![]() |
Bülbül Ve Gül |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Bülbül Ve GülBülbül ve gül hikayesi - Oscar wilde yazıları - Gül ve bülbül yazıları ![]() Genç Öğrenci, "Al bir gül görürsem, benimle dans edeceğini söyledi ![]() ![]() Bülbül, Karameşe'nin içindeki yuvasından bunu duydu, yaprakların arasından bakıp merak etti ![]() Genç, ağlayarak, "Bütün bahçemde bir tanecik al gül yok!" diyordu; gözleri yaşla doluydu; "Ah şu mutluluk ne hiçten şeylere bağlı! Bütün akıllı insanların yazdıklarını okudum, felsefenin bütün gizlerine erdim de gene al bir gülün yokluğu yaşamımı altüst ediyor ![]() Bülbül, "İşte sonunda gerçek âşığı buldum," dedi, "Hiç tanımadığım halde gecelerce onun için şakıdım, gecelerce onun destanını yıldızlara okudum, şimdi kendisini görüyorum ![]() ![]() ![]() Genç Öğrenci, "Prens yarın gece balo veriyor," diye söylendi, "Sevgilim de gidecek ![]() ![]() ![]() ![]() Bülbül, "İşte gerçek âşık bu," dedi, "Benim şakıdıklarımın acısını o çekiyor; bana heves, ona yas ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genç Öğrenci, "Saz takımı sayvana geçip telli sazlarını çalacak, sevgilim de arpla kemanın sesine uyup dans edecek ![]() ![]() Kuyruğu havada küçük bir yeşil Kertenkele, yanından hızla geçerken sordu: "Niye ağlıyor?" Güneş ısınının demeti içinde titreyip duran Kelebek, "Sahi, niye?" dedi ![]() Bir Papatya, yanındakine fısıldadı: "Evet niye?" Bülbül yanıtladı: "Bir al gül için ağlıyor ![]() Hepsi bir ağızdan, "Al gül için mi?" diye bağırdılar, "Ne gülünç şey!" Küçük Kertenkele de pek alaycı bir şeydi, kahkahayla güldü ![]() Ama Bülbül, Öğrenci'nin üzüntüsündeki gizi anladı; meşe ağacında sessiz sessiz oturup aşkın gizemini düşündü ![]() Birdenbire boz kanatlarını açıp kendini havaya bıraktı ![]() ![]() Çimen tarhın ortasında güzel bir gül fidanı vardı ![]() "Bana al bir gül ver de, sana en güzel şarkımı okuyayım," dedi ![]() Fakat fidan başını iki yana salladı: "Benim güllerim beyazdır" diye yanıt verdi, "Denizin köpüğü gibi, dağların üstündeki karlardan daha beyaz ![]() ![]() ![]() Bülbül de eski güneş saatinin çevresinde yetişen gül fidanına gitti ![]() "Bana al bir gül ver de, sana en güzel şarkımı okuyayım," diye seslendi ![]() Ama fidan başını iki yana salladı: "Benim güllerim sarıdır" diye yanıt verdi, "Kehribar bir taht üstünde oturan deniz kızının saçları gibi sarı ![]() ![]() ![]() Bülbül de Öğrenci'nin penceresinin altında yetişen gül fidanına gitti: Ama fidan başını iki yana salladı: "Benim güllerim aldır" diye yanıt verdi, "Kumrunun ayakları gibi al; okyanusun kovuklarında sere serpe dalgalanan mercan kanatlarından daha al ![]() ![]() ![]() Bülbül, "Bütün istediğim al bir gül!" diye haykırdı; "Bir tanecik al gül! Onu elde etmemin hiçbir yolu yok mu?" Fidan, "Bir yol var dedi ![]() ![]() Bülbül, "Söyle, ben korkmam," dedi ![]() Fidan, "Al bir gül istiyorsan, onu kendin ay ışığında müzikten yaratıp, kendi yüreğinin kanıyla boyayacaksın ![]() ![]() Bülbül, "Bir al gül için ölüm çok yüksek bir paha," diye haykırdı, "Bütün evrende yaşam çok değerli ![]() ![]() ![]() Ve boz kanatlarını açıp kendisini havaya bıraktı ![]() ![]() Hâlâ genç Öğrenci, bıraktığı yerde, çimende yatıyordu; güzel gözlerindeki yaşlar da hâlâ kurumamıştı ![]() Bülbül, "Mutlu ol!" diye haykırdı, "Mutlu ol; al güle kavuşacaksın! Ben onu ay ışığında müzikten yaratıp kendi yüreğimin kanıyla boyayacağım ![]() ![]() ![]() Öğrenci, çimenden başını kaldırıp baktı ve dinledi, ama bülbülün kendisine ne söylediğini anlayamadı, çünkü o ancak kitaplarda yazılı şeyleri bilirdi ![]() Ama Meşe ağacı anladı, üzüldü; çünkü kendi dalları arasında yuva kuran Bülbül'e pek düşkündü ![]() "Bana," dedi, "Son bir şarkı oku, çünkü sen gidersen pek kimsesiz kalacağım ![]() Ve Bülbül, Meşe ağacına şarkı okudu, sesi gümüş bir testiden dökülen suyun sesini andırıyordu ![]() O şarkısını bitirince Öğrenci kalktı, cebinden bir defterle bir kurşun kalem çekip çıkardı ![]() Ağaçlıktan çıkarken kendi kendine, "Bülbülün güzel bir görünümü var, bu yadsınamaz; ama duygusu var mı? Hiç sanmam ![]() ![]() ![]() ![]() Gökyüzünde ay görününce, Bülbül, gül fidanına gidip göğsünü dikene dayadı ![]() ![]() ![]() İlkin oğlanla kızın içinde doğan aşkı şakıdı ve Bülbül'ün şarkıları birbiri arkasına sıralandıkça gül fidanının en üst sürgününde yaprak yaprak nefis bir gül açıldı ![]() ![]() ![]() Ama, Gül fidanı Bülbül'e, "Dikene daha sıkı yaslan," diye seslendi, "Daha sıkı yaslan küçük Bülbül, daha sıkı yaslan, yoksa gül bitmeden gün doğacak ![]() Bülbül dikene daha sıkı yaslandı ve ötüşü kat kat yükseldi, çünkü erkekle kızın ruhundaki tutkunun doğuşunu şakıyordu ![]() Ve gülün yapraklarını hafif bir pembelik bürüdü; tıpkı gelinin dudaklarını ilk öpüşünde güveyin yüzünü kaplayan pembelik gibi ![]() ![]() Fidan, Bülbül'e, "Daha sıkı yaslan," diye seslendi, "Daha sıkı yaslan küçük Bülbül, daha sıkı yaslan, yoksa gül bitmeden gün doğacak ![]() Bülbül dikene daha sıkı yaslandı, diken de Bülbül'ün yüreğine değdi ve bütün vücudunda bir acı ürperdi ![]() ![]() Nefis gül kızardı, tıpkı doğu havasının gülü gibi, yapraklarının çevresi kıpkırmızıydı, kıpkırmızı yürek, yakut gibiydi ![]() Ama Bülbül'ün sesi hafifledi, kanatları titremeye başladı, gözüne bir perde geldi, şarkısı gitgide soldu, soldu, boğazına bir şey düğümlenir gibi oldu ![]() Son coşkun bir ezgi saldı, beyaz ay işitti, tanı unuttu, gökyüzünde kalakaldı ![]() ![]() ![]() Fidan, "Bak, bak!" dedi, "Artık gül tamamlandı ![]() ![]() Öğrenci, öğleyin penceresini açıp dışarıya, "Aman ne eşsiz bir talih!" diye haykırdı, "İşte al bir gül! Bütün ömrümde hiç böyle bir gül görmedim ![]() ![]() ![]() Sonra şapkasını giyip elinde gülle koşa koşa profesörün evine gitti ![]() Profesörün kızı kapının önünde oturmuş, bir makaraya mavi ipek sarıyor, köpeği de ayağının dibinde yatıyordu ![]() Öğrenci, "Al bir gül getirirsem benimle dans edeceğinizi söylemiştiniz," dedi, "İşte bütün dünyanın en al gülü ![]() ![]() Fakat kızın kaşları çatıldı ![]() "Galiba giysime yaraşmayacak," yanıtını verdi, "Sonra Saray Başyazmanı'nın yeğeni bana çok güzel bir mücevher göndermiş, herkes de bilir, mücevherler çiçeklerden çok pahalıdır ![]() Öğrenci öfkeyle, "Vallahi pek iyilikbilmezmişsiniz," diye güllü sokağa fırlattı; gül oradan su yoluna düştü ve üzerinden bir arabanın tekerleği geçti ![]() Kız, "İyilikbilmez ha?" diye bağırdı, "Ben size bir şey söyleyim mi? Siz pek kabasınız; peki, siz kim oluyorsunuz? Bir Öğrenci parçası ![]() ![]() Öğrenci dışarı çıkarken, "Aşk ne de saçma bir şeymiş" dedi, "Mantığın yarısı kadar bile yararı yok; çünkü hiçbir şeyi kanıtlamıyor, sonra hep olmayacak şeylerden birini söylüyor, insanı da doğru olmayan şeylere inandırıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oscar Wilde |
![]() |
![]() |
|