![]() |
Üniversiteye Kafa İle Girmek Yasaklansın |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Üniversiteye Kafa İle Girmek Yasaklansın![]() Başörtüsü yasağı nedeniyle peruk takan öğrencilere Gazi Üniversitesi "dur" demiş: Fakülte binalarının girişindeki "görevliler" öğrencilerin saçlarını kontrol ederek perukla içeriye girmek isteyenleri engellemişler! Türban yasağı faşizminin hangi boyutlara vardığını gözler önüne seren bu "Peruk Avı" Ankara'daki Gazi Mahallesi'nde cereyan etmiyor; yasakçı rektör Prof ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi şöyle bir düşünün: Türban zaten yasak, üstüne bir de akıllara ziyan peruk yasağı ![]() ![]() ![]() Bir yerden sonra bu da kesmeyecektir, yasakçıları ![]() ![]() ![]() Mutlaka uyanacaklardır: "Eyvah, bu öğrencilerin kafası içeriye giriyor" falan diyeceklerdir ![]() ![]() ![]() Bakalım Rektör Kuvvetleri "bu yaman soruna" nasıl bir çözüm bulacaklar, göreceğiz ![]() ![]() ![]() 28 Şubat döneminde Nur Serter'in "İkna Odaları" Mahallesi'nden geçmiştik ![]() ![]() ![]() Peruk yasağını da Kadri Yamaç'ın "Gazi Üniversitesi Mahallesi"nde görmüş olduk ![]() ![]() ![]() Her iki mahalle de YÖK derebeyliğine bağlıdır: YÖK Komutanı Erdoğan Teziç "zaptiye zap zap, raptiye rap rap" kıvamındaki görevine geldiği zaman ne demişti? Hatırlayalım: "-Aslında bir polis memuru sokaktaki bir türbanlı kadına kimlik sorduğunda orası o anda kamusal alan oluverir!" Adı bende kalsın "şöhretli" bir emekli orgeneral de üç yıl kadar önce etrafındakilere şöyle sesleniyordu: "-Aslında laiklik sokaktaki türbana, hatta evdeki türbana bile karışmalı; ama Türkiye'nin şartları buna müsait değil!" O orgeneralin nasıl bir Türkiye arzuladığını "ulusalcı devreleri"nin "Darbe Günlüğü"nde okuduk: Muhtıralardan fal tutmuşlardı; ne çare ki, darbenin kapı kolu ellerinde kalmıştı ![]() ![]() ![]() Artık devir onların devri değildi; gün gelmiş "hesap" dönmüştü: Türkçesi, Sam Amcalarını kaybetmişlerdi ![]() ![]() ![]() Şayet bilmiyorsa; peruk yasağı emrini veren "türban yasakçısı rektör" de öğrenecektir, bu kaçınılmaz gerçeği! *** Teknik direktör Mustafa Denizli bir gece ansızın telefonla katıldığı canlı yayında "Türbanlılar İran'a gitsin!" diye efelenmişti ![]() ![]() ![]() Kaderin garip cilvesi: Gün gelmiş, türbanlılar değil de Mustafa Hoca gitmişti, İran'a ![]() ![]() ![]() Sonra ne mi oldu? Denizli son birkaç yıldır İran'ı çok ama çok yanlış tanıdığımızı her fırsatta döne döne anlatıyor, ekranlarda ![]() ![]() ![]() Böyle bir örnek pişmiş aşa su katabilirdi: Muhtemelen bundan dolayı Egemen Medya geleneksel "Öcü İran" muhabbetini bir kenara bırakıp bu sefer "Malezya" çalıştı ![]() ![]() ![]() Resmen çamur attıkları Malezya'yı ağızlarına laik sakız yapıp üstüne günlerdir "mahalle baskısı" gözbağcılığını ekleyenler -bu milletin "yıllanmış laikçi baskı"nın muhatabı olduğu gerçeğini asla unutturamazlar ![]() ![]() ![]() Egemen Medya'nın imza attığı "mahalle baskısı" antetli yoğun Psikolojik Harekat'ın ardından ne oldu, peki? HHafta başında Şişli'de üçü erkek ikisi kız beş kişilik bir grup, başörtülü bir hanıma saldırdı: Önce sözle taciz etmişler, ardından da hızlarını alamayıp türbanlı kızın başını açmaya çalışmışlar ![]() ![]() ![]() Hadiseye tanık olan Fenerbahçe Kulübü Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Tuncer Erdoğan ise barbarlara müdahale ederek başörtülü kızın kurtulmasını sağlamış ![]() ![]() ![]() "Şişli" ne yana düşer usta? Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da mıydı, Şişli: Yoksa Tahran'ın göbeğindeki bir ilçe miydi? Peki ya "Gazi Üniversitesi" hangi başkenttedir? Tamam, şimdi hatırladım: "Çıkarın peruklarınızı Laiklik'ten yazılı yapıcam!" Tamer Korkmaz - ZAMAN Gazetesi |
![]() |
![]() |
|