07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Genç Bir Kızın Dramı
Genç Bir Kızın Dramı - Şakir Alimoğlu yazıları
         
Çok güzeldi Dünyalar güzeliydi Ayaklarına kapananların, yalvaranların, uğruna şair olanların sayısını hatırlamıyordu 18 yaşındaydı Geceler kadar siyah gözleri vardı Bakmaya doyulmayan, baktıkça gökkuşağı gibi yedi renk gülen, iri, büyük gözleri Bir dudakları vardı Kalemle çizilmiş sanıyordu insanlar Hani hokka gibi derler ya! İşte öylesine güzel bir burnu vardı Uzun boylu, ince belliydi Bir ressamın fırçasından çıkmıştı sanki
         
Rüyalarını süsleyen beyaz atlı prensiyle evlenmişti işte Allah'ım! Düğünü 1001 gece masallarındaki gibiydi Ne kadar mutluydu İnanamıyordu Üstündeki beyaz gelinlik ne kadar da yakışmıştı! Düğünde öyle söylemişti herkes Birden 'nazar değmez inşallah' dediklerini hatırladı İki kere tahtaya vurdu Nazara inanmıştı her zaman 'Allah'ım' dedi 'Allah'ım, n'olur bu mutluluğu çok görme bana ' Ellerini açıp bildiği bütün duaları okudu Bu kadar mutlu olmaktan korkuyordu
         
İçine mi doğmuştu, kaderini mi yaşıyordu? Kim derdi ki bu masal acı bir sonun başlangıcı olacak, korktuğu başına gelecekti Adam balayında güzeller güzeli, dünya tatlısı kızı, gelinliğiyle bırakıp çekip gitmişti Küçücük bir veda sözcüğü bile etmeden İnanılacak gibi değildi ama, olmuştu işte Sevdiği adam gitmişti Sevdiği adam yoktu Bir an durup düşündü O, gerçekten sevdiği adam mıydı? O, kendine en güzel aşk şiirlerini yazan, gitarıyla aşk şarkıları söyleyip hayaller ülkesine götüren aynı adam mıydı? Olamazdı Bu kadar vefasız olamazdı o Oysa bütün yüreğiyle, bütün saflığıyla ölürcesine sevmemiş miydi? 'Allah'ım' diye geçirdi içinden 'Neden Allah'ım? ' Bütün suçu, herşeyiyle sevmek, herşeyiyle inanmak mıydı? Ümitsizdi, perîşandı, yıkılmıştı Oda dönüyor, başı dönüyor, dünya dönüyordu
         
Gelin yatağına attı kendini Hıçkırıklara boğuldu Başını gömdüğü kuştüyü yastığa yağmur yağıyordu Saçları bembeyaz, gelinliği simsiyah mı olmuştu ne? Bilmiyordu Halâ onu seviyor muydu, yoksa nefret mi ediyordu? Ağlıyor muydu, yoksa gülüyor muydu? Unutulmuş muydu, unutmuş muydu? Ölmüş müydü, yoksa yaşıyor muydu? Allah kahretsin Bilmiyordu Bilmiyordu Bilmiyordu Belki bilmek te istemiyordu gerçekten, kimbilir?
         Kız acı içinde anlatıyordu, gözlerinden yağmur yağarken bir yandan Şair, kızın yaşadıklarını dinledi, dinledi sessizce Kızın yaşadıklarını içinde bir yerlerde hissediyordu Kâğıdı kalemi çıkardı Karanlıkta kaleminden kan damlıyordu Şair ağlıyordu Şair yazdıkça kelimeler ağlıyordu Mısralar ağlıyordu Şair yazıyordu 
BİRİ VAR
Biri var terkedilmiş gecenin en güzel yerinde
İnsafsızca ezilmiş kadınca gururu gül gibi
Kederden ağarmış simsiyah saçları bir gecede
Sevmediği muhakkak, nefret ettiği şüpheli
Biri var terkedilmiş gecenin en güzel yerinde
Çektiği cehennem azabı siyah gözlerinden belli
Ümitsiz, perişan, yılgın, yıkık
Ağlamadığı muhakkak, güldüğü şüpheli
Kalbine mi gömse acaba aşkının şarkısını
Kimseye anlatamaz ki karşılıksız aşkını
Unutulduğu muhakkak, unuttuğu şüpheli
Oysa ne güzel düşleri vardı akşamla beraber
Şimdi ne gelinlik kaldı, ne gülen gözler
Ölmediği muhakkak, yaşadığı şüpheli
Söz: Âlimoğlu
Müzik: Cenk Taşkan
Söyleyen: Salim Dündar
1999
Şakir Alimoğlu
|
|
|