07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Kez Daha
Bir Kez Daha Yazısı - Bir Kez Daha İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
24 Nisan 2010 tarihinde bir şehit ailesinin kapısını çalmıştım Dinlemek de zordu, yazmak da  Ateş düştüğü yeri yakıyor  Arşivlere girip baktığımda sadece benim köşemde değil, farklı siyasi uçların temsilcilerinde de aynı soruyu görüyorum: “Barışı kim istemiyor?” Bakın o gün neler yazmışım ve o anne baba neler anlatmışlar  
***
(  )Peki  Kalabalıklar çekilip, herkes evlerine dağıldıktan sonra ateş düşen ocaklarda hayat nasıl devam ediyor? Tören bittikten, sesler sustuktan sonra ne oluyor? Şehit anne-babaları nasıl yaşıyorlar? Onların acısı üzerinden siyaset yapanlar yeni cenaze törenlerine koşarken çocuklarını kaybeden aileler bu acıyı nasıl taşıyorlar? Sloganlarla konuşurken en çok unuttuğumuz gerçek bu değil mi? Yumruklar savrulurken en büyük acının sahipleri ne hissediyor? İzlerken onlar da yumruklarını sıkıyor mu? Bu yumruklar bu güzel çocukların ölümüne engel olacak mı peki?
Bu sorular içimi kemirirken bir şehit ailesinin kapısını çaldım  Nagihan ve Zafer Ayaydın 47 gün önce kaybettikleri tek erkek evlatlarını anlattılar  Onur’u  (  )
***
2010’un ilk şehidi 21 yaşındaki Onur Ayaydın  Onur 4 ay önce, “Baba, İstanbul’a dönüş biletimi al, erken alınca ucuz oluyormuş Eğer dönmek kısmet olursa  ” demiş Hatıraların arasına giren bileti alan baba Zafer Ayaydın, “Ama dönemedi oğlum  Sorun eğer arkadaşlarından İstanbul’a dönecek varsa bileti ona vereyim dedim, yokmuş kimse  ” diyor
“259 liraydı uçak bileti Giderken aldık Bizim gibi aileler için çok para  Feda olsun ama oğluma  O bilet parası yüzünden izne gelemedi ya, içim ona çok yanıyor Masraf olur, hem erken gelirim diye düşünüyordu ‘Baba biletimi şimdiden al’ dedi bana bir gün ‘Oğlum dört ay var daha’ dedim ‘Olsun baba sen al, erken alınca ucuz oluyormuş’ dedi Aldım 50 lira verdim  Oğlum dönemedi  Bilet açıkta kaldı  (  )
O gece ‘iyi değilim’ dedim hanıma ‘Hiç iyi değilim ben, ayaklarımı ovsan biraz ’ İnanmadı üzerimdeki ağırlığa Uzanıverdim kanepeye Nasıl bir sıkıntı vardı üzerimde anlatamam Derken kapı çaldı  ”
Zafer Bey bunları anlatırken anne Nagihan Hanım alıyor lafı, “Akrabalar televizyonda bir haber görmüşler Hakkâri’de mayın patlamış, şehit varmış dediler İçimde bir şey cız etti Aklımdan kovdum ama ne fayda Benim yavrum değilse başkasının evladı değil mi? Evlat değil mi? Kapı çaldı Kapıyı açınca  Anladım  Kapıda asker, polis, sağlık memuru  Arkalarından bir subay öne doğru çıktı Bir şey söylemesine gerek kalmadı Göz göze geldik Anladım  Ağlamaya başladım O televizyon haberinde patlayan mayın benim çocuğumu almış anladım  Ağladım sadece  Yığılmışım zaten  ”
***
İsyan etmediniz mi, neden benim oğlum diye sormadınız mı hiç? diye sorduğumdaysa her ikisi de “hiç hem de” dediler  Nagihan Hanım, “Benim çocuğum olmasa bir başkasının çocuğu olsa, ateş başka bir annenin içine düşmeyecek mi? Allah insana bir dayanma gücü veriyormuş O kadar uzun zamandır görmüyorum ki oğlumu  Askerde sanıyorum hâlâ Çıkıp geliverecek sanıyorum  En çok hiçbir şey yaşamadan gitti yavrum ona yanıyorum  Küçücük yaşta sorumluluk yüklendi üzerine Küçük erkek oldu Bir sevdiği var mıydı onu bile bilmiyorum Bir arabası olsaydı  52 gün kalmıştı  ” diyerek resmine bakıyor oğlunun
***
“Bu savaş bitmeli Bu yüzden herkes birbirini anlamaya çalışmalı Kimse dinlemiyor ama Kimse anlamaya çalışmıyor gerçekten bu savaş ne demektir? Neye mal oluyor? Barış isteyenler ne anlatıyor? Bu ülke hepimizin ülkesi Bu toprak hepimizin toprağı Bu toprağa bir evlat verdim (  ) Oğlum bu ülkede insanlar rahat uyusunlar diye öldü, uğruna öldüğü toprakla bana onur verdi” diyor baba Zafer Ayaydın  “Emanetçi verdi, emanetçi aldı Oğlum Allah’ın bana emanetiydi Ödevini yaptı, gitti Kimseye küskünlüğüm, kırgınlığım olamaz Üst kat komşum Malatyalı Bu mahallede Vanlı, Adıyamanlı çok arkadaşım var Benim için, bizim için canlarını verirler  Herkesi bir kefeye koyabilir misin, bunun hesabını onlara kesebilir misin? Bir şehit cenazesinde bir subay, bir komutan, bir devlet büyüğü görünce hesap soranlar düşmanlığı değil dostluğu, kardeşliği beslemek zorunda  Zorundayız  Daha fazla çocuk ölmesin, bu savaş bitsin diye  Bedavaya ölmüyor bu çocuklar” diyor bir sigara daha yakıyor  
***
Söylenecek yeni bir şey var mı?
Hâlâ mı yok? Hâlâ mı?
İclal Aydın
|
|
|