07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gülümse Kaderine
Gülümse Kaderine hikayesi - Şule Meryem Canpolat yazıları
Delice akan zaman mı, gözyaşlarımız mı? 
Bizi yakan; sevdiklerimiz mi, bizi sevmeyenler mi?"
           
yüklendi sepetini Ayşe kadın koyuldu yola bir anda dünya yürüdü onunla hiç bitmeyen umutlarla ağırdı dünyanın yükü dünya da gamlı hep iyiler olsa neyse yeryüzünde kötüler de vardı 
dünya gamlı, ayşe kadın gamlı sırtındaki sepete aldırmadan ilerledi O'nu sırtındaki yükler değil, kalbindeki imkansızlıklar yaraladı 
indirdi sepetini Ayşe kadın O'nu sevenleri beklemeye koyuldu durakta dünya da bir durak değil mi ne de olsa? sepetinden bir miktar acı çıkardı ayşe kadın tüttürmeye başladı anılarını duman sardı her yanını Artık kim saracak yaralarını? 
en sevdikleri onu terkedeli çok olmuştu her gün bu yollarda bekleyeli, bir hayli zaman pes etmemişti ayşe kadın yüreği sevdalardan talan dünya değil, vefasızlardı onu böyle inceden yıkan ansızın bir seher vakti yollara vuran 
her gün aynı yerde bekleyişi bu yüzdendi bir umut diye sevdiklerini düşleyişi gelen geçeni seyredişi hep bu yüzdendi bir boşluğu doldurmak istercesine, kendine kapanışı, acılarına battaniye sıcaklığıyla sarılışı bu hasrettendi hep 
"en büyük mutluluklara, büyük acılardan gidilirmiş ya! Ayşe kadın en çok bunun bilincindeydi O beklemesini bilenlerdendi sepetinden kah acı, kah hasret çıksa da, O payına düşene razıydı en büyük mahrumiyetlerin ardında gizlenmiştir üstünlük bu sizce de mutlu olmaya yetmez mi? her sınavın bir sonu vardır elbette ecel gelmeyince hiçbir can düşmez yere" 
bu sepete aşinaydı aslında ayşe kadın bu sepet ona anadan, babadan mirastı onlar da nice eleklerden geçmiş, nice sefaletlerden alınlarının akıyla çıkmamışlar mıydı? acı bu insanların genlerine kodlanmıştı sanki mutluluk, kaf dağının ardında gizli aramak gerek diye düşündü ayşe kadın yol almak gerek yol almadan, "yol olmadan" bu devran dönmez diye tamamladı düşüncelerini giydi ayağına yeniden na'linlerini 
"kiminin sepeti büyük, kimininki küçük olsa da bazen sağlam ürünler, bazen çürükler olsa da sepette, insanlar yol almaya devam edecekti ancak yolda yürüyenler yolun sonunu görebilecekti çünkü yolda kalanlar bu güzelliğe asla erişemeyecektii yolda yürümek demek; azmetmek demekti, pes etmeden engelleri bir bir geçmek demekti aslında 
"Kaderine gülümsemesi gerektiğini düşündü Ayşe kadın ancak bu şekilde baş edebilirdi acılarla acı da sevilir miymiş diye ekledi sonra? sevilirmiş ya dedi sessizice hem de nasıl sevilir sevince bir kere, yare bir ömür verilir eğer gelmeyecekse sevgili, ne anlamı var demeden, gidenler özlemle beklenir değer be! dedi ayşe kadın sevince değer nasıl olsa tüm aşklar, ebediye gider" 
aldırmadı ilk defa ayşe kadın, sepetinin ağırlığına içinde taşıdıkları sadece acı da olsa aldırmadı ilk defa gülümsemeyi öğrendi "O" zira kader gülümsedi O'na sevmeyi bilene, hayat acılarla anlamlıydı acısız bir hayatı düşlemek, ahmakların hayaliydi "sadece verilenleri değil, verilmeyenleri de idrak edip şükretmeyi bilmekti hayat işte" sebeplere nüfus edebilmekti, tüm sebeplerin ötesinde kabullenebilmekti işte payına düşeni yeniden yüklendi sepetini ayşe kadın üstündeki sepeti hissetmedi bu defa aşk değiince yüreğine, sitem etmedi bir daha 
yürüdü ayşe kadın yollar yürüdü içinde büyüttüğü aşklar yürüdü değer! dedi ayşe kadın, bu sepetle yürümeye değer Hayat; "taa derinden gülümsemekmiş meğer"  gülünce, yeryüzü ne kadar geniş, acılar yok hükmündeymiş aslında 
Güneş gibi parlayınca çehreler,
Yürekler bu güzelliğe eşlik etti
Güneş dahi kıskandı bu ahengi 
Sevenler, beklemeye yemin etti 
mutluluğun da bir şarkısı vardır elbet nakaratı; "sadece gülümsemek" sözsüzdür mısraları nasıl olsa bulur onu arayanları kendisi için ağlayanları ömrünü adayanları Mutluluk dediler adına kondurmadı leke, bahtına acıdan geçti yolu onu sadece arayanlar buldu yılmadan, dalına konanlar uçmadan karar kılanlar huzur kadar o da bedel ister pes edenler için sınav, başlamadan biter 
          
"Delice akan zaman mı, hırslarımız mı? 
Bizi yıkan; düşman saydıklarımız mı, yoksa bitmeyen öfkemiz mi?"
           
şimdi bırak mazini sen de gülümse kaderine bak güneş, geceye aldırmadan, gülümsüyor bile 
Şule Meryem Canpolat
|
|
|