Prof. Dr. Sinsi
|
Hayallerini Yak Eviisıt Hayalet
Hayallerini Yak EviIsıt Hayalet Hekayesi - Cezmi Ersöz Hekayeleri - Yaşam Hekayeler
Tek başına bir odada kalıyordun Odanın duvarları baştan başa camdı Baştan başa sımsıcak ruhtu 
Odanın ortasında çırılçıplaktın Bir sandalyede oturuyordun Odan ılık, tanıdık, hiç kesilmeyen bir rüyanın ortasında salınıyordu Yüzünden dünyadaki bütün zamanlar geçiyordu Yüzündeki bütün zamanları özlüyordum  Yüzünün bütün zamanlarının dışındaydım
Odanda tek başınaydın, ama o büyüsünü, o derinliğini yaşamayı çok arzulasam da, yine de nerede olduğunu bilmediğim dünyaya senden gidiliyordu  Senin gözlerinden görülüyordu  Senin gözlerinden görülüyordu benim sonsuz düşüm  Sonsuz kayıplığım  Varlığımın bir parçası sana gitmiş, bir parçası bende kalmıştı Varlığımın sende olan parçası seninle gerçek dünyaya, başka ruhlara, öteki hayatlara gidiyordu 
Beni içeri, odana, yanına almamıştın
Varlığımın en sahici, en cesur, en erdemli yanı içerde, seninle kalmıştı, seninle gitmişti öteki hayatlara, başka ruhlara 
Böyle başlamıştı o büyük dışlanmam
Ömrüm odanın kapısında, beni içeri çağırmanı beklemekle geçmişti 
Yaşamadım diyemem, yaşadım
Sevgilerim oldu Başarılar kazandım Misafirler geldi evlerime  Çılgın, başıboş, şımarık, ihtiras dolu yaz akşamlarım oldu  Sevgi dolu mektupları aldım Telgraflar, çağrılar  Yolculuklara çıktım Beni karşılayanlara el salladım sevinçle, içim kamaşarak  İştahlıydım Arzularım hiç dinmeyecek gibiydi  Doğum günlerimde pastamı keserken herkese ve kendime hak ettiğimizden daha çok şans diledim hep 
Ama yine de unutamazdım senin kapında bekletildiğimi, beni içeri almadığını, varlığımın en anlamlı, en sahici parçasının sende kaldığını, o ikiye bölünmüşlüğümün derin sızısını unutamazdım, bunun yıllarca süreceğini ve de hiç dinmeyeceğini 
Bazı geceler penceremi açar derin nefesler alırdım Nefes alırken gücümü daha da artırsın, acılarımı bana unuttursun diye Tanrı’ya yaranmak geçerdi aklımdan
Doğanın ayrılmaz bir parçasıydı odan Odan doğadaki o en ağırbaşlı cinayetlerin ortasında sessizce beklerdi  Daha da ısınırdı sahipsiz ruhlardan yapılmış camları  O camları kırabilsem, sana dokunabilsem, kendimi sana inandırabilsem kainatın bütün şefkati, bütün sevgisi içime akacaktı, biliyorum 
Yaşarken hiç tatmadığım bu duygu elimi uzatsam dokunabileceğim kadar yakındı sanki Ama neden bu kadar uzaktaydı, hiç anlayamıyordum  Bilmek çözer sanıyordum bu muammayı  Bu uzaklığa çalışırsam beni içeri alırsın diye düşünüyordum 
Çünkü yaşadığım şehirlerden en umutsuz durumlardan büyük vaatler, büyük sürprizler çıkarıyorlardı karşıma insanlar  Sanki insanlar o büyük kayboluşlarını unutturmak için bir arada yaşıyorlardı 
Ben de o insanlardan biriydim ve bir gün kapını açıp beni içeri alacağını, bir gün beni gerçekten seveceğini sanıyordum 
Bu yüzden dünyadaki hiçbir şey üzerinde dikkatimi yoğunlaştıramıyordum Bu hayatta hiçbir şeyi tam yapamıyordum Görenler kendimden intikam alıyorum sanıyorlardı 
Sonsuz bir ertelemeydi hayatım
Aslında bu bir gecikmişlik değildi Hayattan istifa etmek de değildi Hem sen olmadan nereye gidebilirdim ki? Ben senden uzaklaştığımda gecikmiş olurdum her şeye, seni sevmekten vazgeçtiğimde intikam almış olurdum her şeyden, seni sevmekten vazgeçtiğimde intikam almış olurdum kendimden 
Uzağa, istediğim uzaklara gitme şansım ancak yanında olursam mümkündü Çünkü ne zaman içime baksam yüzünden geçen bütün zamanları, bütün özleyişleri, yüzünden gerçek dünyaya açılan yolları, başka ve öteki hayatları görüyordum  Yüzünde varlığımın sende kalan parçasını görüyordum Böyle zamanlarda yüzünde, acıyla gölgelense de bağışlayan bir gülümseme olurdu Ve bu gülümseme senin beni bir gün içindeki varlığımla buluşturacağını hissettirdi 
İşte o zaman bu sürgün bitecekti 
İşte o zaman yaşadığım bütün endişeler, bu suçluluk, değersizlik duyguları, bu korkular, bu günaşırı intiharlar bitecekti 
Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin?  
