Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
geç, pişmanlık

Geç Pişmanlık

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Geç Pişmanlık



Geç Pişmanlık Yazısı - Geç Pişmanlık Başak Sayan - Başak Sayan Yazıları

Kendisi, en sevdiğim yakınlarımdan biridir Çocukluğumun kahramanlarından Hani bazı akrabalarınız vardır; baba yarısıdır ya, öyle işte

Çocukken ne zaman babamla annemden fırça yesem, dört gözle yanlarına gitmeyi beklerdim O evin bahçesi çocukluğuma dair en güzel anılarımın olduğu yerdir

Anlatacağım hikaye onun hikayesi Ama şu an içinde bulunduğu durum yüzünden ismini ve kim olduğunu yazmayacağım

Tüm hayatı politik bir idealin peşinde geçmiş, sergilediği duruşundan asla taviz vermemiş, 'dürüst' kelimesinin karşılığı olmuştu hep

Onun ismi geçince 'davası' gelirdi insanların aklına sadece Tanıdığım ilk siyasetle uğraşan kişiydi ailemde

Yakışıklıydı Havalıydı Ankara'nın en güzel kadınları onunla olmak için yarışırdı

Tek bir sorunu vardı; o da evlenmekten deli gibi korkardı

Ama bu korku sevmesine engel değildi elbette Çok güzel bir kadınla birlikte olmaya başlamıştı Okuduğum okulun öğle yemeği arasında beni görmeye birlikte gelmişlerdi bir keresinde İlk kez orada gördüm sevgilisini

Sapsarı saçlı, yemyeşil gözlü, havalı mı havalı bir kadındı Gür bir sesi ve şen şakrak bir enerjisi vardı Kızdı mı korkardınız Hani hükümet gibi kadınlar vardır ya, o cinsten işte

Kavga ettiler, ayrıldılar, barıştılar derken tüm ailemizin içine girdi o kadın Okul aralarında soluğu onun Kızılay'ın göbeğindeki dükkanında alıp, annemin beni oradan almasını beklerdim

Tüm çocukluğum ve ilk gençliğim evlenmelerini bekleyerek geçti Bizim gözümüzde evlilerdi ama bekliyorduk yine de bunu nedense

Olmadı Evlenmediler Ama son ana kadar beraber olmaya da devam ettiler

Son ana kadar diyorum çünkü o güzel kadın ilişkilerinin 13 yılında kansere yakalandı Ne kadar tedavi görse de tüm vücudunu sardı illet, kurtulamadı

O boylu poslu, güzeller güzeli, hükümet gibi kadını en son bir hastane odasında, küçülmüş, çelimsizleşmiş bedeni ile gördüm O son görüşüm oldu Birkaç gün sonra da kaybettik

Baba yarım atlatamadı uzun bir süre bu acıyı Gözlerindeki ışığı kaybetmiş gibiydi

Artık 60'ına merdiven dayıyordu Ve yalnızlık denen gardiyanla ilk kez o zaman tanıştı

Yıllarca deli gibi korktuğu evlilik fikri de ilk o zaman düştü beynine Yalnız yaşlanmak, yalnız ölmek istemiyordu

Evlendi Hiç beklemediğimiz bir anda

Aradan 6-7 sene geçti Bu bayram bir araya geldik tüm aile Hiç yaşlanmamıştı ama yüzünde belli belirsiz bir hüzün vardı

'Ayrılıyoruz, yapamadık' dedi Fazla soru soramadık Üzgün olduğu her halinden belliydi

Birden eski günleri konuşurken laf döndü dolaştı o güzeller güzeli, kaybettiği eski sevgiliye geldi Hayatının en büyük sırrını o an öğrendim işte İki kez bebek aldırmışlar İlkinde değil ama ikincisinde zar zor ikna etmiş sevgilisini buna Çünkü hazır değilmiş

'Neden' diye sordum Tüm Türkiye'yi il il dolaşırken, çocuk sahibi olmasının o sırada mümkün olmadığını anlattı bana Davasının peşinden gitmeyi tercih etmişti Ve sevgilisi onu tam 14 sene beklemişti

'Bugün hayatımdaki en büyük pişmanlığım bu işte Doğsalardı 21 ve 23 yaşında iki evlada sahiptim çünkü' dedi

O akşam uzun yemek masasının etrafında otururken ilk kez gözlerinden yaşlar indiğini gördüm Derin bir pişmanlık yiyordu içini Kendisiyle aynı korkuyu paylaştığımı biliyordu Bana baktı uzun uzun Ve şöyle dedi;

'Dikkat et Başak! İnsan gerçek sevgiyi her an yakalayamıyor Elindekilerin kıymetini o anda bilmek gerek Çünkü son pişmanlık fayda etmiyor'


KORKULMASI GEREKEN ASIL KONU NE?

