Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çare, katre

Bir Katre Bir Çare

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Katre Bir Çare



Bir parfüm geçiciliğinde ilerliyordu semtten uzak kaldırımdaÜstüne başına dekor vermeden evden çıkmıştıHalbuki çıkmadan önce aynaya baksaydı,kaşlarının arasında nasıl olduğunu bilmediği, hafif kurumuş kan lekesi vardıAynadan izin istercesine yüzünü lavaboda yıkama alışkanlığını fazla kazanmamıştıHalbuki dilediğinde şık elbiseler giyebiliyorduHevesi süratli kaybolan bir kişilik yapısına sahiptiYaşamın güzellikleri veya güzellik denildiğinde akla ne gelecekse onu bir an önce elde etmek ister gibiydi


Hiç ağladığını gören olmamıştıHalbuki onun da mazgallara akıtmadığı gözyaşları vardıİç dünyasını reklam tarzında anlatmayı pek sevmezdiİçindeki duygular tüneyebildikleri kadar tünemişler,dahasını kendisi de merak etmemiştiMerak ederek başarıya ulaşabileceğini sanmıyordu,buna karşıydı zatenEtme bulma dünyasında yaşandığını herkes gibi o da biliyordu fakat,kendisi ne yaptığının bilincinde değildiBilincini muhasebe definesini aramakla geçirme niyetinde değildiŞimdilik bu niyetten uzak yaşamaktaydıBu bir darağacı mıydı konuşmayan?İçine kurt düşmüşçesine hece hece kelime kelime haykırmak istiyorduHayatı boyunca içinden geçirdikleriyle,bunları pratiğe dökme arasında bariz bir boşluk vardıHayatını gözünün önünden sinema şeridi halinde geçirmeye koyulduBoğazının kuruduğunu hatırlayarak su içmek istediYorgun ve bitap bir halde mutfağa doğru ilerlediPlastik sandalyesine oturdu ve lezzetli bir düşünceye dalmak istercesine işaret parmağının bir tanesini şakağına yasladı


Kaygan yollardı geçeceği köprülerAltında dalgaların elbiselerini ıslattığı martı soluklu yollar yoktuTabiatın serenatını sanatsı gözleriyle izleyebileceği arkadaş ortamı yoktu malesef


Konuşmak istedi fakat ani bir refleksle kesildiCanı sıkıldı,bir şey yapmak isteyip de hedefe ulaşamayan birisinin ruh haleti vardı üzerindeZaten ne zaman konuşmaya başlasa çok defa lafı kesilirdiAnsızın evde suların kesilmesi neticesinde ne yapacağına karar veremeyen bir duygusal kütlenin yaşadıklarıydı bunlarHatta daha da fazlasıNeydi bu kendisini rahatsız edenler,hayatında niçin bunlar oluyordu?Bir türlü yorumlayamıyordu çitle çevrilmiş vaziyetteki karamsar hayatındaYoruma açık kalem misafiri yoktu yanındaApartman komşularına da uğramayalı bir aya yaklaşık zaman olmuştu