Geri döneceğini bile bile tanımadığın, sana hep yabancı yollara düşmek 
Karşına çıkan herkeste seni aramak  Seni hatırlattığı için birine âşık olduğunu sanmak  Sen olmadığını bile bile, bütün hayatını bu ilişkiye adamak için çırpınıp durmak 
Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin?  
Düşünsene, ben seninle düşlerimi, heyecanlarımı, çocukluğumu, acılarımı aldattım 
Seni unuturum diye yaşamaya başladığım her aşkı, ben yine seninle aldattım 
Sen beni içine almadığından beri yıllardır ben seninle kendimi aldattım 
Bir tek seni sevdiğim doğruydu  Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı 
Sen beni dışladığından beri beni sevenlere bir hayalet hediye ettin 
Tepeden tırnağa aşka, tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet 
Bu hayaletin içinde beni değil seni gördüler hep Çoğu bu hayalete dayanamayıp çekip gitti 
Kimisi senin beni beklettiğin kapıda, beni bekledi Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim diye buralardan 
Ve ben en çok onların sevgisine inandım En çok onlara derinden üzüldüm Ve hep merak ettim, karşılıksız ve onca yıl bir hayaleti nasıl böylesine sevebildiler diye  Dünyanın iyi bir yer olduğuna ve yaşamak için çok sebep bulunduğuna bu insanların bir hayalete duydukları o akılalmaz, o sonsuz sevgileri yüzünden bir kez daha inandım 
Seni unutmak için başladığı her aşkı yine seninle aldatan bir hayalete 
Seninle kendini, bütün hayatını, düşlerini, çocukluğunu, yaşadığı bütün acıları aldatan bir hayalete 
Bir tek sana duyduğu sevgisi doğru olan, bu yüzden bütün hayatı büyük bir yalan olan hayalete  
Tek başına bir odada kalıyordun Odanın duvarları baştan başa camdı Baştan başa sımsıcak ruhtu 
Odanın ortasında çırılçıplaktın Bir sandalyede oturuyordun Odan ılık, tanıdık, hiç kesilmeyen bir rüyanın ortasında salınıyordu Yüzünden dünyadaki bütün zamanlar geçiyordu Yüzündeki bütün zamanları özlüyordum  Yüzünün bütün zamanlarının dışındaydım
Odanda tek başınaydın, ama o büyüsünü, o derinliğini yaşamayı çok arzulasam da, yine de nerede olduğunu bilmediğim dünyaya senden gidiliyordu  Senin gözlerinden görülüyordu  Senin gözlerinden görülüyordu benim sonsuz düşüm  Sonsuz kayıplığım  Varlığımın bir parçası sana gitmiş, bir parçası bende kalmıştı Varlığımın sende olan parçası seninle gerçek dünyaya, başka ruhlara, öteki hayatlara gidiyordu 
Beni içeri, odana, yanına almamıştın
Varlığımın en sahici, en cesur, en erdemli yanı içerde, seninle kalmıştı, seninle gitmişti öteki hayatlara, başka ruhlara 
Böyle başlamıştı o büyük dışlanmam
Ömrüm odanın kapısında, beni içeri çağırmanı beklemekle geçmişti 
Yaşamadım diyemem, yaşadım
Sevgilerim oldu Başarılar kazandım Misafirler geldi evlerime  Çılgın, başıboş, şımarık, ihtiras dolu yaz akşamlarım oldu  Sevgi dolu mektupları aldım Telgraflar, çağrılar  Yolculuklara çıktım Beni karşılayanlara el salladım sevinçle, içim kamaşarak  İştahlıydım Arzularım hiç dinmeyecek gibiydi  Doğum günlerimde pastamı keserken herkese ve kendime hak ettiğimizden daha çok şans diledim hep 
Ama yine de unutamazdım senin kapında bekletildiğimi, beni içeri almadığını, varlığımın en anlamlı, en sahici parçasının sende kaldığını, o ikiye bölünmüşlüğümün derin sızısını unutamazdım, bunun yıllarca süreceğini ve de hiç dinmeyeceğini 
Bazı geceler penceremi açar derin nefesler alırdım Nefes alırken gücümü daha da artırsın, acılarımı bana unuttursun diye Tanrı’ya yaranmak geçerdi aklımdan
