07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölesiye Yaşamaki
Sokağın yalnızlığında dolaştı bir süre Kararmış gözleri ve bitmiş bedeni vardı Uzun bir süreden sonra ilk kez hayal kurmaya çalıştı bugün Yıkmak istedi kimsesizliğini , yapamadı Silmek istedi kurumayan gözyaşını , silemedi Sustu Sokağın suskunluğuna ortak oldu bir süre Her şeyi unuttu bir an için Herkesi sildi belleğinden Ve bütün yaşanmışlıkları unuttu Ve bugünü , zamanın şimdi olanını da , geçmiş zamanları da , rivayetleri bile Ama engel olamadı ölümlü düşüncelerine Yaşamak istemiyordu , ölüme gidiyordu , biliyordu
Yürüdü İçinden ölüm şarkıları söyledi Koştu Bu kez bağırarak söyledi şarkıları Aldırmadı insanların tuhaf bakışlarına Üşümedi şehrin kışkıyametliğinde Durdu Kalakaldı Ne yaptığını anlayamadı Unuttuğu her şey geri gelmişti belleğine Depresyon diyorlardı bu haline
Üşümeye başladı bir süre sonra Bu kez ölümün yalnızlığından değil , ayazdan üşüyordu Başını yukarıya kaldırdı İnsanlar camlarından dışarıya bakıyorlardı İçinden Ne tuhaf dışarıda bir ben kalmışım bir de soğuk rüzgarlar diye düşündü
İlk gördüğü kahvehaneye girdi Sobaya koştu Isındı Görünüşü ve kendisi yaşlı olan bir adamın yanına oturdu Bir iki kere göz göze geldikten sonra bakakaldı Daldı gitti uzaklara Belki de gençliği geldi aklına Belki de ilk aşkı Konuşmak istedi Yapamadı Sıkıldı , sıkıldılar Sonra sordu yaşlı adam :
- Adın ne delikanlı ?
İçinden Nihayet diyordu genç Çünkü birinin bir yerden başlaması gerekiyordu 
- Adım Cengiz ama yanlışın var amca Kanım deli değil , yalnız Yani deli kanlı değilim
Adam tuhaf bir mahremiyetle baktı gencin yüzüne Dediğini anlayamadı Şaşırdı &
- İşin gücün yok mu oğul ?
- Yok Ne işim var ne gücüm Öyle böyle değil Gerçekten Gücüm yok Hayata dair ve her şeye dair
- Oğul ne tuhaf adamsın sen be ! Aynı dili konuşuyoruz Ama ne diyorsun anlamıyorum
Güldü genç Hem de ağlanacak haline Sadece güldü Ağlayamadı
- Normaldir , olabilir Senin aklın kırk yıl geride , benim aklım nerede ?
- Benim aklım geride ama bedenim doğru yerde Yani burada olduğu yerde Senin aklın nerede mi?
- Hı hı aklım Aklım yok ki &
- Hadi canım sen de & Bu lafları akılsız bir kafa söyleyebilir mi?
Adam şaşkın Adam ağlamaklı Ağlamaklı bir şaşkınlık var yüzünde Ve hüzün karışmış gözlerine Soruyor kendi kendine Bu mu neslin yenisi diye 
- Oğul hatırlar mısın doğduğun zamanları ?
- Yok , hatırlamıyorum Ben zaten ölmeden önceki zamanlarımı yaşıyorum amca
-Nasıl yani ? Hastalığın var herhalde 
- Evet , evet Doğru Hastalık &
- Ne hastalığıymış oğul ?
- Yaşama hastalığı &
- Genç senin dediklerini anlayamaz oldum
- Boşver Mühim değil Yaşamı anlar mısın sen ?
- Anlarım Daha da ötesini düşünmem Düşünmekte istemem zaten
- Neymiş o ötesi amca ?
- Ölmek oğul Yaşamın ötesi yaşamamaktır
- İşe bak ! Ben ölmek için ölüyorum Sen yaşamak diye ölüyorsun dedi delikanlı
İhtiyar her şeyi anlamıştı Hem de fazlasıyla Sustu bir süre Suskunluğu uzadı Kendi gençliğini düşündü Bir de karşısındaki gencin durumunu Acıdı Acınılacak hali vardı çünkü gencin Gençse halini bile görmüyor , bilakis ölüyordu 
Hüzünlü bir kış gününde hüzün girmişti kahvehaneye Ve ölümün soğukluğu vuruyordu insan yüzlerine Kimse farkında değildi olanların Şayet herkes acı çayların , demli sohbetlerin ve açık hayatların derdindeydi Bir tek ihtiyar hüzünlenmişti Ama o da , yaşama dair yeni bir şeyler öğrenmenin mutluluğunu yaşıyordu o hüznün arasında
Genç öldü , adam ölesiye ağladı &
|
|
|