07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İçimizdeki Çocuk
Eskiden, baba ocağından ( neden ana ocağı değildir? ) ayrılmadığım günlerde, annem aniden ortadan yok olurdu Dört kişi oturmuş televizyon izliyoruz, örneğin Bir bakardık annem yok Odalardan birinde, sandalyenin tepesinde, dolap yerleştirirken bulurduk
Kendimde fark ettiğim en büyük özellik, gitgide anneme daha çok benziyor oluşum Aynı huy bende de başladı Aniden kalkıyorum ve yok oluyorum ortalıktan Ama ben dolap yerleştirmiyorum Kendime özel bir kolim var İçi ıvır zıvır şeylerle dolu Ve albümler
Ivır zıvır dediklerim neler? Küçük not kâğıtları Ders sırasında arkadaşlarla birbirimize gönderdiğimiz küçük notlar Uyduruk şiirler Kendimizce oluşturduğumuz özlü ve güzel sözler Hala kahkaha attıran kâğıtçıklar
Hepsini teker teker okurum Yazıldıkları günü anımsamaya çalışırım Çoğunda da başarılı olurum
Sonra, sıra albümlere gelir
En yeni olanından başlarım Teker teker her resmi incelerim İlk kez görüyormuşum gibi Yüzüme bakarım Gözlerime, dudaklarıma, burnuma bakarım Başımın duruşunu incelerim “ Sinirliymişim “ derim Veya “ A bugünü hatırlıyorum Ne kadar güzel bir gündü ” Derim
Seneler, sayfa sayfa geri dönmeye başlar, parmaklarımın ucunda
Günler, an be an yaşanmaya başlar, gözlerimin önünde
Kızımı alırım kucağıma Oğlum, hemen onun yanında Beş yaşında o zamanlar Ağabey olmuş Gururlu Bakışından belli
Sonraki albümde bu sefer de oğlum var kucağımda Yanım boş Kızımın yeri boş, henüz Gurur, bir tek benim gözlerimde
Üniversite günlerim Lise dönemim Gençleşiyorum git gide Ne güzel Zamanı geri döndürüyorum “Yapamazsın “ diyenlere inat
İlkokula başlıyorum O zaman adetti, fotoğrafçıya gidilir resim çektirildi Âdete uymuşuz Annem götürmüştü Edremit’te, ara sokakta, küçük bir fotoğrafçıydı Hani fotoğrafçının başı kaybolurdu, bir örtünün altında? Diğer eliyle de bir kapağı açar, kapatırdı: “ Dikkat! Çekiyorum” dedikten sonra
Bebek olma sırası bende Annemin kucağındayım İki yaş büyük ablam, yanımızda On dokuz sene sonra, aynı pozu vereceğimi bilmeden yatıyorum, annemin kucağında Sımsıkı sarılmış kundak içinde
Derin derin bakarım o bebeğe
“ Neredesin?” diye seslenirim, usulca Cılız bir ses duyarım, içimden:
” Buradayım ”
“ Neden seni göremiyorum?”
“ Çünkü sana küstüm “
“ Neden?”
“ Beni unuttun Artık beni sevmiyorsun Oysa benim sevgiye ihtiyacım var Senin sevgine Sevgiyle sarılmana, kucaklamana ”
Hemen koşarım yanına Önce elimi uzatırım Küskün gözlerle, nazlanarak tutar elimi Çömelirim önünde Sımsıkı sarılırım Bütün sevgimi akıtmak istemişçesine Uzun süre dururuz, öylece Sonra o: “ Tamam, tamam Affettim seni “ der, gözlerinin içi gülerek Şen kahkahalarla uzaklaşırken yanımdan kolimi toplarım Yerine yerleştiririm
“ Anne, nereye kayboldun?” diyen kızımın yanına dönerim
İçimdeki çocuğun keyfiyle, bir çimdik atarım yanağına “ Fıstııııkkkkk…” diye bağırarak koşmaya başlar ve kaçarım, peşim sıra kovalayan kızımdan
…/…
Kendinizi mutsuz, umutsuz ve bezgin hissediyorsanız…
Hayatınızda bir şeyler ters gidiyorsa, bir şeylerin kıyısına gelip de geri dönüyorsanız…
Yaşama sevincinizi kaybetmişseniz…
Bilin ki; içinizdeki çocuğu unutmuşsunuzdur
Hatırlayın, çocukluk yıllarınızda sizi en çok mutlu eden şey neydi?
Aile bireylerinizin sevgiyle size sarılması
Kendinizi en çok ne zaman güvende hissederdiniz?
Anne-babanızın kucağında olduğunuz zaman
Kendinizle ne zaman gurur duyardınız?
“ Aferin “ dediklerine
Aynı şeyi neden kendinize yapmıyorsunuz?
Sarılın kendinize, sevgiyle
Kucaklayın, güvenle
Takdir edin
Nasıl mı?
İçinizdeki küçük çocukla
Aslında kendinizle…
Eser Akpınar
07 09 2010
İzmir
|
|
|