07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gitarcının Hikayesi
Sabah erkenden gitarını alıp evden çıktı  posta kutusu boştu gene Yoo, hayır Beyaz birşeyler vardı Kalbi hızla çarparken, kutuyu açıverdi Elektrik faturası gelmişti  hem de herzamankinden "hoş" bir miktarda  Başka birşey olmadığını bildiği halde, gene kutunun içine bakti  Boş  Dışarısı, ne soğuk ne de sıcak  kapalı bir havaydı Yağmur yağmaması için dua etti  şemsiye evde kalmıştı ne de olsa  Karşıya geçmek için trafik lambalarının yanında durdu  önünden son sürat geçen araba, bütün çamuru sıçrattı  en sevdiği siyah pardesüsü de batmıştı  karşıya geçti Karnı açtı  Her pazar sabahı uğradığı cafe'ye gitti  "tadilat nedeniyle kapalıyız" yazısını okurken, gülümsedi  aklına mezar taşına yazılabilecek bir şey geldi "Tadilat nedeniyle oldu  açlıktan "  neyse dedi kendi kendine" o kadar da aç değildim"  sonra bi yerlerde yerim diye düşünerek yürümeye başladı Derken yanından geçen bir grup çocuk, ona sertçe çarptı Yere yığıldı Karşısında, evin balkonunda oturan bir grup genç kız, gülüyorlardı  ona gülüyorlardı  Ayağa kalkarken, cebindeki bozuklukların düştüğünü farketti Herbiri ayrı bir yöne yuvarlanıyor  çatlaklardan, deliklerden düşüp kayboluyordu Parası da gitmişti Bi gitarı, bi de canı vardı  Yemek yiyecek,eve gidecek parası kalmamıştı  yorgundu Mektup yazmayan, arayıp sormayan, çok sevdiği o kızla bir zamanlar gittikleri parkı hatırladı  orada küçük çocuklar bileklik, kolye gibi hediyelik eşya satarlar  müzisyenler maharetlerini gösterir, para kazanır,kızlara hava atarlardı  Parktaki o eski nese kalmamıştı Yolun kenarına geçti Elindeki gitar çantasını yere koydu
Gitarını çıkarıp, o "en" hüzünlü besteyi çaldı  sonra, o kıza bestelediği parçayı  ve bir başkasını  ve bir başkasını  çaldı  çaldı Kulağına gelen takırtı sesleriyle kafasını kaldırdı Gitar çantasına para dolmaya başlamıştı Sonra, neşeli bir parça çaldı  para geldikçe,şarkılar daha bir hareketli, daha bir neşeli oluyordu  Güneş batmaya başladı  İleride zabıtalar göründü  daha fazla kalamazdı orada Gitarı çantaya koydu ve kalktı  eve gidecek, yemek yiyecek parası vardı  belki kirayı hala veremeyecekti, bu ay  ama, hiç değilse düşürdüğünü karşılıyordu bu miktar  
Derken yağmur başladı  Eve daha çok var, diye geçirdi içinden Ne zordu hayat!Yağmur altında yürümeyi severdi  ama yalnızken değil Yalnızken,daha bi ağır yağıyordu sanki yağmur  Daha bir soğuk  Eve vardığında, kuşu öterek karşılamadı onu  sessizlik dolu ev, o an ürpertti  kafesin yanına gittiğinde, minik kuşu kafesin tabanında yatıyordu hiç kıpırdamadan  öylece  "ölüm" dedi  "sürprizleri seviyor" Islak giysilerini çıkardı  kuş gibi o da ölecekti, bu sefil hayatta
Gitar çantasını açtı, kalan bozuklukları almak için Arada beyaz bir kağıt gördü  Açar açmaz, yazı tanıdık geldi  o beyaz ellerin yazdığı notu okurken, önce heyecanlandı, sonra üzüldü  Notta: Demek hala bizim parçamızı çalıyorsun  ve yine çok hüzünlü bir şekilde Beraber aldığımız kuşları hatırlıyor musun? Bendeki bu sabah öldü  ayrılığa dayanamadı herhalde  ama, biz insaniz, dayanabiliriz degilmi? Yarın gidiyorum bu şehirden  kendine iyi bak  hoşçakal! Anladı o an, işlediği hatayı  ne kadar da bencil olmuştu bugüne kadar O bu şehirdeydi  ve hiç aramamıştı  o arar diye Şimdi aynı şehirde bile olmayacaklardı Gün batışını aynı anda izleyemeyecek, aynı ortamda aynı havayı solumayacaklardı  ama, o da affetmezdi ki  yoksa eder miydi?Dal rüzgarı affeder, ama kırılmıştır bir kere, diye geçirdi içinden  Kapı çaldı  ne de çok istedi o an için, kapıdakinin o olmasını  Bu nedenle açmadı kapıyı  o umudu taşımak istedi hep içinde  sonra uykuya daldı  uyanmamak üzere 
|
|
|