Prof. Dr. Sinsi
|
Sonsuzluk
S/onsuzluk yazısı - Şule Meryem Canpolat yazıları
Zaman kum saatlerindeki kadar sessiz akmıyor şimdi Saatin tik takları sallıyor gönül evimi Bu misafirlikler eskilerinkine benzemiyor Her tik tak sesinde, ç/alınıyor eskimiş ne varsa Adına mazi dediğimiz yaşanmışlıklarla Dipsiz bir kuyu olmasın diye hayat, düşlerle yaşıyorum Aşk dolu anları hatırlayıp, teselli buluyorum eskiyle Atıp zamanı hesabı bilenlere Hesapsız vuruyorum yüreğimi yollara, belki sevgiliden izler bulurum diye Yolumu kaplıyor s/onsuzluk 
Dünden kalma yarımlarla sarılıyorum hayata Hep bir şeyleri tamamlamak oluyor, hayat telaşım Tamamlanmışlığına rağmen tüm yarımların, hep eksik kalmak oluyor bu hayattan payım Sevgiliyi bulma yollarında, elimde olanlarla avunuyorum Gündelik telaşlar bırakmıyor beni, en sevdiklerime Bırakmıyorum sevgi dolu zamanları bu yüzden ben de Günler su gibi akarken, sabahları kovalıyorum, sevdiklerimin olmadığı yerlerde Hayat; günleri birbirine düğümlemek oluyor öyle ki Çözülüyorum ansızın bir yerde Ağlamamak için bir sır gibi saklıyorum yokluğunu sevgilinin Bugünü yarına, akşamı sabaha taşıyorum hiç bıkmadan Bir tek yokluğu taşımakta zorlanıyorum Ruhum ayrılıklardan elemli Sevgiliye kavuşma çabam, bölüyor uykularımı her gece Bir ikindi vakti düşüyorum yere Terketmiyor, elimi s/onsuzluk  
  
Tükeneceğini bile bile, tükenmez kalemler verdiler elimize Şimdi ne kalemler, ne de sevgiliyi anlatan sözler yetmiyor hasretimizi dindirmeye Özlem dolu bakışlarla bir kez daha bakıyoruz kaçırdıklarımıza Ne kazandıklarımız ne de kaybettiklerimiz getirmiyor maziyi geriye Kaybedince anladığımız güzellikler, yokluklar ülkesinden haykırıyor adeta Keşke diyoruz, daha derinden yaşasaydık güzellikleri Birgün kaybedeceğimizi bile bile, elimizde olanları Sıkıca sarsaydık bizim olanları Bırakmasaydık, kader bıraktırsa da, onları Şimdi her seher vakti kuş sesleriyle uyanıp, ellerimi açıyorum semaya Dualar ediyorum o'nun için Yarına kurduğum umutlarım saçılıyor gökyüzünden, güneşin ilk ışıklarıyla Yüreğime akıyor s/onsuzluk 
Hüzünlerim yağmura karışıyor ansızın Gök eşlik ediyor sancılarıma Beraber yağıyoruz, neden sonra Kardeş oluyoruz akmak için, kurumuş toprağa Yeşermek için, yeşertmeyi seçiyorum Aktıkça yüreklere, yağmura kanıyorum ben de Çocuksu gülüşleri bırakıp onlara, onlarla neşelenmeyi öğreniyorum nice zaman sonra Sevinçleri, sevincim oluyor Tıpkı bir anne gibi Ve bir sabah, bırakıp sevgilinin yolunda tatlı aşı, ocağı D/üşüyorum, yollara ben de, bir mecnun gibi Geride kalanları düşünmeden, "varlığımı" arıyorum sessizce Beni ben yapanı Küçük mutluluklarım oluyor sadece cebimde Bir de sevgiliye biriktirdiğim düşlerim D/üşüyorum ansızın, iklimim kara teslim D/üşüyorum , ayağıma takılıyor s/onsuzluk  
Ne olursa olsun yemin ediyorum kalkmaya Niyetlendiğim yere vaktinden önce varmaya Aldırmadan başkalarının lafına Yemin ediyorum sevgilinin, gülen yüzüyle yaşamaya Yürüyorum aşk için Doğru adımlarla hedefe ulaşmak için Aşk, oluyorum yürüdükçe Büyüyor içimde s/onsuzluk 
  
Onunla ya da onsuz Herşey bizimle başlayıp bitmiyor mu? Hep yitirdiklerimizi düşünmekten, zaman bizden hızlıca gitmiyor mu? İşte yaşamak; biraz acı, biraz mutluluk Severek herşeyi, olması gerektiği gibi İşte anlamak Biraz kendini, biraz onu, biraz bizi Sevdikçe çoğaltmak mutlulukları, hayatın kendisi değil mi? Elde kalanlarla, tutup ucundan güzel yüreklerin, birbirini kırmamak? Gerçek bir yaşamın, anlamlı özeti gibi 
Şimdi daha çok seviyorum hayatı S/ona varmak için çalışmayı S/onsuzluk, kamçısı oluyor gayretlerimin Ürkütmüyor beni s/onsuzluk  
Şule Meryem Canpolat
|