07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yoksun İşte

Yoksun işte, ölümüne özlemini çekiyorum şimdi Gittin, hayatımdan düşlerimi, anılarımı sarsarak ve tekmeleyerek kalbimin kapılarını ardına kadar  Bilki yağan yağmura, açan güneşe aldırmıyorum artık Günlerin tadı yok, sular da akmıyor Göçüp gitti uzak diyarlara sevgi kuşlarım  Yağmurla da konuşmuyorum artık, derdimi de anlatmıyorum nehirlere Ayrılık denizine düşmüş, tersine kürek çeken şaşkın bir denizci gibi kalakalmışım yorgun dalgalar arasında  Rüzgar da esmiyor  
Yoksun işte gecenin zifiri saçları akıyor uzaktaki dağlara usul usul, yokluğun ölüm gibi, buza dönüyor hayat , ellerim, bedenim, ayaklarım üşüyor& Çekip uzaklara giden hayallerimin peşinde uçup gidiyor kırlangıçlar, kırlangıçlar gidiyor ben kaliyorum  
Omuzları düşmüş basamaklardan inerek hiç bir sevgi kıtasına varılamıyacağını anladım Anladım ki, herkes kendi yarasını kanatır ve her acı bir başka acıya açılan kapıdır  
Bir zamanlar saçların gönül bahçemin çiçekleriydi; okşadıkça, dokundukça kokulu güller açardı yüzünde Bakmaya, dokunmaya kıyamazdım  Ellerini her tuttuğumda bir sonsuz sevinç kaplardı yeryüzünü, gökyüzünün bütün yıldızlarını tutup başına taç yapmak geçerdi içimden Ne zaman seninle buluşsam, zamanı durdurmak ve zincire vurmak isterdim saatleri
Sonra ayrılırdık, sorguya çekerdi seni kardeşlerin, döverlerdi Elimden bir şey gelmezdi, gözyaşların gücüme giderdi Oturup ağlardım senin yerine 
Ne zaman buluştuğumuz yerden geçsem içim burkulur, gözlerim durup durup dolar Her esen yelde, yağan yağmurda, çağlayan ırmakta, uğuldayan ormanda hep senin kokunu duyarım
Yoksun işte, yitirdim içimde gülen o sevdalı çocuğun gözlerini Anladım ki, kayıp çocuk gözleridir hüznün diğer bir adı, bu karanlık soğuk gecelerde Anladım ki, bütün yıldızların karardığı gece sevinçlerin tükendiği yerdir
İç çekmenin başka bir anlamı var mı başka dillerde bilmiyorum? Ben sustum, öpülmemiş zaman girdapları kemiriyor dudaklarımı Anladım ki, bütün iççekişler sevgililerine kavuşmayan sevdalıların hüzünlü gözlerine benzer, yaşamın kıyısında kırılmış tomurcuklara  
Yoksun işte, uzandığımız her nehirde bir mutsuz yaşamın tortusu kaldı Sen ki, benim yaz yağmurum, güz güneşimdin Anladim ki, sensiz hayat çekilmiyor, terkedilmişliğin hüznü vurur şimdi sulara  Anladım ki, her gidiş bir dönüşü anlatmaz 
Özlem tek yönlü uzun bir yol işte gidipte dönmeyen  Aklıma düştükçe bakışların, bir hüzün şarkısı kırılır kalmimde Ki, canıma batıyor kırıkları her defasında ´

|
|
|