Prof. Dr. Sinsi
|
Kibritçi Melankolik Kızın Hayalleri 6
Kibritçi Melankolik Kızın Hayalleri 6 Yazısı - Kibritçi Melankolik Kızın Hayalleri Şule Meryem Canpolat - Şule Meryem Canpolat Yazıları
Kaybettiğimiz şeylerin, aslında kazandıklarımız olduğunu bilerek yaşamaya çalışırız çoğu zaman Ne çok istemişizdir oysa gidenleri, ne çok sevmişizidir Kaldırım taşlarında, etrafta bizi seyredenlere aldırmadan, hayaller kurmuşuzdur çoğumuz Kibrit tanelerinin uzunluğu bile yetmemiştir, "bizi gerçek kılan" hayali mutluluklarımıza Hayallerimiz ömür katığımızdır bu anlamda Onsuz doyulmaz hayata; ne baharda, ne yazda ne de kışlarda, insanı ansızın donduran 
                      
Kibritçi melankolik kız da doyumsuz hayallerini gerçekleştirmek için büyük bir adım atmış ve köhne kaldırımlardan, yollara geçiş yapmıştı bir bakıma Kış günlerinin onda bıraktığı derin yaraları ve her sevdiğinde terkedilmişliğini alıp yanına, yollara atmıştı narin bedenini Melankolik kız yürüdükçe, yürümüştü yol da peşisıra Aynı tonda ses vermişti dağlar, tüm kainat coşmuştu İnsanlar anlamasa da bazen, dağlar vardı insanı anlayan, sonra yollar alnımızdaki her bir çizgiye eş, keskin kavisler vardı 
İnsan; rengini, huyunu hatta suyunu bile topraktan almıştır yüzyıllardır Toprak candır, kandır onu tanıyanlara yeter ki çöl olmasın, yeter ki insanlar onu hor kullanmasın Yaban ellere terkedilmeyen topraklar verimlidir bu anlamda işlenmeye elverişlidir ama bir de düşmanın eline geçmişse, üzerinden hain insanların çizmeleri seyreyleyin toprağın vaziyetini ne bir çim, ne taze bir çimen topluluğu küser toprak edilmiş bir yemin gibi saklar kendini bilmez keffareti var fuzuli yapılmış yeminlerin idrak edemez; "tevbe ister, aşka bozulmayan, her bir yemin" 
                           
Kibritçi melankolik kız toprağa bakarak ders almıştı belki belki kaldırım taşlarından usanmıştı bilinmez hangi taşkınlıkta, yola vurmuştu aşka sürgün ruhunu Aşka kurduğu hayalleriyle, yollar büyümüştü gözünde imkansızlık serilmişti her milde, yüreğine sonu hiç gelmeyeceğini sandığı yollarda, dinlenmek için bir hanı düşlemişti içinde ama yolda yürümekten hiç pes etmemişti  
her yol hedefe varmaz belki ama, hedefe varanlar ancak yolda yürüyenlerdir bu duygularla, yola koyulmuştu kibritçi melankolik kız tüm engellere, içini morartan, kanatmalara rağmen yürüyecekti yüreğine batan dikenlerle, büyüyecekti dışarıya güller, yol kenarlarına sümbüller ekecekti taş yollar, o yürüdükçe yeşerecek, çimler gibi, yemyeşil ümitler büyüyecekti yeniden 
ruhunu sonbahara terkeden sarmaşıklardan, kurtulmaya ahdetmişti artık kökü olmayan yalancı sevdalardan kurtulmaya da kendine açık, ellere sağır yürekleri dillendirmeyecekti yerli yersiz 
yine de zaman zaman çok üzülüyordu melankolik kız elinin yetişmediği, masum yürekleri gördükçe, içi deliniyordu kendini, kendine hapsetmiş, aşkzedeleri farkettikçe, yollar üzerine geliyordu ansızın ne yapalım demekten başka çare yoktu sanki sadece hayale adanmış hayaller için, "gerçeğe dönüş" yoktu sanki son dakikaya kadar her şey değişebilirdi aslında bu can bu yürekte kaldıkça düşüncelerden sıyrıldı melankolik kız aldırmadan olanlara, azimle yürüdü melankolik kız 
                                     
kimbilir ne süprizler vardı yollarda, melankolik kızları bekleyen? tüm acılara rağmen, hayallerinden vazgeçmeyen hayat ümit yönüyle güzeldi ve hayatta kalanlar sadece, mutlu yarınlara "umut besleyenlerdi" bunu hep öyle bildi kibritçi kız sevgisizliğe inat, delice sevdi melankolik kız  belki sonları düşünmedi, belki korkuları hesap etmedi ama, cesurca sevdi melankolik kız, korkaklık bilmedi 
işte yeni yolların, meçhul yılların başlangıcında, kaderine güldü kibritçi melankolik kız "kader yüzüne güldü" başına gelenleri, hezeyan bilmedi  keder sayıp, olana sövmedi O sevince, tam sevdi yüreğinin terkedilmişliğine aldırmadan, hayallerini erteledi 
neşelenince böyle derinden, yollar bile neşelendi sevince böyle içten, dağlar bile dile geldi büyüdü melankolik kız umutlar büyüdü 
Şule Meryem Canpolat
|