Prof. Dr. Sinsi
|
Gitme Kal Diyemedim

GİTME KAL DİYEMEDİM
Sabah erken terminale indim Elimde tek gidişlik biletim Çantamı yere bırakıp öylece beklemeye başladım Bilinçsizce gözlerim etrafı tarıyordu, biliyorum beklemiyordun ama yinede gözlerim seni arıyordu eskiden kalma bir alışkanlıkla  Yolların yıllara, yılların yollara karıştığı bir zaman düşlüyorum Sen uzun bir zaman önce gitmiştin bu şehirde biliyorum ama inatla gözlerim seni arıyordu yine de, arada geçen bunca zamana rağmen  
Soğuktu, Ankaraya kar yağıyordu, üşüyordum  Benim de düşlerim yağıyordu Ankaraya  Ellerimi cebime soktum bir süre öylece bekledim  Sanki biraz sonra bir köşeden çıkıp gelecektin, sadece birazcık geç kalmıştın; koşarak çıkıp merdivenleri gelip sarılacaktın hasretle 
Biliyorum uzaklardasın şimdi  Kimlerlesin kimbilir, yalnızsın belki de benim gibi şu an? Oralar da soğuktur belki, üşüyor musun? hala canını sıkıyor mu bir ömür tükettiğin bu hayat kavgası ?
Beni sorma! Suyu tükenmiş limanların denizlerine yürüyüp duruyorum hala  Hayatımın sesi kısılmış, yaşlanmış dudaklarımdaki kelimeler, kimse anmıyor, aramıyor artık beni  Unutulmuşum anlayacağın  
Beklerken gözlerin geldi gözlerimin önüne, dudakların, duruşun, gülüşün, sevgiyle bakışın  Sonra aklım ayrılığın bir burgu gibi işlediği yüzüne bakmaya, elini tutmaya korktuğum günlere gitti Burgu ağır ağır işliyordu içime, ağır döndüğü içinde daha çok acıtıyordu  Ah kahrolası gururum, kahrolası kalbim, gitme kal diyemedim sana, gitme kal demeye varmadı dilim
Bir ezginin müziği doluyor kulaklarıma, içim ürperiyor& Kalabalıkların arasında bir nehir gibi süzülüp gidiyor uzaklara kalbim Hoşça kal sesleri yankılanıyor kulaklarımda& Birazdan herkes ayrı ayrı trenlere binip ayrı ayrı yönlere, farklı amaçlara gidecek Tıpkı hayatın kendisi gibi
İnsanın bekleyeni varsa, gitmekte, dönmek kavuşmak kadar güzel
Sen gittiğinden beri hayatın bir anlamı kalmadı benim için
Yıllardır bu terminale her gelişimde aynı acıyı duyarım, aynı özlemi hissederim, aynı hüznü yaşarım  Oysa aradan uzun yıllar geçmişti ama her şey daha dünmüş gibi gözlerimin önünde canlanıyordu 
Ne zaman bu terminale insem içim burkulur, gözlerim durup durup dolar Her esen yelde, yağan yağmurda, çağlayan ırmakta, uğuldayan ormanda senin kokunu duyarım  
Her esintide soluğunu hissedip, içime ferahlık dolar ve her yokluğunu yokladığımda ruhum sızlar
Çekip gitmiştin kalbinin bütün kapılarını kapatarak ardında Durmadan büyüdü içimde yokluğun Günler aylar, yıllar geçip gitti ardına bakmadan ama sen yoktun gelmiyordun  Gelmiyeceğini biliyorum, beklemem nafile ama yine de köşe başlarına bakıyorum belki bir köşeden çıkar gelirsin diye  
Ellerim cebimde ağır ağır yürüyorum caddelerde, belki yetişirsin diye arkamdan, gözlerimi kapatırsın yine iki elinle  Ah kahrolası dilim, kahrolası hayat, gitme kal demeyi gururuma yediremedim  İçim ürperiyor, titriyorum ama üşüdüğümden değil   Sensizliğimden, bu kalabalıklar içindeki yapayalnızlığımdan 
Özlem tek yönlü bir yol işte gidip de dönmeyen  Uzaktasın oysa ki bir ömür kadar biliyorum  Ve sen bir yel gibi esip gittin hayatımda ardına bakmadan, ben yelkenleri kırık tekneler gibi bakakalmıştım ardından yorgun denizler üzerinde 
Seni ne zaman ansısam bir hüzün şarkısı kırılır kalbimde; hiç unutamadım ki seni zaten, yıllar oldu buraları terkedip gideli, yıllar oldu ayrıyız, dudaklarımız biribirinden uzak, bedenlerimiz, ellerimiz, gözlerimiz uzak Oysa aşk karşılıklı sevmektir, dokunmaktır, gerçek aşk paylaşmaktır hayatı Hala kulağım sesinde, gözlerim etrafta seni arıyorum, çok uzaklarda olduğunu ve gelmeyeceğini bile bile  Kırık bir tebessümdür anımsadığım, bir sevda türküsüydü adın  Herkese bir şeyler verilir belki ama ben sana kalbimi verdim  Kalbimi de alıp gittin beraber uzaklara  
Çekip gittin hayatımdan düşlerimi ve anılarımı sarsarak Kahrolası hayatımda artık mutluluk olmayacak, teselli olmayacak Hep bir boşluk, hep acılar, hep hüzünler olacak  
Şimdi güz sonu, kışa giriyoruz ben dört mevsim baharı yaşadım seninle Dört mevsim çiçek açtın kalbimde, taze bir yaprak gibi yeşildin, sevgi çiçeğiydin, üzerine çiğ taneleri düşmüş kırmızı güldün, maviydin, beyazdın, bütün renklerde sevmiştim seni  Bir masal çiçeğiydin sen  
Seni severken hayatı da sevmiştim ben, dünyayı da, insanları da  
Uçup gitti sevgi kuşları hayatımda Günlerin, gecelerin tadı kalmadı Leylası kaybolmuş bir mecnunum, hiçbir çöl kabul etmiyor beni artık, Soğuk karanlık gecelerde kayıp çocuk resimleridir hüznün bir başka adı gözlerimde Gittiğinden beri kayıp içimdeki çocuk  Ey kahrolası ben  kahrolası hayat  Kahrolası kalbim, kahrol    


|