07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yorgun Savaşçı - Kitaplar
Yorgun Savaşçı - ( Kitaplar) - Şule Meryem Canpolat öyküleri
Kitaplara açıp, dünyaya kapattığından beridir gözlerini, temiz hayaller süsledi iç dünyasını Kitapları da insanlar yazmıştı ama o insanları değil, kitapları seçmişti 
Yürek acıtan öyküler vardır Okuyunca, inleten ruhları Öyle bir hayatı omuzlamıştı yorgun savaşçı  Geçmişe tevbe ettiyse de, yeniden başlamaya yemin ettiyse de, hali yürek burkuyordu hala 
Ama şaha kalkmıştı bir kere, tüm mat edilişlere rağmen Güçlü olmaya çalışmıştı bir kere tüm yıkılmışlığına rağmen 
O zaman pes etmemeliydi savaşçı Cepheyi terketmemeliydi severken Bunu sık sık telkin ediyordu kendine 
Kaybettiklerini kitaplarda bulmak için çıkmıştı yola Her satırda meydan okumak için vefasızlara, o da okumayı seçmişti Hem ne iyi etmişti Kendisini sevmeyen insanları terketmişti 
Kalbine derin setler, büyük perdeler çekmişti ama 
"Hepimiz insanız elbet hata yaparız lakin, hata yapınca bir vefasız, herkesi vefasız sayarız herkesi anlayışsız Biliriz vefalılar da var, biliriz insaflılar da var hala ama biz bir daha kanmayız aynı yalanlara bir daha düşmemek için aynı tuzaklara" 
Derin yaralar aldığından beridir, kalbine dönüp bakamıyordu savaşçı da Anlatamıyordu uzun zamandır derin açmazlarını kendine Kendiyle derinden konuşmayalı kaç yıl geçmişti kimbilir? Hatanın ne kendisi, ne de alın yazısı olmadığını itiraf etmeyeli kaç yıl? 
Oturup beklese bir an, durulacaktı belki o da İniltilerini dillendirse sakinleşecekti Şöyle bir çığlık atamadı, sessizlikten Şöyle bir haykırıp kalkamadı yerinden Her düştüğünde, çöktü sadece  Karanlığa, sitemkar bir gözle baktı sadece 
Sessiz çığlıklarımızla hepimiz bir yorgun savaşçıydık aslında Dokunulamayan yaralarla hepimiz verimsizdik biraz Sırlarımızla, saklı birer kutu gibiydik, patlamaya hazır Sessiz bomba gibi sürüklüyorduk ruhlarımızı 
Yorgun savaşçı belki bendim, belki o, belki sizdiniz  isimler ne olursa olsun öyküler aynıydı işte İhanet edilenlerle, ihanete uğrayanlardan örülü, karmaşık hayatlardık Kendimizi kitaplara adadığımızdan beridir, insanlardan kaçtığımız hayatlardık 
Bir yemin etmişti yorgun savaşçı da ihanete uğradığından beri, bir yemin Açmayacaktı bir gönül sayfası daha Yeni kitaplara daldıkça, örneklemeyecekti kendisini kitaplardaki hayatlardan sadece okuyacaktı sadece atacaktı ruhunu kitaplara etrafına bir daha bakmamacasına 
Aşk, büyük kayıplar verdirmişti yorgun savaşçıya Ansızın bir köşe başında yapayalnız bırakmıştı, onu acılar Kibritçi melankolik kız, duygusallığına ağlarken, yorgun savaşçı vefasızlara yanıyordu her köşe başında Melankolik kz yollara vururken ömrünü, yorgun savaşçı kitaplara gömüyordu acılı ruhunu  Birisi dışına, diğeri içine atıyordu tüm yalnızlığını ama hayat kibritçi kızları, yorgun savaşçıları bekleyecek kadar yavaş akmıyordu malesef 
Ezik yürekleriyle, enkaza dönen ruhlarıyla hayata tutunmak onların da harcıydı ama bunun için yürek lazımdı Güçlü yürekler Atanların, satanların karşısında dimdik duracak yürekler ve hiç eğilmeyecek bilekler  
Yorgun savaşçı, yalnız adamı oynadığından bu yana, yakılan tüm kibritler havada donmaktaydı Yorgun savaşçı, kendine kapandığından beridir, atılan tüm adımlar yarım kalıyordu yollarda 
Karar vermek yetmiyor dedi yorgun savaşçı! Şaha kalkmak yetmiyor! 
Yenilgileri kabul etmek gerekti önce Zafer edasıyla terkedenlere inat 
Sevmeyi bilmeyenleri unutmak gerekti önce Kısır döngülere inat Ve umuda yelken açmak gerekti Umutla başlamak yeniden Seven yürekleri incitmeden  
Şule Meryem Canpolat
|
|
|