Doğanın ayrılmaz bir parçasıydı odan Odan doğadaki o en ağırbaşlı cinayetlerin ortasında sessizce beklerdi  Daha da ısınırdı sahipsiz ruhlardan yapılmış camları  O camları kırabilsem, sana dokunabilsem, kendimi sana inandırabilsem kainatın bütün şefkati, bütün sevgisi içime akacaktı, biliyorum 
Yaşarken hiç tatmadığım bu duygu elimi uzatsam dokunabileceğim kadar yakındı sanki Ama neden bu kadar uzaktaydı, hiç anlayamıyordum  Bilmek çözer sanıyordum bu muammayı  Bu uzaklığa çalışırsam beni içeri alırsın diye düşünüyordum 
Çünkü yaşadığım şehirlerden en umutsuz durumlardan büyük vaatler, büyük sürprizler çıkarıyorlardı karşıma insanlar  Sanki insanlar o büyük kayboluşlarını unutturmak için bir arada yaşıyorlardı 
Ben de o insanlardan biriydim ve bir gün kapını açıp beni içeri alacağını, bir gün beni gerçekten seveceğini sanıyordum 
Bu yüzden dünyadaki hiçbir şey üzerinde dikkatimi yoğunlaştıramıyordum Bu hayatta hiçbir şeyi tam yapamıyordum Görenler kendimden intikam alıyorum sanıyorlardı 
Sonsuz bir ertelemeydi hayatım
Aslında bu bir gecikmişlik değildi Hayattan istifa etmek de değildi Hem sen olmadan nereye gidebilirdim ki? Ben senden uzaklaştığımda gecikmiş olurdum her şeye, seni sevmekten vazgeçtiğimde intikam almış olurdum her şeyden, seni sevmekten vazgeçtiğimde intikam almış olurdum kendimden 
Uzağa, istediğim uzaklara gitme şansım ancak yanında olursam mümkündü Çünkü ne zaman içime baksam yüzünden geçen bütün zamanları, bütün özleyişleri, yüzünden gerçek dünyaya açılan yolları, başka ve öteki hayatları görüyordum  Yüzünde varlığımın sende kalan parçasını görüyordum Böyle zamanlarda yüzünde, acıyla gölgelense de bağışlayan bir gülümseme olurdu Ve bu gülümseme senin beni bir gün içindeki varlığımla buluşturacağını hissettirdi 
İşte o zaman bu sürgün bitecekti 
İşte o zaman yaşadığım bütün endişeler, bu suçluluk, değersizlik duyguları, bu korkular, bu günaşırı intiharlar bitecekti 
Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin?  
Geri döneceğini bile bile tanımadığın, sana hep yabancı yollara düşmek 
Karşına çıkan herkeste seni aramak  Seni hatırlattığı için birine âşık olduğunu sanmak  Sen olmadığını bile bile, bütün hayatını bu ilişkiye adamak için çırpınıp durmak 
Bunu bile bile yaşamak nedir bilir misin?  
Düşünsene, ben seninle düşlerimi, heyecanlarımı, çocukluğumu, acılarımı aldattım 
Seni unuturum diye yaşamaya başladığım her aşkı, ben yine seninle aldattım 
Sen beni içine almadığından beri yıllardır ben seninle kendimi aldattım 
Bir tek seni sevdiğim doğruydu  Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı 
Sen beni dışladığından beri beni sevenlere bir hayalet hediye ettin 
Tepeden tırnağa aşka, tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet 
Bu hayaletin içinde beni değil seni gördüler hep Çoğu bu hayalete dayanamayıp çekip gitti 
Kimisi senin beni beklettiğin kapıda, beni bekledi Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim diye buralardan 
Ve ben en çok onların sevgisine inandım En çok onlara derinden üzüldüm Ve hep merak ettim, karşılıksız ve onca yıl bir hayaleti nasıl böylesine sevebildiler diye  Dünyanın iyi bir yer olduğuna ve yaşamak için çok sebep bulunduğuna bu insanların bir hayalete duydukları o akılalmaz, o sonsuz sevgileri yüzünden bir kez daha inandım 
Seni unutmak için başladığı her aşkı yine seninle aldatan bir hayalete 
Seninle kendini, bütün hayatını, düşlerini, çocukluğunu, yaşadığı bütün acıları aldatan bir hayalete 
Bir tek sana duyduğu sevgisi doğru olan, bu yüzden bütün hayatı büyük bir yalan olan hayalete  
CEZMİ ERSÖZ
|