07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Çatıda Bir Kuş
Çatıda Bir Kuş - Şule Meryem Canpolat
"Sıradanlıktan sıkıldığımızda, yeni şeyler ararız hiç durmadan Her -an-, bize sunulmuş bir yeniliktir aslında Ama hayatı iyi tahlil edemeyince biz, hep bizim sandığımız dünyada, değişiklikler arar dururuz Değişmesi gerekenin bakışımız olduğunu unutarak" 
___
Bankada üç beş kişi Sıra bekliyorlar, her hallerinde telaş var Onların içine dahil oluyorum ben de Güvenlik memurunun yönlendirmesiyle, sıramı iple çekiyorum işte Beynimde sayılar ve paralar dönüyor o an sadece Gittiğim yer banka olunca ayıp olur belki de başka şeyler düşünmek Yoruluyorum işte o an zihnimde dönen gel-gitlerden Bunu ona, onu buna vermekten Her gün tekrar eden, sayı ve hesap işlerinden Birisi beni çekip alsın bu hummalı alışverişten! 
Güvenlik memuru da dahil kimse duymuyor imdadımı Dünyanın her gün tekrar eden hırslarına duyduğum isyanımı Artık birbirinizi görün ey insanlar diyen haykırışımı! Kimse duymuyor derin hesaplar içinde ağlayan yanlarımızı 
  
İçindeyken dışında olmak nasıl bir şey kimbilir? Parayı sevmeden parayla haşır neşir olmak? Bir araç olduğunu bilip, onunla gerektiği kadar bağ kurmak İhtiyaç kadarını kullanıp, fazlasını dağıtmak Mümkün mü Varyemez amca kadar severken altınlarını, ya da paranın gücünü Saymayı bırakıp bir an, sevmeyi başarmak insanları 
Sayacak param yok diyenler olacak belki Ya da nerde o günler diye hayıflananlar Paranın bir araç olduğunu unutanlar belki Ya da her hayali için sağa sola para sayanlar Kimileri onu bir gecede harcayacak çerez niyetine  Kimileri onu bir ömür saklayacak hatıra niyetine Merhum Varyemez amcanın torunları onu çok sevecek belki de Ellerindekilerin tedavülden kalkması bile üzmeyecek onları Aşkın huzur veren ikliminden alıp kendimi dünyaya açıyorum sadece bir saatliğine gözlerimi Sayılar ve hesaplar yoruyor beynimi Anlatamıyorum dünyaya beni boğan bu döngüyü 
Yeni bir şeyler arıyorum, kendi dünyama çevirmek için gözümü O dünyada daha huzurluyum çünkü Hep olması gerektiği gibi Orda kuruyorum tüm düşlerimi, bir gün olacakmış gibi Memur, işlerini hallederken gözüm çatıya takılıyor, karşımda duran pencereden İşte kurtuluyorum beni boğan haletten Bir pencere açıyorum, minicik bir kuşun çabasıyla yeniden 
Çatıdaki minik kuş Sek sek hareketlerle dans ediyor adeta Eski çatının, yeni konuğu İç dünyamın sevimli güneşi İçmdeki kasırga son buluyor minik bir kuşla Çekip alıyorum ruhumu dünyadan, onun duruşuyla Hem ne doğal bir duruş Hiç yorulmadan, yuvaya doğru çizilen zikzaklar karar kılmadan bir yerde inişler ve çıkışlar Ne kadar da bizi anlatıyor kuşun hali Çalışkanlığı, unutturuyor acele yanlarını Biz de unutuyoruz gündelik telaşlarımızı Dalınca alemine kuşun, kirli yanlarımızı 
___
Dünyanın bitmeyen hesaplarından bir kaçıştır bu yanlarımız Yeni gelmiş gibi dünyaya, inadına saflığımız Sıradan sorularına memurun, çarpık- çurpuk cevaplarımız Acemi kalmaya yemin etmiş gibi herşeye, içimize sürüklediğimiz dünyamız Hep bu anlamsız telaştan değil mi işte vurdumduymazlığımız Yetişmek isterken bu yarışta, hırslarımızdan vazgeçişimiz Herkes kendiyle yarışmalı belki Herkes önce kendini anlamalı, tanımalı Önde kendiyle konuşabilmeli her insan Bir kuşla derin muhabbet kurabilmeli Bir pencere açabilmeli kendi alemine Bakmaktan yorulduğunda dünyaya, kaçabilmeli kendi hayal dünyasına Orda cennet doğallığı bulacak her insan Dışarda kaybettiği çocuksu yanlarını Orda aşkı arayacak her insan Unutup kısa anlarda dünyanın dertlerini 
  
En güzel yarışın kişinin kendiyle yaptığı yarış olduğuna karar veriyorum eve dönerken En güzel kuşun o an için çatıdaki minik kuş olduğunu düşünüyorum En büyük yatırımın, tüm hesapları unutmak olduğunu anlıyorum dünyaya dair  Unutup tüm hesapları, unutulmayan zamanlara atıyorum tüm yaşanmamışlıkları Ve gelmeden geleceği kovalamaktan vazgeçiyorum Üstünlüğün kendini bilmek olduğunu çok iyi biliyorum artık Maddi şeylerin tüm dertlere deva olmadığını da Herkesin değer verdiği şeylerin değerli olduğu anlamına gelmediğini zaman söylüyor bana Asıl değerlere dikerken gözlerimi, dünya yalan söylüyor bana Belki ben kanıyorum bu yalana Kalıcı sandığım şeylere tutarken umudumu En çok ben inanmak istiyorum belki bu şatafata Ama işte bir kuş yetiyor güzellikleri görmeye Araç olduğunu anlayınca herşeyin, haddini bilmeye 
Geçici bir dünyaya mahkum olmayı en büyük ceza sayıyorum kendime Mükafatını düşünmüyorum bu cezanın Dünyaya isyan değil teşekkür etmem gerektiğini fısıldıyor içimdeki ses İç çekişlerime kuşun içli sesi eşlik ediyor sadece Yuvası olduğu için neşeli yine de Bir yuvam olduğu için mutluyum ben de Ama hiçbir maddi şey dindiremez içimizdeki ayrılığı Hiçbir teknoloji bize anlatamaz bir kuşun içten haykırışını Anlamak için içime dalıyorum Unutup tüm unutmaları, önüme bakıyorum Kalan dilimlerinde zamanın, bir kuşun çalışkanlığını örnek alıyorum işte ben de Ne çok öğrenecek şeyimiz var bir kuştan bile Herşeye hakimken biz ve güçlüyken bir o kadar maddi şeylerle, ne kadar zayıfız işte 
Kim örtecek şaşkın bakışlarımızı bir sabah, terkederken biz, dünyayı? Kim anlayacak yürek delen hallerimizi, hızla geçiyorken zaman Saatleri erteliyorum işte yine Zamansızlığı seçiyorum Sürprizlerle yaşamak en güzeli değil mi, hayatı? Hesapsız kaymak dostların iklimine Kendi güneşini kendinin açtırması her insanın Batışları ertelemek bir akşam "Umutla yaşamak bu işte, her sabah" Aldırmadan batışlara, kendiyle yarışmak Derin dalışlardan sonra, yüzeyde durmayı başarmak Aldırmadan kırılanlara kalanları toplamak İşte bu olmalı, yaşamak 
"Umut güneş gibidir Siz açtırmazsanız o doğmaz asla" Ş M C
Şule Meryem Canpolat
|
|
|