Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çatısız, hayaller

Çatısız Hayaller

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çatısız Hayaller



Gün, eteklerini toplayıp şehrimi terk ederken , ben gecenin karanlığını aydınlatacak gözlerine yalınayak koşuyorum Şehrimin bozkırlarında filizlenen iğde dallarını toplayıp avuçlarından mutluluklarını içmeye geliyorum Akşam kızıllığı düşerken okyanuslara, seni hayal ediyorum bulutların avuçlarında Sana gelirken ayaklarıma batan dikenleri toplayıp " yanakların " diye yüreğinden öpüyorum onları Seni fısıldıyorum çiçeklerin yüreklerine Susamış çardak kuşlarına avuç içlerimde biriktirdiğim gözyaşlarını sunuyorum Dualarını alıyorum nice yetim kuşların Sana kavuşmanın heyecanında alnımdan terler akıyor toprağın dudaklarınaİliklerim titriyor gözlerini solurken Kanımda tarif edemediğim telaş anaforları Dilimde mutluluk yağmurlarında bestelenmiş sevda türküleri Ellerimde dalından yeni koparılmış bir nefeslik çiğdemler Gözlerinde geceyi emzirmeye geliyorum Ve dizlerinde göz kapaklarımı dinlendirmeye geliyorum



Gözlerindeki Cennetin zemzem kokan sularında delicesine kulaç atmaya geliyorum Güneş karanlıkları elerken avuçlarında sana yağmaya geliyorum Yağmurun ıslaklığını giyinip üzerime dudaklarındaki vuslatı öpmeye geliyorum Gelirken uçurumlara hayallerimden köprüler kuruyorum Çiğ tanesi ıslaklığındaki kirpiklerine uzanıp güneşi senin yüreğinde karşılamak istiyorum Geldiğimde hayalen kollarına sarılıp varlığını soluyacağım Göğündeki beyaz bulutlarla yıkayacağım hasretinde küllenen dudaklarımı



Çatısız hayallerimde bedenimi senin gözlerine kapatıp sabah ezanı okunmadan göz kapaklarından güneşe selam durmalıyım Gece, güne yenik düşmeden ben uykuya dalmış kardelenleri uyandırmalıyım Ve tenini gül kokulu yağmurlar yıkarken , ben kırgın düşlerimi göğsüne yaslayıp senin avuçlarında mutlulukları kana kana içmeliyim Sana küçük ellerimden gecenin karanlığında nice hayali yıldızlar çizmeliyim Güllerle yıkanmış saçlarının kokusuyla ılık meltemleri kıskandırmalıyım Rüzgar, yavru ceylanları üşütmeden ben utangaç yanaklarından toprağa bir cemre misali yuvarlanmalıyım



Her soluk aldığında dalgaların kıyıları dövdüğü zamanlardan kalma kırık uçurtmalarımı toplayıp yeni fideler ekiyorum ezik gül bahçelerine Goncalar düşerken yüzün coğrafyasına, ben kuytu köşelerde ay teninin kokusunu soluyorum Küçük ellerimle bakır tenli bulutların yüreğine gözlerini çiziyorum Bu gece gözlerindeki Cenneti soluyup sabah güneşini senin yanında karşılamak istiyorum Sonra varlığının sıcaklığına uyanıp senin avuçlarından mavi semaya kanatlanmalıyım Yüzünün ince çizgilerinden kayıp güneşin eteklerine koşmalıyım Pencerene gün doğmadan yüreğimle alnına baharları , dudaklarımla gözlerine yıldızları bırakıp engin okyanuslara koşmalıyım



Geldiğimde yüreğimin sıcaklığını hissetmeyeceksin Göz kapakların hulyalara dalarken ben yatağına gülleri serpiştireceğim Usulca saçlarını tokasından çözüp yıldızları işleyeceğim saç tellerine Yumduğun avuç içlerini sen fark etmeden açıp ince çizgilerine yaslanıp mutlulukları soluyacağım Kurumuş dudaklarına gözlerimin ıslak nemini bırakıp ayak uçlarına taze papatyaları sereceğim Ve kuşluk vakti, dudaklarımla usulca yüreğini öpüp pencerenden güvercinin ayak uçlarına tutunup şehrime döneceğim Sabah uyandığında gözlerinin sevdaya gülümsediğini fark edeceksin Güneşin, bu sabah tenini bir başka ısıttığını ve hoyrat rüzgarın dağınık saçlarını usulca taradığını hissedeceksin Suskun duvarlar dile gelip kulağına sevda türkülerini fısıldayacaklar Ve bu sabah ekmeğin kokusu bir başka olacak Rüzgarın, koynuna baharları doldurduğunu ve omuzlarında nice yetim kuşların soluduğunu fark edeceksin Avuç içlerinin anlamsız terlediğini ve dudaklarının sebebsiz titrediğini hissedeceksin Penceredeki boynu bükük ciceklerin sana seslendiğini duyar gibi olacaksın Ve en sonunda aynaya gülümsediğinde beyaz peçeteye yazılı şu notu okuyacaksın ;


Gül yüreklim ;


Bu gece, yüreğine uzanıp sabaha kadar ılık nefesinde gezindim durdumKah kirpiklerinde rüzgarları kovaladım kah avuç içlerinde yavru keklikleri uyandırdım Dizlerine başımı yaslayıp sabaha kadar her soluğuna bir dua ekledim Varlığının huzurunda nice seni seviyorum kelimelerini fısıldadım kulağına Geldiğinde niye uyandırmadın beni der gibisin Biliyorum Uyandırmaya kıyamadıım işte Eğer uyandırsaydım seni , gül kokulu Meleklerin yüreğini güllerle yıkamasına ve yetim güvercinlerin dudaklarına baharı bırakmasına engel olacaktım Kıyamadım o kuru dudaklarından öpmeye Kıyamadım işte Ve giderken her zaman beni soluman icin yüreğimi ılık nefesine bıraktım Kıyamadığım yüreğine nice seni seviyorum cümlelerini yolluyorum

İyi ki varsın
Nefesine dokunamadığım,
Yüreğimde soluduğum cansın
Sen, kıyamadığımsın,
Mutluluklarda nefes aldığımsın



"Kıyamadığımsın"


İsmail Sarıgene

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.