07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Basit Denklem
Basit Denklem Yazısı - Basit Denklem İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
Yıllar önce yazdığım yazılara baktığımda şaşırıyorum
Bilgiçliğime gülüyorum  Tartışmasız kabul ettiklerimin aslında zannetiklerim olduğunu görüyorum ve tuhaf bir mahcubiyet hissediyorum  Öte yandan o ilk yazılar olmasa bugün bu okuduğunuz da olmayacaktı  
İnternet siteleri ve bloglar hatta Twitter ve Facebook sayfaları kişisel yayıncılıkta önemli mecralar biliyorsunuz
Çoğu genç kalemi, sanatçıyı, fotoğrafçıyı bu şekilde tanıyorum
Köşemde sıklıkla onlardan söz etmeye hatta onlara yer vermeye çalışıyorum Çünkü her yeni kalem, her yeni satır “o fırsat onda olsaydı” düşüncesini getiriyor  
***
İlk kitabımda yer alan metinler televizyon için yazdıklarımdan oluşuyordu “Görüntülü sözcükler” diye de bir isim koymuştu Diyarbakır’dan bir izleyicimiz  O metinlerden birinde “çantada keklik sevgiler”den söz ediyordum  1999’da yazdığım o metinde en çok sevdiklerimizi hırpaladığımızı, en çok en yakınımızdakilere emek harcamaktan kaçındığımızı anlatıyordum  Ama ne bilmiş bilmiş, ne acıklı anlatım  
Hayat  
Önden yazdıklarımı teker teker tecrübe ettirdi bana  
***
Pek çok genç arkadaşım yazılarını şiirlerini yolluyorlar, bir kelime bir yorum almak istiyorlar benden  
Söyleyebileceklerim kısıtlı oluyor kimi zaman  Bazen de okuduklarımı çok seviyor, sevdiğim her şeyi paylaştığım gibi onların yazılarını da paylaşmak istiyorum  
Ben çok uzun zamandır “çantada keklik” gördüğüm bir sevginin sahibini ve yazdıklarını es geçiyormuşum meğer  
Geçenlerde bir arkadaş sofrasında kendisine sorulunca “Yok hayır, hâlâ girip okumadı yazdıklarımı” dedi tatlı bir sitemle  Tebessümü utandırdı beni  
O nasılsa yanımda, nasılsa baş ucumda, nasılsa beni her şekilde sever; hayatımı, işlerimi çekip çeviren kardeşim, sevgili Kont Batu’ydu  Ve evet, ben onun kişisel internet sayfasındaki yazılarına bir kez olsun girip bakmamıştım  
Gece girdim ve okudum  
Okudukça, okudukça  Sevdiğim her şey gibi birini sizinle paylaşmak istedim  
İşte 01 08 2011 tarihli yazısı  
***
“İyi misin? diye mesaj attı  
Evet! dedim  
Aslında hiç iyi değildim Yeni uyanmıştım Kahve koydum
Sigara yaktım Kahvem biterken onsuz geçen günlerimi özlemiştim bile Oturduğum ve hatta yığıldığım koltuktan kalktım, temizlik yapmam gerekiyor diye düşündüm
Ütülenecek bir yığın da gömlek var Gücüm kalmamış hiç bir şey yapmaya Tıpkı sevmeye, yeniden âşık olmaya gücümün olmadığı gibi  
Sesin soluğun çıkmadı dün dedi bu sefer de
Nasıl çıksın Ne söylebilirdim ki
Susmak istedim Cevap vermek istemedim Belki de sadece onu çok özledim demek istedim Söylemedim
O gün sadece çiçekleri suladım
Birkaç gündür sürekli birşeyler oluyor Hayat yine hızlanmaya başladı benim için Hiç olmadığım kadar mutluluk ve mutsuzluk arasında gidip geliyorum İlk defa bu pazar günü evde yalnız kalmama rağmen ve hatta onu o kadar çok özlememe rağmen kolay geçti günüm Sakin geçti Hiç olmadığı kadar
Yalnızlık nasıl birşey bir türlü çözemiyorum Çözemediğim o kadar çok şey var ki hayatımda Yazı yazıyorum Şarkılar dinliyorum Fallarda niyetler tutuyorum Kapattığım fallarda görünen yollar bir türlü sana çıkmıyor Bu yüzden çok ağlıyorum Ağlamak da seni bana getirmiyor  
Çözemiyorum  Onu da çözememiştim, yaşadığımız ilişkiyi de Onu da çözememişitim beni sevişini de Ve tabii ki kendi sevişimi de
Şimdi yine aynı hikâyenin başındayım Tekrar tekrar yaşadığım sonu ve yine başlangıcı yaşayacağım Yine ayrıldım ya bir kere daha Yine seveceğim, sevgide yine acı
çekeceğim ve yine ayrılacağım Ayrılık acısını da bir kez daha  
Mesaja bakıyorum tekrardan  Boşver beni diyorum sen  O gittiğinden beri hayatı boşverdiğim gibi  
Sorma bir daha nasılsın diye bana Sorma bir daha  Sen sordukça bana öyle sorular ben daha çok seviyorum onu, daha çok özlüyorum
Basit işte denklem
Çok basit  
Hiç olmadığı kadar basit ”
İclal Aydın
|
|
|