07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hüzün Yağmuru

Düşün ki, sevdiklerinden, doğup büyüdüğün topraklardan çok uzaklarda bir yerdesin Akşam olur kapanırsın dört duvarına  Konuşursun  Ağlarsın  Anlatırsın  Bağırırsın  Sesin yankısını yitirir duvarlarda  Halini bir soran, sesini bir duyan olmaz  Sonra ey der, hey der susarsın  Kıvrılıp yüreğinin içine büzülürsün bir köşede  Kıvranırsın  Kanarsın  Geldiğin yerler gelip çakılır usuna  Düşünürsün  Düşünür üzülürsün Üzülür büzülürsün  
Bir dost ararsın, elini uzatırsın elin havada kalır  Gözlerin tavanda, sözlerin ağzında çaresiz kalır  Uzun ince bir ah gibi, bir sızı gelip saplanır kalbinin tam orta yerine burgulu bıçak gibi  Ne kadar sevgi varsa kanar içinde, ne kadar özlem varsa yanar  Oturup ağlamak istersin şöyle doya doya ama akmaz bir damla yaş gözlerinde  Yüreğinin ağladığını hissedersin o an, yüreğinle beraber geçmişin de ağlar içinde  Ömrünce hep kırılırsın, kanarsın, durduramazsın kanamayı  Kırgın, kızgın, yorgun, bir o kadar da yaralısın  Hayat ki, hakkını hep başkalarına vermiştir ama yinede haklı çıkan hep başkaları olmuştur
Anlatamazsın derdini kimselere hep içine atarsın Acıların dehşetli dalgalarında yolunu yitirmiş bir gemi gibi kalakalırsın tanımadığın denizlerin ortasında, şaşkın bitkin, bir o kadar da çaresiz 
Unutursun içindeki ışıkların beyazlığını, bütün renkler siyaha çalmıştır artık Dalgın dalgın bakarsın sulara, Umut yaralı bir kuş olmuş uçmuş elinden  Ayrılık sözleri su olup sızı sızı akar dilinde, içindeki bütün pınarlar kanamaya başlamıştır 
Kar yangını bir gecedir zaman artık, kahrolası ıssıs sokaklarda  Akşam şehire her gelişinde, hüzünle gelir Acılarını alıp gitmez  Kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi sığınacak bir dal ararsın  Ve sessizce solursun bir hazan yaprağı gibi Önünde çocukluğun geçer, ilk gençliğin geçer yıl yıl Gömülürsün karanlığın en derin dehlizlerine  Hüzün kokar rıhtımlar, yalnızlık kokar Yalnızlık ölüm kokar  Bazen karanlıkta kalır tükenir nefesin  
Bazen gözpınarlarından akan damlalar, bir nehir gibi süzülerek Ren in kirli sularına karışır Daralırsın, çıkıp bir dağbaşına haykırmak geçer içindeki ateşi, yankılı kayalara  Koşarsın doruklara, ayakların kırık, dikenler acımasız, yüreğin kanrevan  Hasretle sarılmak gelir son bir defa sevdiklerine
İhanetin, kalleşliğin, göğsünden vurulmuşluğun acısını taa iliklerinde duyarak yürürsün ıslak caddelerde Ne şarkıların, ne de şiirlerin bir tadı kalır dilinde Yanıp kavrulursun hasretin ateşiyle, bir çöle döner yüreğin Bir yanın Leyladır artık bir yanın Mecnun  Başını önüne eğer yürürsün  Adım adım ölüme götürür seni adımların  
NURİ CAN
|
|
|