Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istemiyorum, kelebek, olmak

Artık Kelebek Olmak İstemiyorum

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Artık Kelebek Olmak İstemiyorum



Artık Kelebek Olmak İstemiyorum yaiam hikayesi - İncidal yazıları



Okullar açılalı bir ay olmuştuHer gece yatarken “yaz gelse de köye gitsem” diye dua ediyordum Üçüncü sınıf olunca kendimi iyice büyük görmeye başlamıştımÖğretmenim çok konuştuğum için yanımı boş bırakmıştıSırada tek başıma oturmaya o kadar çok alışmıştım ki hatta koca sıra dar gelmeye başlamıştıÖğretmenim konuşmamam için yanımı boş bırakmıştı ama pek faydası olmamıştıYalnız olunca arkamdaki ve önümdekileri dürterek konuşuyordum


Öğretmenime göre ceza, bana göre saltanat olan bu durum sınıfımıza gelen yeni arkadaşımızla son bulduSabah derse başlamadan sınıfın kapısı çaldı ve bütün başlar kapıya çevrildiKapı açıldı ve müdürümüz yanında bir kız çocuğu ile kapıda belirdiSarı uzun bukleli saçları vardıSaçlarını iki taraftan toplamışlardıHep sevdiğim ama hiç sahip olmadığım uzun saçları hayran hayran seyre koyulmuş konuşulanları duymuyordumYüzündeki endişe ve hüznü ise görmemek mümkün değildiGözlerini herkes onlara çevirmişken o sadece yere bakıyorduHalinden memnun olmadığı hissediliyordu


Ben saçlarını incelerken öğretmenimiz yeni gelen arkadaşımızı bize tanıştırdıAdı Filiz… Sadece benim yanım boş olduğu için de yanıma oturtturduBen sarı bukleli saçları incelerken arkamdaki arkadaşım dürttü:


”Sorsana bacağına ne olmuş?”


Bir an yanımda oturan arkadaşıma baktımSiyah önlüğünün altına dar bir pantolon giymiştiNeden bacağını sorduğunu anlamamıştım


” Ne bacağı” dedim


” Neden topallıyormuş sorsana ?”


Ben hep sahip olmak istediğim uzun saçları incelerken topalladığının farkına varmamıştım


”Sonra, sonra” diyerek arkamdaki arkadaşımı susturdum


Demek topallıyordu, oysa iki bacağıda yerindeydiBende merak etmiştim ama pat diyede soramazdım yaO gün pek yerinden kalkmadıHatta günlerce, teneffüslerde bile sırada oturup; mecbur kalmadıkça yada biri soru sormadıkça kimseyle konuşmadıBazen, üzerinde resimler bulunan bir deftere birşeyler yazıyor sonrada küçücük kilidi ile kilitleyip sıranın altına saklıyorduSorduğumuzda hiç cevap vermiyorduBu gizli defter o kadar ilgimi çekmişti ki bir şekilde ne yazdığını görmeliydimAynı sırada oturuyor olmamıza rağmen pek konuşmuyordukÖğretmenim sonunda yanıma uygun birini bulduğu için memnunduÜstelik derste çok iyiydik Fakat benim aklım sakladığı defterdeydi


Bir gün büyük sınıflardan bir öğrenci kapıda belirdi:


” Filiz, müdür bey seni çağırıyor” deyince, sayfa arasına kalemini koyarak defteri acele ile sıranın altına soktu


Başkasının eşyalarını izinsiz ellemenin ne kadar yanlış olduğunu bilsemde şeytan dürtmüş, merakım galip gelmişti Kapıdan çıkar çıkmaz defteri aldım ve arasında kalem olan sayfayı açtım Bir sayfa ” Bıktım, bıktım, bıktım” diye yazmış ve sonuna”Keşke ben bir kelebek olsaydım” diye eklemiştiBu ne biçim şey diyerek defteri kapattımAcele ile yerine koydumBir çocuk neden bıkabilir yada neden kelebek olmak isterdiO kadar sinirlenmiştim ki hem suç işlemiş hemde hiç bir şey elde edememiştim


Gece boyu defteri düşündüm durdumSonunda suçumu itiraf edip, sormaya karar verdimSabahı zor ettimOkula gidince sürekli sormak için fırsat kolladımİki ders sonrası uzun teneffüsümüz vardıBu benim için iyi bir fırsattıBütün cesaretimi toplayıp:


”Ben senin defterini okudum” dedim


Boş boş yüzüme baktı


” Hani şu teneffüste yazdığın defteri” deyince başını önüne eğdi ve bir şey demedi


