız bir yandan baba korkusu, diğer yandan vicdan azabıyla kıvrılmış,yanmış, tutuşmuş parça parça olmuş yüreği

Kardeşine inanmamakla hata yapıp onun ölümüne sebep olan abla, bu acı ve vicdan azabıyla Allah'a yalvarmaya, dua etmeye başlamış "Allah'ım beni pepuk kuşu yap bu dağlara sal ki dünya döndükçe dağlardan dağlara kardeşim diye seslenip durayım!

Efsane bu ya o gece kızın dileği kabul olur, genç kız o gece Allahtan, pepuk kuşu olmuş ve gidip kardeşinin başucundaki ağaca konup hep kardeşi için seslenip durmuş Ve işte o gün bu gündür bu kız, pepuk kuşu olarak dağlarda; oradan oraya dolaşarak, kardeşini öldürdüğü için herkese kendini ihbar eder durur:
Her bahar mevsimi kengerin yerden bitmesi ile beraber pepuk kuşunun acıklı ötüşü de başlar

(Türkçe)

"Pepuu"
'Kekuu' (baba)
'Kim yaptı?'
'Ben yaptım'
"Kim öldürdü?"
"Ben öldürdüm"
"Kim yıkadı?"
"Ben yıkadım"
'Vah! Vah! Vah!'

Dağlarda öten bu kuşun bu gün hala, kardeşini öldüren o genç kız olduğu söylencesi, Erzincanın Caferli köyü ve diğer çevre köylerde yaygın bir biçimde bu şekilde anlatılır Onun çıkardığı seslere bile acıklı bir ifade ve anlam yüklenmiş
Bu efsane hala doğunun bir çok yöresinde anlatılmaktadır Komşu illerde de aynı efsanenin değişik şekillerde anlatıldığı bilinmektedir Doğu illerinde yaşayan yaşlı genç hemen hemen herkes pepuk kuşu efsanesini farklı bir şekilde de olsa bilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.