Daha dün akşam, kitap ödüllü bir yarışma olan televizyon programına katılmıştı E-mail ile cevabını göndermiş fakat kendisine cevap gelmemiştiKazanacağından ve ismini bilmediği o kitaba sahip olacağından emindiİçinde yaşattığı heyecan rahatlığıyla geçici bir tebessüm aşkettiKarşısında duran akvaryumun içindeki balığın ağzından çıkan baloncukları seyrediyorduBaloncuklar çocukken oyun niyetine oynadığı baloncuklara çok benziyorduEn azından böyle betimlemişti hayal dünyasındaTurkuaz renkli su borularını küçük kesitler halinde arkadaşlarıyla birlikte keser,sonra deterjan karışımlı suya nefesiyle köpürtme yöntemini uygulayarak baloncuklar çıkartırdıOnların etrafa yayılmasını izlemek çok hoşuna giderdiTatsız kazalar yaşamakta da üzerine yoktuHatta bir gün,yanlışlıkla elinde tutmuş olduğu boruya nefesini fazla daldırmıştıBoğazına kaçan deterjanlı suyun içini yakmasıyla şiddetli şekilde öksürmesi bir olmuştuAnnesi ses çıkartan sesiyle koşarak yanına gelmiştiMağmalar gibi köpürmeye müsait olan annesi o gün fazla ses çıkartmamış,sadece acı bir tebessüm yansıtmıştı yüzüneŞimdi o tebessümü hatırladı iliklerine kadarKaybolan baloncuklarıyla arkadaş olmuşçasına içine bir sessizlik cemresi düştüHissetti ve irkildiKendine gelmenin rahatlığıyla balkona doğru ilerlediBalkonunda iki değişik türden karanfili vardıBirisini karşı dairedeki komşusu hediye etmiştiTomurcuklanma sürecine gireli bir hayli olmuştuBiraz da inat edercesine çiçeğini henüz göstermemiştiDiğeri ise,hazır paketlere ambalajlı şekilde konularak satılanlardandıBaharatçı dükkanından satın almıştı,çiçek beslemesini fazla sevmese deBir ay içinde hayata eşlik eden ve çiçek veren cinstendiÇiçeğinin rengi,pembeye batırılmış süt kıvamındaki ebru sadesiydiKendisine sorulsa tarif etmek bile istemez, pembe der lafı geçiştirirdi


Bazen sıkıldığı zaman geniş cüsseli balkona çıkardıHava alma gayesiyle etrafı izlerken bu pembemsi hilkat muştusunun da yanaklarını okşamayı ihmal etmezdiBari esen rüzgârla yüzleşip şifahi olarak dertleşebilsindiBuydu şu anki hevesiRüzgâr deyince,daha geçen Cuma günü hiç uğramadığı ve sokağın bitim yerine yakın arsaya inşa edilmiş olan camiye gitmiştiRuhen boşalmak içinCaminin giriş kapısına yakın ,eşiğe yarım metre mesafede dilenmek için yeri avuçlayan bir ihtiyar görmüştüDilenci olduğu endamının her ünitesinden anlaşılmaktaydıOnca kimliksizliğine rağmen merhamet sinyalleri paslı hücrelerini tetiklemeye başlamıştıCebindeki bir miktar kâğıt parayı vermek istedi şadırvan gözleriyleDilencinin insanın içini dağlayan bakışlarıyla kendisi arasına,havada esmekte olan bir rüzgâr kümesi girmiştiElindeki zayıf parmakları arasına sıkıştırmış olduğu kâğıt para bir anda cami avlusundaki çınar ağacının ayak uçlarına süzülmüştüMahallenin haylaz çocukları da fırsattan istifade ganimetin üstüne konmuşlardıİçlerinden bu işin en beceriklisi parayı kaptığı gibi oradan sıvışmıştı


Caddelerin ve evlerin silueti dahi yürüyüş ritmini değiştirirdiYoldan geçen taşıtlar bile bazen lafını keserdiBazen çok sevdiği bir arkadaşıyla yolda karşılaşır,konuşur ve sohbetin tam kıvamlı yerinde beynine kalabalık bir ses gürültüsünün geldiğini anlardıBu sayede sohbetini fazla uzatmaz,inceldiği yerden bırakırdı


Düşünürken,hicran güdümlü bir ilhamın karabulutlar halinde içine göç ettiğini hissettiYıllar öncesinden küçük bir çocuğa(tüm masumluğuna rağmen) şaka ile karışık sesli tonda bağırmış ve çocuğun kekeme olmasına vesile olmuştuBunu biliyordu ve zıpkın gibi içini parçalayan gerçekle yüzleşmenin de hesabını veriyorduDaha doğrusu vermeye doğru yol alıyorduAyaklarına dikenlerin battığını hisseder gibi olduPerçemi yanmak üzere olan sabi heyecanı benliğini kuşattıKuşatılmıştı artık ve hesap verecekti çıkamadığı odadanTutkal gibi yapışmış vaziyette bulunan bu mâzi düşlemesinden bir an için sıyrılsa iyi olacak sanmıştıSıyrılamıyor ve zaman ilerledikçe bir anaforun cazibesine atıldığını pişman gözlerle seyrediyorduYüzme de bilmiyordu bu düş hatırına


