Prof. Dr. Sinsi
|
Depresyonda Hayatlar 2
Depresyonda Hayatlar 2 hikayesi - Şule meryem canpolat hikayeleri
Günler birbirini kovalıyor, hızla akan zaman, ömrünü ipe asmış bedbahtları takmadan sürüyordu atını Herkes yarına kalmış işlerini toparlamaya çalışırken pencerenin önünde oturmuş, hiç olmayanları sayıyordu Sühendan Hiç yaşanmamışlıkları ve yaşanılabilesi şeyleri Hep ihtimalleri, hep kurguları Arada maziye lanet okumayı da ihmal etmeden, somurtuyordu zamana Sühendan Zaman da çaresizdi artık ne yazık ki Sühendan'ları anlamakta Çağın hastalığı olarak nitelendirilen depresyonla, hayat acımasızca akmakta 
"Gelecek en çok şimdiki zamandan geçiyordu Bu yüzden, bugünlerimiz yarınlarımızın tatlı mazisiydi şimdiden Maziye sürekli sövenler, aslında bugünlerini kendilerine zehredenlerdi biraz İnsan en çok neyi tutku haline getirmişse onunla sınanırdı bir şekilde" 
Sühendan alışveriş yapmayı, takıp takıştırmayı çok severdi Aslında fazlaca tutumlu, uygun olanı almada ve pazarlık yapmada mahir, fakat isteklerinde sınırsızdı Aldığı şeyler bir türlü onu tatmin etmeye yetmiyordu Her aldığı şeyde, acaba değiştirip diğerini mi alsam diye geçirirdi içinden? Yine de kararsızlığını, bir kararlılık rayına oturtamadan alışverişini tamamlar, hep bir şeyler ukde olarak kalırdı içinde Vitrindeki kız, aynı ceketi aldıkları ve ona daha çok yakıştığını düşündüğü arkadaşı ve pazarlık yaparak almayı düşündüğü diğer şeyler 
Yazacak o kadar çok şey vardıki Sühendan için O söylemesi gereken en son sözü en ilk söyleyenlerdendi Keşkeleri tren gibiydi bu yüzden Vagonlarında hayatın gam yükü Ve ümitsizlik ki rayları çatırdatır şiddeti 
  
Sühendan iyi olmamak için yemin etmişti ya, arkadaşları, ailesi ne yapsa çare olamıyordu ona Yapılan dualar, O güzel şeyleri istemediği için, daha ulaşmadan göğe, asılı kalıyordu tepede Herşey bekliyordu Geçmek bilmeyen zaman ve acele gelmesi istenen gelecek Sühendan bekliyordu Köşedeki kedi ve minik fare bekliyordu Adeta durmuş zaman Uykuya dalmış kainat ve insan 
"Biz hareket etmeyince, hareket etmeyecekti belki de zaman Biz kalkmayınca yerimizden, yer oynamayacaktı yerinden" 
Sühendan biraz inatçılığın verdiği, biraz da kararsızlıkla gelen hissiyatla sabitlenmişti yerinde Zamanla depresyona dönüşen uyuma nöbetlerinden, tüm gayretini ve yaşama sevincini sokaktaki çocuklara emanet vermiş bir kız kalmıştı geriye Hazindi Sühendan'ın hali Hazindi, ümitsizlik ektiği yatak 
Oysa; köydeki çoban, çöp toplayan Fatma nine ve cam şişeleri toplayan şu arkadaş grubu daha hayat doluydu Sühendan'dan Kansere yenik düşmemek için çabalayan Hatice hanım ve diyalize giren Mehmet bey Hepsi ama hepsi umut doluydu tüm kaybettiklerine rağmen 
Köyde olsaydım belki daha mutlu olurdum dedi Sühendan içinden Köy çocuğu olsam, daha iyi olurdum Yine belkiler ve yine keşkeler Keşkeleri geceye verip, gündüze doğru yürümesi gerektiğini idrak edememişti hala Sühendan Tüm aksaklıklarına rağmen hayatın, yürümesi gerektiğini de 
Yemiyordu, içmiyordu uzun uyku nöbetlerinde Yemenin bir zaruriyet olduğunu unutuyordu Zayıf olduğunu bildiği halde, kendine direniyordu Sühendan Hırslarına yeniliyordu bir kez daha Olmasını istediği şeyler olmadığı için, başka herşeyi reddediyordu Hayata küsmek böyle bir şeydi Gizli isyanlar kaplıyordu dört yanını Kadere fırlattığı büyük çığlıklarla o asi susuşları seçiyordu Hep bir isyan vardı halinde Hep bir haşinlik Dünyaya gelişinin bile suçlusu olarak gördüğü insanlarla, yaşaması zor bir hayat 
  
Tek bir şeyi unutuyordu Sühendan, içini yakan isyanlar içinde Sevgisizlikten örülmüş ruhunun, girdapları içinde Bütün insanlar ondan nefret etse, onu Yaratanın sevgisi, herşeye değerdi Sühendan Önce kendini sevmeliydi Kendisine değer vermeyi öğrenmeliydi Elbette sevgisizlik büyük yaralar açar her kalpte Sevgiyi özümseyememiş yürekler aç kalır, açıkta kalır meydanlarda 
Uzun düşüncelerinden sıyrıldı Sühendan Pencerenin önünden doğruldu aniden Kime gideceğini, kimden isteyeceğini bilmeden haykırdı içindeki varlığa derinden Yüzü buruşmuş, ağlama hali gelmişti işte yine Amaçsız gözyaşlarına bile kızıyordu, gereksiz döküldükleri için Sühendan herşeyi ve herkesi gereksiz görüyordu Ağlamayı bile konduramıyordu, kurumuş göz pınarlarına Oysa ağladıkça içten, dökülür kederler İnsanların sıcak bir bakışıyla kaybolur tüm perdeler Çözümsüzlüğe kilitlenmek, en büyük cezadır kişinin kendine verdiği İnanmak ve tebessüm etmek kırar ancak bu kalın zinciri 
Zorla da olsa kahvaltı yapmaya karar verdi Sühendan Kendisini yememeye bir defacık Acı bir çayda demlenmeye başladı, oturduğu sandalyeden Kendini attığı boşluktan uyandı sadece bir kez 
Köşedeki kedi uyandı birden Fare koşmaya başladı aniden Sokak köpeği havlamaya başladı Ekmek alan çocuk kaldırımdan eşlik etti bu manzaraya Saat ilerlemeye başladı Vakit öğleydi Aslında hiçbir şey için geç değildi Ortasındaydık hayatın Ve hayat tüm tazeliğiyle ellerimizdeydi Beni yaşa der gibi bakıyordu kainat Dikkatli bakınca göz kamaştırıyordu bu serenat İşte güneş tam tepede Yüreğini ışığa tutanları beklemekte 
Güneşin gülümsemesine izin verdi Sühendan Değişmese de bakış açısı, engellemedi bu defa ışığı 
Şule Meryem Canpolat
|