07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yaşam Sen Tut Beni
Yaşam Sen Tut Beni Hikayesi - Yaşam Hikayeleri - Aynur Engindeniz - Aynur Engindeniz Yazıları
Kapı çaldı daha "gir" demeye kalmadan dört çocuk odama doluştu arkalarından halinden hamile olduğu anlaşılan anneleri girdi
çocuklar odada gördükleri ilginçliklere dalmış oynamaya başlamışlardı bile kadın masama yaklaştı güçlükle nefes alıyor ara sıra alnındaki terleri siliyordu kendine gelince sordum
_buyurun,ne istemiştiniz 
kadın önce çocuklara baktı,sonra etrafa sanki geldiği yerin doğru yer olduğundan şüphesi var gibiydi  
_yetkilisiyle görüşecektim buranın  
_benim,söyle bakalım
_yardım yeri burası değil mi
_evet buradan müracaat ediyorsun neyle ilgili yardım istiyorsun
kadın düşündü çocuklar gürültünün volümünü artırdıkça sinirlerim gerilmeye başlıyor,kırmamak adına sesimi çıkaramıyordum kadın da hiç istifini bozup çocuklara yapmayın diyecek göz görünmüordu nasılsa ömür boyu kalacak değiller sabret kızım dedim kendi kendime  
_abla ne ile ilgili yardım isteyeceksin ancak konuşursan yardımcı olurum sana hiç beklemediğim bir şekilde kadın ağlamaya başladı acaba ben mi kırdım diye düşünürken gözüm çocukların kıyafetlerine takıldı
dördü de kız olan bu çocuklar savaştan çıkmış gibi paçavralar içindeki bedenleri parmaklarının arası kir bağlayan elleriyle birer hilkat garibesiydiler suçsuz,masum,dünyaya kendi istekleriyle gelmedikleri halde bu sefilliği yaşamak zorundaydı onlar  yıkanıp paklansa ay gibi çıkacaktı ortaya yüzleri
yaptıkları gürültüye rağmen artık onlara kızamıyorum belki de hayatlarında hiç oyuncak görmeyen çocuklar dolapların üstünü süslemek amacıyla koyduğum çeşit çeşit oyuncağa bakıyorlar,o benim şu da benim diye tartışıyorlardı kalkıp oyucakları çocuklara verdim sesleri kesilmişti şimdi parmakları ağızlarında,daha önce hiç karşılaşmadığım bir ifadeyle gözlerime bakıyorlardı içim acıdı  galiba ben artık bu işi yapacak dirayete sahip değildim duygularımla hareket ediyorum diye kendime kızdım
kadın hala ağlıyordu bir şey sorup sormamak da tereddüt ettim nasılsa en hıçkırıklı ağlamalar bile bir şekilde dinmiyor muydu kendine gelsin diye bekledim bir yandan da hamile olduğu için korkuyordum
dakikalar geçmiş kadın ağlamayı bırakmamıştı çocuklar eskisinden daha uslu oyuncakları ile oynuyorlardı daha fazla beklemenin zaman kaybı olacağını anlayıp kadına sordum
_neden ağladın bu kadar  bak hiç bir şey çözümsüz değildir durumun incelenir eğer gerçekten ihtiyaç sahibiysen dilediğin yardımı alabilirsin
_                  
_ama konuşmazsak ben sana yardımcı olamam ki  
ağlaması durmuş ama yüzündeki keder yüklü bulutlar henüz dağılmıştı bir şekilde kadını rahatlatmalıydım utandığı her halinden belliydi  gözyaşları gururundandı 
bu tür olaylarla çok karşılaşmış olmama rağmen her defasında onlarla ağlamak gelir içimden cabinin bir kenarı sökülmüş hırkasını düzeltti eşarbının oyalarıyla oynadı sonunda gözlerime baktı
_allah kimseyi yabancıların kapısına düşürmesin  istemek kadar zor bir şey nedir biliyor musun evlatlarının bu haline bakmak artık dayanacak gücüm yok onları seyretmeye devlete vereceğim onları  
çok üzülmüştüm ama kandırılıyor da olabileceğimi düşünüp kendimi bırakmadan sordum
_kaç yaşındasın
_27
_27!!!
