Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ihanet

İhanet

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İhanet



İhanet Öyküsü - Erol Balcı - İhanet Hikayesi - Hikayeler
Deniz, ne zaman kabarır bilir misiniz İçinizin denizi hani İçimimizin denizi Öfkeniz ne zaman fırtınalara döner, kasırgalar yaratır içinizde İsyan ne zaman yoldaşınız olur Yoldaşımız olur bilir misiniz


Ve ne zaman dört mevsime yoldaşlık eder duygularınız Yaz ortasında kışı, sonbaharda yazı nasıl yaşarsınız, hiç düşündünüz mü


Bazen içimizde kabaran azgın sular, fırtınaya davet çıkarırken ve döverken alabildiğince kıyılarımızı Her bir su taneciği, bir mermiye dönüşüp parçalarken içimizi Yayından fırlamış bir ok misali saplanıp deler bedenimizi Yüreğimize saplanan her bir parça, gittikçe içimizde genişleyen yaralar açar Kanımız akarken ılgıt ılgıt Lime lime olurken derimiz Duymaz olur kulaklar, görmez olur ya gözlerimiz İçimiz travertenlere döner; yüzümüz ölü yüzüne benzer ya bir an İşte öyleyim şu an


Körlük ihanettir denize


Duvarlar ne zaman soğuk gelir insana Ve ne zaman üzerinize üzerinize gelir duvarlar bilirimsiniz Duygularınız ne zaman hareketsiz kalır, donuklaşır ve matlaşır İçinizin mavisi nasıl külrengine dönüşür Ve kan ne zaman damarlarınızda yavaş akarBilirmisiniz


Kalem ihanettir elimize


Evinizin içine bir kasvet çöker Duvarlar üstünüze üstünüze gelir ya hani Oturduğunuz kanepe ya da sandalye Ne bileyim koltuk işte, altınızdan kayar ya Sanki patlamış bir magmanın, kızgın lavlarının üzerindesinizdir hani Dokunduğunuz her şey buza keserken içiniz yanar ya bazen


Üşümek; ihanettir bedene


Toprak ne zaman soğuk gelir insana Toprağa ihanet edenler, karşılanır ya davullarla zurnalarla Ve sessiz bir film izlenir ya dört bir yandan Bu ülkenin yürekli insanları yatar ya kış uykusuna Doğru, yanlışların gölgesinde kaybolur, yürekli insanlar çekilir ya yerin dört bir katına Nasıl kazanıldığını bilmeyenler, kolay verirler ya her şeyi Barış adına kirletilir ya kardeşlik hani Bir büyük oyuna kurban edilirken insanlık, gözler görmez ve kulaklar duymaz ya olanları İhanet ateşi sarar ya dört bir yanı Dağlara isyan ateşi düşmez mi


uyumak ihanettir bedene


Çılgınca yağan bir yağmurda İliklerinize kadar ıslanıp, ufuk çizgisine kadar uzanan denizi gözlerinize hapsedip Ve iki elinizin arasına alıp, avuçlayıp dünyayı Hırçın dalgaların, sevdiğinizi size getirmesini haykırdınız mı hiç Çığlıklarınız bastırdı mı denizin sesini Şimşek çakması, gök gürlemesi eşlik etti mi haykırışlarınıza Gökkuşağının yedi rengini sevdiniz mi ellerinizle Kararan bulutları, bir fırça darbesiyle boyadınız mı yedi renge


Gökkuşağını, yağmuru sevmemek ihanettir gökyüzüne


Boylu boyunca uzanıp kumsala Gökyüzünün, yağmurdan siyaha çalan hallerini gözlerinizle maviye boyayıp Dalgaların sizi dövmesine aldırmadan, milyonlarca kum taneciklerinin arasında kaybolup, bir o yana bir bu yana savruldunuz mu Yağmur, dalgalar ve gökyüzü bir ayinin en güzel dizeleri olup döküldüler mi içinize Yıkandınız, arındınız mı günahlarınızdan hiç


Maviye boyamamak ihanettir gökyüzüne


İki dostun, iki sevgilinin sesleri farklılaşır ya bazen Yazarken sözcüklerin sıcaklığı Konuşurken seslerin tınısı değişir hani Ve bir el yüreğinizin bir parçasını koparıp alır ya İşte o an anlarsınız daha fazla söze gerek olmadığını Sormazsınız Söylemezsiniz Yavaşça çekip gitmek istersiniz Arkanıza bile bakmadan Yitip giden değerlerimizdir işteKör karanlığın çanlarında kaybolurken sevgilinin güzel sesi Vatan küstü hepimize Altında yatanlar dargın belki de bize


Görmemek ihanettir gözlere

Konuşmak, söylemek, anlatmak istersiniz Sözcükler tıkanır ya boğazınıza hani Sesler belli belirsiz çıkar içinizden Kötü bir rüyada, bir elin boğazınızı sıktığını görürsünüz Bağırmak istersiniz de bağıramazsınız, ya da bağırdığınızı sanırsınız da sesinizi kimse duymaz ya Hırıltıdan öteye bir ses çıkmaz ya boğazınızdan Benzer duyguları yaşarsınız işte Duygular dört mevsimdir böyle anlarda Sesler farklılaşmıştır çoktan Değişmiştir seslerin tınısı İki sesin frekansı bile aynı değildir artık Arkanıza bile bakmadan Gitmek istersiniz sessizce


Kaçmak ihanettir bizlere

Toprağa karışmaktadır her şey Ölüm yakınmıdırki sizce Seslerin tınısının değişimi ölümdür zaten Yapılan defin işlemidir belki de Başka bir ülke Ve başka bir toprak yok ki der bir ses Gökkuşağının yedi rengi, yağmur tutar bedeninizden Toprakta fışkıran binlerce kök sarar seni Toprağın en diplerinde sesler karışır sesine Kaçmak yakışmaz bana Kaçmak yakışmaz bizeVarsın gelsinler öyle


Ölüm ihanettir hepimize



Erol Balcı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.