07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İslak Hecelere Bırakılmış Düşlerim
Gecenin karanlığına yüreğimi asıp sana yazıyorum Yüreğimi sana kanatlandırıp seni düşlüyorum kırık dökük hayallerimde Uzakları aşındıran kelimelerimi satırlara serip seni soluyorum mürekkebimle Yine yokluğun düşüyor hecelerime, yine yokluğun bir hançer gibi deliyor hücrelerimi Ne yapsam, ne etsem fayda etmiyor Sensizlikte kanayan dudaklarımı nehirlerde yıkasam da silinir mi yokluğunun acılarını ? Zaman sanki hasretinde durmuş Herşey hasrete prangalı&
Şakaklarımdan akıyor hasretinin alazları Ayak uçlarıma düşen kangren geceyi kaldırıp yokluğunu yumrukluyorum sıvasız duvarlarda Pervasızca yüzüme vuran yalnızlığın rüzgarları siliyor hasretinin kanla karışık terini&Olmuyor&Sensiz olmuyor işte Hasretinde sesi kısılmış bir rüzgar gibiyim  Yutkunuyorum acının kanlı gözyaşlarını&Yapamıyorum, ne yapsam uyutamıyorum sensizliğin suskun kelimelerini&Ne zaman saçlarımı okşasa rüzgar, ılık nefesin biliyorum Ne zaman gecenin koynunu serinleten ılık bir meltem esse yüreğime doğru, senin kokun diye ciğerlerimde soluyorum meltemleri
Bir gelsen, karanlığı ezen yıldızları sayacağım birer birer Ne zaman seni düşünsem yıldızlar düşüyor saçlarına Bir gelsen, yollarıma bir kez uğrasan gülümseyecek umutsuzluğa boyanmış geleceğim Yokluk zindanı aşıp bir gelsen vuslatı giydireceğim ayazlara Ah bir uğrasan şehrime, seninle kır bahçesinde sıcak çaylarımızı yudumlarken sevincimden simitlerimizin kırıntılarıyla yavru kuşları doyuracağım Ellerim ellerine değdiğinde avuç içlerimin terini bırakacağım ılık meltemlerin koynuna &Bir gelsen bir dokunsan yüreğime, mevsim ne olursa olsun gelişin bahar olacak dudaklarımda 
Biliyorum imkansızlığın ötesinde seni yaşamak istiyorum Kana kana gülüşlerini içmek varlığının huzurunda Hayallerimle gezinsem bir an ; kabullenip ama bir türlü ezemediğimiz gerçekler bir tokat gibi iniyor yüzüme Yıkılıyorum olduğum yere Tutunmak için bir dal bir el arıyorum& Düşüyorum Acıyor yüreğim Kaldırımları öpen dudaklarımı siliyorum beyaz gömleğimle Boynu celladın kanlı ellerinde suskunluğa vurulmuş bir mahkum gibi arkama bakmadan şehrinin karanlıklarına yürüyorum Ve kayboluyorum göğü çalınmış kuşlar gibi köhne sokaklarında ardında&Vuslat kelimeleri çalınmış yetim çocuklar gibi ağlıyorum yağmur bulutların avuçlarında Kimse gözyaşlarımı görmesin diye gecenin karanlığını örtüyorum üzerime,
Zaman akıyor gidiyor Mevsimler değişiyor, turnalar şehrimi terk ediyor Ama bir ben kalıyorum yokluğunda Her düş kırıntısından sonra kirli sakallarımla vuslata isyan bayraklarını açıyorum Yüzümü yıkadığımda aynalarla yüzleşmekten korkuyorum Pencereleri bir açsam senin sesin diye fırlıyorum dışarıya Ne zaman telefonum çalsa buğulu sesin diye koşuyorum Ama her defasında yıkılıyorum olduğum yere Gün pencerelerime vurduğunda ilk işim, yokluğunda ıslanan gözbebeklerimi mandalla ipe asıp güneşte kurumasını bekliyorum
Biliyorum, ağır aksak hayat yokuşunda hiçbir zaman seninle yürümeyeceğiz Belki kelimeler hep dillerde saklı kalacak Karanlıklar büyüyecek avuç içlerimizde Ellerimiz hep yabancı kalacak birbirine Ve yüreklerimiz hep yalancı baharlarda soluyacak isimlerimizi Kuytu köşelerde sigaraya hasreti sarıp küllerinden umuda güller ekecegiz Hayat yükünü taşıyan sırtımız diye nemli duvarlara yaslanıp kendimizle dertleşeceğiz Ağladığımızda dizlerimi arayıp seni seviyorum kelimelerini gözbebeklerimizde ıslatacağız
Ama ne olursa olsun, hasret perdelerinden bir gün sevda türküleriyle uyanacağız vuslat sabahına Meleklerin ağladığı gönül bahçelerinde delicesine gezip gülüşlerimizi delicesine soluyacağız Sabırla, umutla vuslatı bekleyecegiz Vakit, hasret zamanı Ne olur ağlama Ben senin icin bu satırları yazarsan hasretimize ağladım Ne olur üzülme sen ağladığıma Bırak aksın gözyaşlarım Silemesem de ellerimle gözyaşlarımı, yüreğimde umutlarla kurumuştur gözbebeklerim Ne olur dayan bu hasrete Bir gün vuslatın bahar kokulu gecelerinde yıldızlarda gezineceğiz Seni seviyorken ne olur gülümse&
"Birazdan yokluğunu sereceğim
Hasretinin duvarlarına
Ve yüreğimi ateşleyeceğim
Katransı yokluğuna 
Ve gözbebeklerimi ıslatıp
Seni sayıklayacağım
Gecenin koynunda 
Hasretini dudaklarımda öldürüp
Güneşle boynuna sarılacağım
Bahar kokulu sabahlarda "
|
|
|