” Neden bıktın, hem neden kelebek olmak istiyorsun sen?”Soruma soru ile cevap verdi:


”Senin arkandan topal diye bağıran oldu mu?” hayır der gibi başımı salladım


“Ben işte bundan bıktımKeşke ölsem! Biliyor musun kelebeklerin ömrü üç günmüş”


”Biliyorum dedem söylemişti”diyorum


”İşte ben onun için kelebek olmak istiyorum


O kadar üzülmüştüm ki içimden “keşke sormasaydım” diye geçirdimBen soğuk havayı dağıtmak istercesine zorda kaldığım zamanki gülümsememi takınarak:


“Ben kelebek olmak istemezdimSende isteme!” dedim


“Sen ne olmak isterdin


“Ben kuş olmak isterdim, hemde kartal; bulutların kralı, aslanda orman kıralı ya onun gibi”


Benim neşeli halimi görünce gülümsediBunu fırsat bilerek:


“Sende kartal olsana!” dedim


“Topal kartal olur mu?”


“Uçmak için ayaklarımıza ihtiyacımız yok ki!”“Bakalım kanatlar sağlam mı?” diyerek kollarını bir aşağı bir yukarı sallıyorumBiraz benim hareketlerime, birazda gıdıklandığı için gülmeye başladı O güldükçe ben iyice abarttımSonunda:


“ Tamam kartal olurum” dedi


“Hadi gözlerini kapat oyun oynayalım


“Ne oyunu?”


“Hayal etmece, şimdi ikimizde kartal olalım; ben seni köye götüreyim


“Hangi köye?”


“Bizim köye, Tepeköye; dedemin yanına gidelimKapat gözlerini, salla kollarını; bir aşağı, bir yukarı … Eveeet uçuyoruz


O kadar çabuk uyum sağlamıştı ki benim sordukları mı cevaplıyor, oyuna katılıyorduBen arada sırada tek gözümü açıp ne yaptığına bakıyorumOyuna daldığını görünce seviniyorum


“ Bak, dedemlerin evi aşağıda gördün mü?”


“Gördüm”


“Kümese bak! Benim çilliyi gördün mü? Keltoş olanı!”


“Çilli kim?”


“Benim tavuk


“Gördüm”


“Yumurtalar varmı?”


“Var”


“Sakın alma çilli çok kızar , nenem alıcak”


O kadar dalmıştımki arkadaşımı eylendirmek isterken kendi özlemlerimi anlatıyordum:


“Şimdi ormana doğru gidelimTepeyi çıkalım, balıklı göl var; Bak! Dedem orada balık tutuyorBeni özlemiştir değil mi?”


“Özlemiştir”


“Kanatlarını yana çevir Aboo bak çingeneler dedemin nadas tarlasında oba kurmuş, dedem kızacak! “


“Nadas tarlası ne ki?”


“Dinlenen tarla! Çingeneleri gördün mü? Eşekleri var , ai ai diye anırıyor


Filiz kahkahayı basıyorBenim eşek gibi bağırmam çok hoşuna gitmiştiTabii biz oyunu bitirmeden ders zili çalmış, , herkes gürültü ile sınıfa dolmuştu Filiz’e ders arasında, güldürmek için “ai ai “ediyorumO kadar mutlu olmuştu ki elini ağzına götürüyor ve başını eğip gülüyordu Öğretmenim durumu farketmişti Ama hiç kızmadı Galiba Filiz’i gülerken görmek onunda hoşuna gitmişti


Bu uçma oyununu sık sık yapmıştık Artık eskisi kadar üzgün durmuyorduBacağının sakatlanmasına sebep olan kazayı bile anlatmıştı Birlikte mutlu bir kış geçirdik Her güzel şey gibi bu da Filiz’lerin İzmir’e taşınmasıyla son buldu Giderken çok ağlamıştı Ben duygularını saklamayı bilen bir çocuktum ve her zaman ki sakin tavrımı takınarak yolcu etmiştim


Yaz sonu köyden döndüğümde annem bir mektup verdi Filiz’den gelmişti Demek ki benim onu özlediğim gibi oda beni özlemiştiMektubu heyecanla açtımNeler yaptığını ve yeni arkadaşlarını anlatıyorduMektubun sonuna”Artık kelebek olmak istemiyorum” diye yazmıştıO kadar çok mutlu olmuştum ki! Çocuk kalbimle yaptığım güzel şeyi biliyordum


incidal

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.