Kurtarıcı bir el mi bekleyecekti şu rutubetli dakikalarda?Bir pir-i fani mi konuk olsundu bembeyaz çaresizliğine?Böyle mistik dokunuşları hayatı boyunca sevmezdiİstemezdi böyle hayata kapı aralamayıFelsefeye çok merdiven dayamış,sosyoloji branşına hahiş derecede merak sarmıştıEn iyi konuşabildiği ve ruhen boşaldığı anlar şüphesiz kitaplarıyla baş başa olduğu zaman dilimleriydiDağlardan kopup gelen ve şırıl şırıl akmayı dünya bahçesinde bir bayram havasında kutlayan velut çeşmeydi sanki onlarAğzı kapatılmamış çeşme ve şirâzesi okumaya endeksli kitap en muhteşem hayat argümanlarıydı onun için


Bedeninin yorgunluğunu hissettiUyumak için yatak odasına yöneldiSabah mahmurluğunun hediyesi olan düzeltilmemiş yatağına uzandıElyaf rahatlığındaki yastığına,gündüz yaşamış olduğu olayların putrak dilleri komşu olduÇaresiz duran başını yastığa koyduDesensiz yorganını da gevşek bir hamleyle üzerine çektiBir rüya görmek istiyordu içe damıtılanDamarlarında sicim halindeki kıpırtılardan yeni bir şeyler yaşayacağını umuyorduÇok defa böyle olmuş ve içindeki haklı tahminler kendisini haklı çıkarmıştı


Aynı yastık,aynı yorgan ve aynı odayla hayata bakmaktan sıkılmıştı artıkDeğişik yönelişlere katılmalıydı belki deLisede okuyorken öğretmeninin yıllar öncesinden söylemiş olduğu şu sözleri hatırladı:”Evladım,insanın bazı duyguları yaşadığı ortam ve eşyalardan etkilenirOrtama göre konuşabildiğin gibi,hiç hareket etmeyen bir eşyanın yıllarca kendisine arkadaş olduğu evde onu etkileyebileceği sırlar vardırEşyanın sessiz duruşunda dahi duyguları seslendiren zaman sinyalleri vardırZamanı gelince ve nasibinde varsa anlarsın


Anlamıştıne de güzel anlatmıştı şimdi bu başını koyduğu yastık ve desensiz yorganDemek ki aşırı rahatlığın akla faydası yoktu ve hayata bir düzen gerekliydiUykusunu ve kimliğini emanet ettiği bu odadan artık girdiği şekilde çıkmak istemiyordu


Göz kirpikleri kepengini kapatmış ve uykuya dalmıştıTatlı girizgâhını oluşturduğu duygusal haliyle umduğu rüyaya doğru yelken açmıştıKendisinin iç donanımını değiştirecek kristallerle döşeli çok güzel rüyaydı buBelki de uyandığında pişman olacaktı gözleri açıldı diyeAçılmasındı rüyası bir paket halindeOysa hediye paketiydi bu hayat parkesine konulanHiç tanımadığı ve ondan ayrılmak istemeyeceği melek gibi bir insan görmüştü rüyasındaRüyasında bile kendinden utandığını hissettiBelki de melekti bu hediyeyi getirenHayatı boyunca bu seviyede ruhunun boşaldığına şahit olmamıştıUykudan uyanmazdan önceki ve anlatmaya kıyamadığı bu rüya süvarisinin son sözü şu şekilde sona ermekteydi:”büyük hataların olsa da büyük üzülmeKaos bir hayat virüsüdürİçinin sesini şimdi dinle ve şu gördüğün rüyaya yaşamın boyunca saygı duy


Fazla nasihat dinlemeyi sevmezdi ama uyandığında çok farklı bir alemin kendisini beklediğini anladıSanki kalbi yeniden atıyorduBir kalp veya ruh ameliyatı geçirmişti rüyasındaİlk ve son ameliyatının bu olmasını istiyordu


Gürsel ÇOPUR



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.