Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hikayesi, kaşık, tahta

Tahta Kaşık Hikayesi

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tahta Kaşık Hikayesi



incidal - Tahta Kaşık Hikayesi




Hayriye Hanım, yetmiş yılın verdiği yorgunluk ve yatağa düşüren hastalığının üzüntüsü ile yarı uyur yarı uyanık bir şekilde yatağında yatıyordu Salonda hararetli şekilde konuşan, konuşmaktan öte tartışan çocuklarının gürültüsünü duydu Ne kadar sessiz konuşmaya çaba harcasalar da konuşmalar odadan net bir şekilde duyuluyorduGözleri kapalı olduğu halde çocuklarının konuşmalarından hareketlerini ve tavırlarını tahmin edebiliyordu


Büyük kızı Nermin abisine bağırıyordu” Ne demek ben altını açamam, o senin annen gerekirse altını açacaksın” sözü ile irkildi Demek ki paylaşılamayan mesele kendisinin bakımıydı Biran, içinde sızı hissetti Kalbinde yılların verdiği yorgunluktan çok düştüğü bu durumun yorgunluğu ve ağrısı vardı O dört çocuğunu tek başına büyütmüş, gece gündüz çalışmıştı Hatta yıllarca evlere temizlik için gitmiş; çocukları duyup üzülmesinler, utanmasınlar diye uzak yerlerdeki işleri almıştı Akşamları günü olan hanımlara pastalar, kurabiyeler yapmış; sabahlara kadar patik örerek tanıdıklarına satmış, çocuklarının geçimini sağlamıştı Her zaman onların sağlık ve mutluluğunu düşünmüştü


İçeriden gelen sesler iyice sertleşmişti Küçük kızı Nalân “Ben alıp evime götüremem, çalışan bir insan değilim Zaten iki çocukla eşimin eline bakıyoruz, birde annemi alamam!” diyordu Haklıydı eloğlu ne derdi ki ”kendi oğulları varken, ben niye bakıyorum demez miydi?” Onu zamanında okutmak için çok uğraşmıştı “Eşinin eline bakmak bir gün zor gelir” demişti ama dinletememişti Belli ki o günlerin pişmanlığı vardı Kızının titreyen sesi yaşlı kadının yüreğini dağladı


Büyük oğlu Hasan annesine kıyamazdı Belli ki eşinden çekindiği için götüreyim diyemiyordu Gelini temizlik hastası olduğundan evde altı bezli birini istemezdi İki erkek torunu vardı Bütün gün onlarla uğraşıyordu Birde kendisine nasıl bakacaktı Oğlu yoğun çalıştığı için evdeki bütün yük gelinindeydi Hayriye Hanım bunu bildiği için kızamıyordu


Oğlu Hasan üniversiteyi kazandığında nasıl okuturum endişesini duymuştu Fakat o kadar çalışkan bir çocuktu ki annesine yük olmamak için hem okumuş hem de çalışmıştı Hatta Nermin Üniversiteye başladığında bütün masrafları o karşılamış bir baba gibi ilgilenmişti Oğluyla gurur duymuştu, halada duyuyordu Şimdi içinin rahat olmadığından “annemi götüremem” dediği için ızdırap duyduğundan emindi


Küçük oğlu Murat hiç yorum yapmıyor sadece ablalarının ve abisinin konuşmalarını dinliyordu Murat evin küçüğü olduğu için, herkes bir dediğini iki etmemiş şımartılarak büyütülmüştü Evlenmemiş ve evlenmeyi de düşünmüyordu Gününü gün etmeyi seven kafasını hiçbir şeye yormayan Murat, her zamanki gibi çözümü büyüklerinden bekliyordu


Evdeki hararetli tartışma devam ederken kapının zili çaldı Murattan başka zili duyan olmamıştı Kalkıp kapıyı açtı Yeğenlerini karşısında görünce şaşırdı:


_Ne işiniz var burada?


Nermin’in büyük kızı Zeynep:


_Anneannemi görmeye geldim, randevu mu almalıydım dayı? Dedi


Hasan’ın küçük oğlu nişanlıydı Zeynep’in tavrına gülümseyerek:


_Bende nişanlımı eve bıraktım, dönerken babaannemi göreyim dedim


_İyi geçin… annem uyuyor biraz bekleyin uyanınca görürsünüz


Gençler aralık olan kapıdan baktılar Gözleri duvara dönük olarak gözyaşlarını saklayan yaşlı kadının uyuduğunu düşünüp salona girdiler Kâh oturup, kâh kalkarak; bazen sakin, bazen sinirli konuşan büyüklerini seyretmeye başladılar


Nermin konuşması sırasında kızının ve yeğeninin kendilerini dikkatli ve sesiz bir şekilde dinlediklerini gördü Sinirini boşaltacak bir yer bulmuş gibi:


_Ne bakıyorsunuz siz? Bir işe yarayın, gidin mutfağı toplayıp; bir çay demleyin! Dedi


Zeynep annesine, teyzesine ve dayılarına baktıBiraz dudak büküp kaşını kaldırarak:


_Olmaz, sizi izlemek ve dinlemek istiyorum Dedi


Nermin iyice sinirlenmişti:


_Ne oluyor burada, dizimi çeviriyoruz?


_Hayır anne! Bilirsin ben pek dizi seyretmem, sizinde bildiğiniz bir şey için kalmak istiyorum


Nermin kızının yaptığı ukalalık karşısında iyice sinirlemişti:


_Ne saçmalıyorsun sen? Diye bağırdı


Zeynep hepsine tek tek ve sessiz bir gülümseme ile bakıp :


_Hani küçükken hep anlattığınız tahta kaşık hikâyesi var ya, o aklıma geldi Nasılsa ileride bizde, sizler gibi bu duruma düşeceğimiz için şimdiden tecrübe edinmek istiyorum


Herkes şaşkındı Beklemedikleri bir cevap almışlar ve çocuklarına öğrettiklerinin tersine nasıl hareket ettiklerinin farkına varmışlardı Nermin birden durumun farkına varıp yakınındaki koltuğa çöktü Nalan utancından başını önüne eğmiş gözlerinde damlamaya hazırlanan yaşlarını saklamaya çalışırken, Hasan olduğu yerden doğrulup yeğenine sarıldı ve gözyaşlarıyla alnından öptü Sadece:


_Teşekkür ederim tatlım Dedi


Hayriye Hanım konuşmaları sessizce dinliyordu Çocuklarıyla hep gurur duymuştu Ne kadar tartışmalarına tanık olsa da hepsinin pırlanta gibi kalplerinin olduğunu biliyordu İyi çocuk yetiştirmiş olmasa böyle torunları olur muydu?


incidal



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.