AKP'li TBMM Kayıp Çocukları Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara şöyle buyurmuş;

'Yaprak Dökümü ve Fatmagül'ün Suçu Ne adlı diziler, Türk insanının ve çocukların ruh sağlığını bozuyor Senaristler insanları sapıklığa teşvik eden birer ruh hastasıdır'

Yetmemiş bir de Ortadoğu'da ve Azerbaycan'da hızla fenomen haline gelen dizilerden oralarda da bir türlü kaçış olmadığını söylemiş İnsanları izlememeleri konusunda uyarmış

Şimdi; söz konusu olan dizinin oyuncusu olduğum için yazmıyorum bu yazıyı

Böyle bir açıklamayı yapanın bir kadın olmasından duyduğum üzüntü yüzünden yazıyorum

Birincisi; söz konusu eserleri yazanlar senaristler değildir 'Yaprak Dökümünü'nü, Reşat Nuri Güntekin, Fatmagül'ün Suçu Ne'yi ise Vedat Türkali yazmıştır

İkincisi; Halide Hanım pek farkında olmayabilir ama romanlar, sinema filmleri ve diziler toplumların gerçeğini yansıtırlar Aynaları toplumdur

Bazı Amerikan filmlerindeki olayları görünce 'bizde olmaz' dememizin nedeni budur Çünkü o esnada o filmde yansıtılan olay, o toplumun gerçeğidir, bizim değil

Sinema, edebiyat ve televizyon dizileri o toplumda yaşayan insanların yaşadıkları acılara, sıkıntılara, kimselere söyleyemedikleri trajedilere tercüman olurlar

O yüzden bu toplumda binlerce olan, ama töre, aile baskısı ve korku yüzünden bunu dile getiremeyen tecavüz ve ensest mağdurları, Fatmagül'ün Suçu Ne adlı diziyi izlerken kendilerinin ne suçu olduğunu soruyorlar

Aile içi sorunlar, trajediler, haksızlıklar yaşayanlar, kadın olarak ikinci sınıf insan muamelesi görenler Yaprak Dökümü izleyerek bu dertleri sadece kendilerinin yaşamadığını, bunu yaşayan binlerce insan olduğunu anlayarak başka bir yerden bakabiliyorlar

Bu filmleri, dizileri kaleme alan senaristler, romanları yazan yazarlar ruh hastası değil, topluma ayna tutmayı becerebilen kişilerdir

Anna Karenina'da o dönemki Rusya'nın durumu anlatılır Toprak sorunları, politik durum, hiyerarşik düzen, kadınlara bakış açısı, aile içi ilişkileri Tolstoy yaşasaydı ve romanı bu dönemde yazsaydı kuşkusuz bambaşka bir roman çıkacaktı ortaya

Bir kadın olarak bu açıklamayı yapan Halide Hanım toplumdaki tecavüz mağdurlarına ailelerinin yaptığı şeyin bir benzerini yapıyor Bu sorunların dillendirilmesini istemiyor 'Fatmagül'ün suçu ne' demek yerine gördüğü şeyden rahatsız olup kaldırılmasını talep ediyor Böyle bir gerçek var bizim ülkemizde, bunu çözmek lazım diyeceğine!

Bir kadın böyle davranıyor üstelik Vahim olan işte bu

Oysa şunu bilmesi gerekir ki;

Bir toplumu bozan, ahlaksızlaştıran, karanlığa çeken şey sinema filmleri, diziler ve romanlarda anlatılan toplumsal sorunlar değil bağnazlıktır, yobazlıktır

Konuşulması gereken asıl sorun da budur işte

MERAK KONUSU: Okullarda onlarca yıldır Yaprak Dökümü'nün neden okutulduğunu bir araştırmasını tavsiye ediyorum Halide Hanım'a Keza tıpkı benim gibi kendisine de bu roman ortaokulda okutulmuştur


DÜŞÜNDÜRÜCÜ CÜMLE DİZİMLERİ

Şu cümleleri alt alta yazınca aklınıza ne geliyor?

- Basketbol maçlarındaki ponpon kız gösterilerine kıyafet yüzünden izin vermemek

- Bale kıyafetlerini ayıplamak

-Başbakan'ın Diyanet İşleri Başkanı'na türbanın üniversite ve kamuda serbest bırakılmasıyla ilgili 'siz ne dersiniz' diye sorması

- Sanat eserlerini sansürlemek, heykelleri müstehcen bulmak hatta bu yüzden yasaklamak

- Sanat galerilerine saldırıda bulunmak

- Medyada sansür ya da otosansür uygulamaları

- Hukuka aykırı telefon dinlemeleri yüzünden özgürce konuşamamak

- Başına bir iş gelir endişesi yüzünden eleştiri getirmekten korkmak

- İlkokulda türbanın konuşulduğu bir memlekette yaşamak

Yorumsuz


CUNDA'YA GİTMEDEN KENDİNİ CUNDA'DA ZANNETMEK


Geçen günlerde yayın yönetmenim Özlem Akalan ve bir grup arkadaşımızla yeni bir yer keşfetmeye gittik Normalde oturduğum yerden çok uzaklara gitmem pek mümkün değildir Etiler,-Levent,-Nişantaşı,-Taksim civarında geçer tüm hayatım Karşıya ise çekim dışında gittiğim nadirdir

Arkadaşlarımız 'sizi harika bir yere balığa götüreceğiz' deyince mecburen çıkabildik kabuğumuzdan

Söylene söylene gittim yol boyunca ama Galatalı Balık'a girip, sunulan harika Cunda mutfağından mezeleri tadınca, fikrim değişti Bana göre uzun olan yol, gözümde gidilebilir bir mesafe haline geldi

Uzun masanın etrafında Cunda mutfağını ve harika balıklarımızı yerken, Müge'nin baktığı fallarla da eğlendik Dragos'a ve Galatalı'ya daha sık gitmeye karar verdik


HAFTANIN SÖZÜ

Başarı istediğini elde etmek, mutluluk ise elde ettiğini sevmektir Jack Barringer


Başak Sayan

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.