07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sandık Kokusu
Sandık Kokusu Yazısı - Sandık Kokusu Ayşe Sönmez Bulut - Ayşe Sönmez Bulut Yazıları
Küçük kasabamızın bütün sokakları o köşede kesişirdi Tam köşedeki kireç badanalı iki katlı ev bizim evimizdi İki katlı olduğu dışarıdan çok belli olmaz, merdiveni içinde gizlerdi
Evimizin en güzel köşelerinden birinde babaannemin sandığı dururdu Elde şekil verilmiş, desenler çizilmiş saç levhaların arası kadife şeritlerle süslenmiş olan bu sandık, içinde neler neler saklardı, kim bilir? Bana göre Alâaddin'in mağarasındaki mücevher sandıkları gibi kapağı açılınca inciler, mercanlar saçılırdı sandıktan Babaanneme göre ise geçmişi geleceği idi sandık Geçmişten anıları olduğu gibi gelecekle ilgili şeyler de vardı, kefeni mesela Anlam veremezdin insan neden kefenini önceden alır, saklar sandığında O, kendince açıklamalar yapardı ama ben yine de anlamazdım
Babaannemin sandığı açacağı anı sabırsızlıkla beklerdik Ablalarım ve ben Kardeşlerim henüz küçüktü, ama onlarda koşar gelirlerdi Ben en çok sandığın kokusunu severdim Bu kokuyu başka yerde asla duymadım Biraz naftalin çokça gül kokusu Sandıkta kurutulmuş gül goncaları vardı bol miktarda Sandık açılır, bohçalar çıkar birer birer Bohçaların açılmasını bekleyemezdim kimi zaman Babaannem, bembeyaz dastarıyla(1) terini siler başlardı anlatmaya Ne kimden kalmış, kaç yıllıkmış? Benim sabırsızlıkla beklediğim ana gelirdi sıra sonunda, sandığın başında bekleyenlere de vardı bir şeyler bohçaların içinde Halalarıma, anneme ayrılmış bohçaların içinde bize de düşerdi, iğne oyalı bir yazma, bir namaz tülbenti Ama bir türlü elimize alamazdık Büyüyünce bizim olacaktı Kendi sandığımıza koyacaktık Yine de heyecanlanır en güzeli kimin diye tartışırdık
Sonunda bohçalar özenle yerine yerleştirilir, sandık kapatılırdı Hazine Alibaba ve Kırk Haramilerden gizlenirdi Anahtarın yerini babaannem ve annemden başka kimse bilmezdi Çünkü sandığın içinde babaannemin ölümlük dirimlik parası da bulurdu, ayrıca
Kimin zaman sandığın önüne uzanır hayallere dalardım Bazen sandığın içindeki hazinelerle neler yapabileceğimi düşünür, bazen saç işlemelerdeki kuşların kanatlarına tutunur dolaşırdım hiç görmediğim ülkeleri Sandık uçan halıdan güçlü, Alaaddin' in mağarasından gizemliydi Bir de lamba olsaydı, dileklerim hazırdı
Küçük kasabam çok değişti Tozlu yollar kalmadı, her gün erken sulayıp süpürdüğümüz Dışı kireç badanalı, içi kireç kokulu evimiz de yok şimdi Evimizin en güzel köşelerinden birinde duran babaannemin sandığı da Naftaline karışmış gül kokuları da yok Sandık kokusu sinmiş bembeyaz dastarıyla babaannem de Sandıklarda kayboldu evlerin köşelerinden Çocukluğumdan kalan anılar içinde sandık kokusu hep olacak
(1) Dastar: bizim yörede el tezgâhlarında dokunan ipekli tülbent benzeri dokuma Özel bir şekilde dikilir ve başa bağlanırdı
Ayşe Sönmez Bulut
|
|
|