kadın kırkbeşten aşağı görünmüyordu kareli defteri andıran yüzü,bölük bölük yarılmış elleri iyice çkurlarına gömülmüş gözleriyle yaşının yirmi yedi olduğuna ben değil kimse inanamazdı hatta abla bile demiştim ona 
_şaşırdın biliyorum memlekette tarlada çok çalıştım kızken güneş yanığı oldu yüzüm
_şaşırdım ama neye biliyor musun 
_          
_bu yaşta bu kadar çocuğu nasıl doğurdun bir de beşinci yolda en büyüğü kaç yaşında
_10
_ama canım neden bu kadar çocuk bak bakamıyorsun üzülüyorum devlete vereceğim diyorsun
_ben neyapayım adam istedimi yok diyebilir miyim
_adam istedimi ne demek ya anlayamadım
_hani bunlar hep kız oldu diye oğlan istedi adam ben istemedim ama beni dinleyen kim birgün baktım beşinci yolda
_iyi de hiç aile planlaması diye bir şey duymadın mı canım sen sağlık ocakları bas bas bağırıyor hem de ücretsiz
_biliyorum ama adamımdan gizli gidersem beni kısırlaştı sanar bırakır kuma falan getirir bu saatten sonra çocuklarıma üvey anne getirtemem tek olsam düşünmem bıraksın kurtulayım derim
_peki ne iş yapar bu adam
_iş bulunca inşaatlarda iş bulamayınca yük falan boşaltıyor 
_çocuklar okula gidiyor mu
_gönderemedik çalışıyorlar
_çalışıyorlar mı,nasıl yani
_büyüğünü kuaföre verdi babası küçükleri mendil yara bantı satıyor ben de bir kaç aya kadar temizlik yapıyordum onu da yapamıyorum
tekrar ağlamaya başladı bunca yıldır çok hikaye dinlemiştim ama bu kadar etkilenmemiştim çocuklara çok üzülmüştüm
_sana ne yardımı verelim şimdi eşin de gençtir,sağlamdır
_sağlam olsa ne olacak vallahi halimiz çok kötü o da üzülüyor ama 
_üzülüyor deme bana
_üzülse oğlum olsun diye bu garibanları okulundan etmezdi sana bir form vereyim doldur müdür beyin sekreterine ver
_okumam yok
_tamam ben doldururum
kağıtları doldurup kadının eline verdim bundan sonraki prosedürü anlattım en kısa zamanda evlerine kontrol için geleceğimi anlattım kadın minnet duygularını belirtip, dualarını ettikten sonra çocuklarına
_haydi bırakın oyuncakları gidiyoruz,dedi
_gerek yok alsınlar  
kapıdan çıkarlarken peşlerinden baktım üç dört adım ötede bir adam yanlarına yanaştı galiba kocasıydı bir şeyler konuşarak uzaklaştılar bu manzarayı çok gördüm,kadın ister ,erkek kapıda bekler utanır,çünkü onda yüz vardır ama kadında yoktur  
                    
bunalmıştım kendime bir sigara molası verdim büronun önündeki avluya çıktım hava yağmurlu  sokaklar telaşlı insanlarla dolu yanlız biri vardı ki ne yağan yağmura aldırıyordu,ne de telaşlı insanlara  bir banka oturmuş elindeki rengarenk balonlardan çiçek şekilleri yapıp bir çubuğa takıyordu önünden koşar adımlarla geçmekte olan bir adam
_ömer,ıslanma ne yapıyorsun bırak şunu da kahveye gel  
_gelemem abi,ekmek parası   
ya rabbim senin kulların ne çeşitli,ne karmaşık  biri evine bakmaz sorumsuz,öbürü yağmurda ekmek parası için balondan süsler yapar  
Aynur Engindeniz
|
|
|