İşte Bitti Nihayet

İşte Bitti Nihayet Hikayesi - İşte Bitti Nihayet İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları

Tuğçe telefonda "Bir yere çıkamazsın, toplantı var bu akşam" dedi "Televizyon dizileri üzerine bir yazı dizisi hazırlanacakmış"


Sn Duman'in odasına girdiğimde elimde bir kutu elmalı kurabiye vardı Bu davranışımı takdirle karşılayan Sn Duman getirdiğimi yemek istememi esefle kınadı Kutuyu korumasına aldı Toplantı odasına çıktığımızda Sn Zafer Mutlu toplantı odasının kapısında "Aa Selahattin ne hoş, kurabiye mi aldın" diyerek zarif bir hamle ile kutuya uzanınca Sn Duman kurabiyeleri bizimle paylaşmak zorunda kaldı Kendisi daha önce de bahsettiğim gibi pek paylaşmacı bir insan değil Zaten "Bağımsızlık benim karakaterimdir" diyerek evliliğe yani paylaşımcı hayata karşı olduğunu sık sık dile getirir Bu yüzden paylaşımcı yazılarımız için ikide bir "Buna bir dur diyecek olan yok mu?" diye yazı yazar Sonra da "şaka canım şaka" diyerek geçiştirir Yazılarımızı takip edenler bizim de aslında küçük çapta bir sit-com ile yarışabilecek düzeyde bir gazete olduğumuzun farkındadır Bir ara kendi aramızda yazışmalarımız da bir çeşit diziye dönmüştü


"Asmalı"nın yeri başka!

Efendim, Sn Duman gibi lafı yerleştirip sonra da "şaka yaptım şekerim" diyerek geçiştiren bir televizyon ünlüsü de Beyaz kardeşimiz biliyorsunuz "Biz Size Aşık Olduk" isimli dizide oynuyor Her ne kadar yerli dizilere bir nokta koyduysam da açıkçası fikirlerimi rahat rahat beyan edebilmek için bizimkiler neler yazacak bakalım

diye beklemeyi tercih ettim Yahu yeri göğü yıktılar "İclal Aydın Asmalı Konak hastası çıktı" diye İyi ki toplantıda "Asmalıyı ben yazarım, çok seviyorum, hiç kaçırmam" dedim Bu dizinin iki büyücüsü Meral Okay ve yönetmen Çağan Irmak'in varlıklarının oyuncular kadar önemli olduğunu söylemeliyim mutlaka Ali Bey'i oynayan Kenan Balın, Sümbül Hanım'ı oynayan Selda Alkor'un, Piraye'yi oynayan Zeynep Eronat'ın oyunlarını izlemeye doyamıyorum Menderes Samancılar'ı muhteşem seslendiren Ali Gül'ü ve Seyhan'ı konuşan Orçun Çıtır'ı tebrik etmek için çok iyi bir fırsat oldu bu


Yaz yaz bitmez

Off Bir sürü şey var aslında anlatılacak Mesela Özcan Deniz'i tanıdığım günden bu yana bu role nasıl hakkıyla yürüdüğünü, nasıl deliler gibi film seyreden, sorular soran, okuyan bir adam olduğunu, kurduğu hayalleri, yazdığı senaryoları nasıl büyük bir heyecanla bizimle paylaştığını anlatmak istiyorum Bu tutkulu, dengesiz, duygusal, sert adamı neden bu kadar sevdiğimizi, Ali Bey ve Sümbül Hanım'ın aşkını ve öteki kadın Piraye'nin çırpınışını nasıl böyle hicranla takip ettiğimizi, Ali Bey'in vurulduğu sahnede öğrencilik yıllarımın yıldızlı genç oyuncusu Zeynep Eronat'ın çıkardığı muhteşem oyunu, senaryonun yüklendiği yönlendirici yorumcu yolu, dizideki tüm oyuncuların sahici çabalarını yaz yaz bitmez


İş rejiyle montaja kalmış!

O zaman da "Biz Size Aşık Olduk"a fırsat kalmaz İlk bölümü bende feci bir hayal kırıklığı olan "Biz Size Aşık Olduk" ne oldu sonra bilmiyorum, toparlandı Yerli "Friends" diye lanse edilmesi son derece saçmaydı zaten Dizideki tüm oyuncuların tabir yerindeyse döktürdüğü bir durumda, dizinin bir taklitmiş gibi duyurulması o işe ve o emeğe yapılan kocaman bir haksılık bence Beyaz ve Meltem Cumbul şık bir ikili olmuşlar Meltem Cumbul'un öteki partneri diye isimlendirebileceğimiz Levent Üzümcü ise aslında seyircinin gözünde Beyaz'a karşı kaybetmeye mahkum bir rolde sağlam oyunculuğu ile aslanlar gibi duruyor Sıkı bir maç yapılıyormuşcasına iyi paslaşan dizinin tüm oyuncularına destek de köstek de dizinin yönetimi ve montajı olur sadece


"Taklit'te hayır yok!

Aman da aman Birden nasıl da ciddi ciddi televizyon eleştirmeni oldum İşin içinden biri olunca insan, dediğim gibi ya da dedim mi bilmiyorum, dediysem de bir daha diyorum; bu dizlerin nasıl bir emekle hazırlandığı, nasıl tüketildiği ve çalışanlarını nasıl tükettiğini bildiğim için "O öyle olmaz, bu böyle yapılmaz, şu çok iğrenç" filan diyemiyorum Haşmet Babaoğlu doğru bir tespitle bir diziyi översem öbürü gücenir gibi çocukça endişemi farketmiş, yazmış Gücenmeden ziyade aslında durum şu Dün de sözünü ettim, bugünlerde TGRT'de insafsızca kimbilir kaçıncı tekrarını yaptıkları, her gördüğümde tüylerimi diken diken eden "Ah Allah'ım keşke yapmasaydım keşke!" dediğim şu polisiye dizi "Zor Hedefi çekerken çok muhteşem bir iş yaptığımızı sanıyorduk Bir gaz bir gaz, ilk bölümü bitirip tüm ekip topluca seyretmek üzere toplanmıştık Daha ilk reklam arasında "Füreya" olarak bilinen bir oyuncu arkadaşımız dizinin başrol oyuncularından Şencan Güleryüz'ü arayıp "Böyle bir iğrençliği yayınlamaya utanmıyor musunuz?" gibi inciler döktürmüştü İğrençlik demek biraz haksizlıktı ama evet, bir Amerikan özentisi, o dönemin modasına uymuş bir işti ve hepimiz bu telefonun ardından çok üzülmüştük O gün bugündür beğenmediğim diziler hakkında konuşmamayı ya da bunu oyuncularına belli etmemeyi tercih ettim Diziler neticede oyuncuların yaşamlarında çok önemli bir gelir kapısı Hiçbiri kötü bir işle her hafta izleyicinin kapısını çalmak istemez Ama bazen olur böyle talihsiz işler


Herkes kendi dünyasında

"Çocuklar Duymasın"a gelince Tuğçe Baran'ın tahmin ettiği gibi, bizim evde öyle çok izlenen bir dizi değil Hatta evin yönetmen kişisi katiyen dizi izlemiyor Öyle "mır mır, icoşcuğum, kuzucuğum" filan gibi cümleler de kurulmuyor Serin ve sakin herkes kendi dünyasında yaşarken "Çocuğumuza cep telefonu alalım mı?" gibi uzun vadeli sorunları kurcalamaya pek vakit ayırılmıyor


İşte böyle

Bitti

Hepsinin iddiası; "dizi dizi inciyiz, izlenmede birinciyiz!"


İclal Aydın