Prof. Dr. Sinsi
|
Sonsuzluğa Kanat Çırpmak
Sonsuzluğa Kanat Çırpmak - Şule Meryem Canpolat
"Ruhum kanadı kırık bir kuş gibi İyileşmeyi bekliyor sevginle Yol aldıkça birlikte, ulaşmak istiyor geldiği yere Uzun yolculuklardan sonra seni buluşumun, hikayesi bu" 
  
Sana gelinceye kadar çok yollardan geçti bu gönül Han sanıp, bir çok kalpte yersiz oyalandı Yıldız, ay, güneş misali, her ışığa aldandı Gerçek sanıp yalan sevgileri, kendini kandırdı 
Samimiyeti bilmesek, ikiyüzlülüleri de bilemeyiz Gerçek seveni bulmasak, yalan sevgileri hep hakikat sanırız Varlığına alıştığımız her dostluk hicrandır, sevince Hep bizim sandığımız dostlar, bizi terkedince 
Tek bir çaresi var sevmenin Dünyaya sövmeden sabretmenin Ezeli olana birlikte yürümek Hicranlarını sonsuzlukta eritmek Seni sonsuz sevişim bu yüzden Yanımdayken bile özleyişim Dakikalar sonsuzluğa akıyor şimdi Ruhum sana kanat çırpıyor Dünya seninle güzel şimdi 
Beklemek seninle anlamlı Özlemler hep sana öyle ki Kavuşmalar seninle özel Ey beni sonsuzluğa götüren güzel Sesinde bir telaş var Sevişinde bir vakar Sevmek zor iş Sahibinde ağırlık yapar Sebat ister bir kere Pes edenler ansızın, bu işe girişmeye İnce olmalı her seven Varlığını bir kalbe ilikleyen Bir dikip, bir sökmek olur mu? Sevince gönülden, o yürek yorulur mu? 
Ey ilhamı bol, kalbi umman Bir daha kirlenir mi sende durulan? Günahlara dalsa da, sende bulanmaz, yola koyulan Paylaşmak için samimice, aşka vurulan? 
"Aşk için kaç kere, nefessiz kaldık ansızın? Ayrılığıyla yarin, diplere daldık çaresiz? Kaç kere secdeye vardık özlem içinde? Bizi, aşkın sahibine götürenin izinde? Bir akşamüstü, seninle büyütüyorum içimdeki gurbeti Sana daldığım uykulardan, sonsuzluğa kanat çırpıyorum" 
Dünyaya geldiğimi anladığımda, etrafını izleyen sessiz bir çocuktum Kanatlarımdan habersiz, mahzun bir konuktum Büyüyünce öğrendim, yeniden uçabileceğimi Kırılan yanlarımı, tebessümle iyileştireceğimi Bir palyaçoyu andırsak da bazen Gülümsemeyi öğretti hayat Ağlayan yanlarımıza inat, sevgiyle ayakta kalmayı En büyük ayrılıklarda bile umutla bakmayı Geceyle gelen şafağı saymayı Sevince öğrendik, bir noktada buluşacağımızı Son sandığımız yarımların, sonsuzlukta tamamlanacağını 
Sevince dökülen gözyaşlarını kutsal saydım ben Ayrılıkta eritilen günahları Sana giden yollarda, her adımı sevap saymayı İnsan aşktan ağlar mı demeyin? Acıyı bilmeyen aşkı bilemez Geceye ermeyen, şafağı göremez Sevene daima aydınlıktır dünya yine de Zor olsa da beklemek, bir karargahtır dünya bilene Bazen zafere dönüşür bu bekleyiş Bazen yeniliriz kendi cephemizde Bazen düşman sanırz dostları Bazen de dost sanıp topraklarımıza, salarız vefa bilmeyenleri 
"Seninle yaptığım okumalar, beni sıkmıyor artık Sevginle dopdolu bakınca hayata, insanlar beni yormuyor Bir akşamüstü yığılsam da kendime sevgili, sensizlik beni ürkütmüyor Senli günlerin arefesinde, sen kokuyor tüm düşler Çiçek açan dallar kadar, sen fışkırıyor bu yürek" 
İşte büyüyoruz yaşlanmasına aldırmadan dünyanın İşte değişiyoruz, değişmesini istemediklerimiz kadar Oysa hep başkalarını değişmiş sanıyoruz Çocukken bir köşeye sakladığımız düşlerimizi unutuyoruz Hani akşam olunca yıldızları sayacaktık? Çamurlara aldırmadan bizi sobeleyen, mutlulukları kovalayacaktık? Bizi en çok sevenin adını, ağaçlara kazıyacaktık? Çamurları bile yabana atmadan, kalıcı oyunlar kuracaktık, çocuksu oyunlarda Evler, çocuklar, oyuncaklar yapacaktık, çocuk saflığıyla Güneşin batmasın aldırmayacaktık hani? Güneş gibi doğan biz olacaktık odalarda? 
Neyimiz eksik, neyimiz fazla bilemiyorum sevgili? Ama tıpkı çocukluğumdaki gibi, beni bekleyen gizeme dalıyorum Somyada oturan o çocuk benim şimdi Dede hikayeleri dinleyen konuk benim Gideceği yerden habersiz geldiği yerleri düşünen Somyanın birinden diğerine zıplayan çocuklar biziz işte Duvardaki haritada il bulmaca oyunu oynayan biziz Radyoda altın hızma çalarken sevgili, içimden geçen sensin şimdi Kim olduğunu, hangi durakta beni beklediğini bilmeden varlığını hissettiğim sensin şimdi 
"Şehrin meydanına aşinayım yıllardır Ama ilk defa, bilinçli geçiyorum bu taşlardan Sen varsın her parkede Sen olduğunu bilmeden karşılaştığımız her yerde Ruhlarımızın tanışıklığına tanıklık etti bilinmez kaç kez bu meydan? Ama beden giymiş halimizi hissettirmedi bu mekan Tanımak için zaman gerekti sevgili Bilmek için sevmek gerekti" 
"Ruhum kanadı kırık bir kuş gibi İyileşmeyi bekliyor sevginle Yol aldıkça birlikte, ulaşmak istiyor geldiği yere Uzun yolculuklardan sonra seni buluşumun hikayesi bu Seni bulmak için çıktığım yollarda, yüreğimdeki savrukluğun çetelesi bu" 
  
Huzurla, hicranı aynı anda duyuran Her kapıdan sonra, diğerini aratan Tüm kapılar sana çıkıyor şimdi Tüm yollar sonsuzluğa Kanat çırpmak için birlikte, yapılan tüm dualar Senli yarınlara şimdi Yarınlar, çile çekenlerin ya en çok Tüm çileler, aşk kokuyor seninle Kuşlar bu güzelliğe eşlik ediyor Sevginle sardığım kanatlar, uçmak için sonsuzluğa gün sayıyor öyle ki Bizli mutluluklar sarıyor, vefasızlardan yorulmuş bu küreyi 
Seni versin öyleyse, seni sevdiren Seni çok sevsin, seninle acılarımı dindiren Sevmese bilirim sevdirmezdi bu kadar derinden Vermese, elbette, istetmezdi gönülden Kanatlanmak yürek ister Uçmak için sonsuza, pes etmeyen bilek  Yarım kalmaya gelmedik Tamamlanmak için sevgimiz Biz dünyayı dost bildik Tüm güzellikleri içinde keşfettik Dünya olacak ilk ve son yer, vuslata mekan Mahçup etmesin sevenleri, o güzel Yaradan 
Şule Meryem Canpolat
|