Prof. Dr. Sinsi
|
Kaynayan Kazan
Kaynayan Kazan Yazısı - Kaynayan Kazan Elif Şafak - Elif Şafak Yazıları
İki erkeğin hikâyesidir anlatacağım Bir sinemacı ve bir edebiyatçı Fikirleri, dünya görüşleri, aşkları ve tutkuları, velhasıl yaşam mücadeleleri, hatta karakterleri birbirine paralel akan iki savaşçı İki yakın dost, sırdaş ve yoldaş, canciğer arkadaş Ve derken  
Öyle insanlar vardır ki aynı dönemde, benzer mekânlarda yaşamış olmaları sıradan bir tesadüf değil, "ruhani bir buluşma"dır adeta Bir tevafuk eseri Pulitzer ödüllü Arthur Miller ve Oscar ödüllü Elia Kazan'ın yollarının kesişmesi gibi Aralarındaki dayanışma herkesin gıpta ettiği bir boyuttaydı Ve daha ilk bakışta bile dikkatleri çeken o kadar çok ortak noktaları vardı ki 1909 istanbul doğumlu, Kayserili Rum bir aileden gelen, daha sonra Amerika'ya göç eden Elia Kazan  Gerçek ismi Elia Kazancıoğlu'ydu Toplumsal içerikli eserlere meyleden, hep bir derdi olan hikâyeler peşinde koşan, sürekli kendini geliştirmeye çalışan, dünyaca ünlü film ve tiyatro yönetmeni 94 yaşında vefat ettiği güne kadar 3 kez evlendi; dönemin Hollywood yıldızlarıyla çalkantılı, dedikodulu aşklar yaşadı  
Arthur Miller ise tartışmasız Amerikan kültür ve sanat âleminin en fazla saygı uyandıran yıldızları arasındaydı Üretkendi ilkeliydi Tiyatro oyunları, romanlar, öyküler kaleme aldı Üstelik kariyerleri açısından da bereketli bir ahbaplıktı onlarınki Ne de olsa Kazan, Miller'in oyunlarını Broadway'de yönetmişti Bunların arasında en bilinen, elbette, Satıcının Ölümü
İKİSİ DE AYNI KADINA ÂŞIK OLMUŞTU
Daha az bilinen noktalar da vardı hayatları hakkında ikisi de aynı kadına âşık olmuştu mesela: Marilyn Monroe ikisi de hiçbir zaman saklamadılar bu ilgiyi En nihayetinde Arthur Miller ile evlendi Marilyn Monroe Dönemin en tartışılan birlikteliklerinden biri oldu Kültürlü, donanımlı, biraz da aksi bir entelektüelin "sarışın sinema yıldızı"nda ne bulduğunu sorgulayanlar çıktı Zor bir evlilikti onlarınki Olanca sevgiye rağmen Seneler sonra Arthur Miller bir söyleşisinde itiraf edecekti: Marilyn Monroe ile evlendim ama kendimi Norma Miller ile yaşarken buldum Her sabah, her akşam, her gece onu teselli etmekten, korkularını, endişelerini yatıştırmaktan yoruldum
Kısa zamanda evlilikleri tavsadı, Marilyn Monroe'nun mutsuzluğu ve tutunamayışı derinleşti içki ve uyuşturucu iptilası bu sürece hız verdi, sonunda boşandılar Ancak iki erkeğin dostlukları devam etmekteydi Ta ki 1952 senesine kadar O zamanlar Amerika bugünkünden farklı bir yerdi Komünizm korkusu, paranoya, soğuk savaş, McCarthy dönemi  Bir cadı avı sürmekte Yazan, çizen, düşünen, sorgulayan ve farklı konuşan herkes, bilhassa hükümetin iç ve dış politikalarını eleştirme cesareti gösteren herkes kendini baskı altında hissetmekteydi Birçok aydın o dönemde McCarthy mahkemelerinde tanıklık etmeye zorlandı Nitekim bu meşhur mektuplardan bir tane de Elia Kazan aldı
ifade verenlerden en çok başka "iç mihraklar"ın isimlerini vermeleri isteniyordu Sorgulanan kişi isim listesi sunarsa, "suçu" bağışlanıyor, hafif bir ceza ya da azarla salıveriliyordu ekseriya Ardından listedeki isimler çağrılıyordu bu sefer ifade vermeye Böyle böyle, uzun zincirler halinde birbirlerini ispiyonlamaya teşvik ediliyordu insanlar Korku hâkimdi ortama Korku ve sindirme Elia Kazan işte bu ortamda ifade vermeye çağrıldığında, uzun bir vicdan muhasebesine girdi Bir yandan kimsenin ismini vermek istemiyor, hadisenin anlamsızlığını görüyor; fakat bir yandan kendi paçasını kurtarmak istiyordu Ve seçimini yaptı Verdiği isim listesinde Arthur Miller de vardı
ACZLERİMİZ VE DİRAYETLERİMİZ
insan yakın dostu tarafından "komünist faaliyetler içinde olmak" sebebiyle ispiyonlandığını öğrense ne hisseder? Nasıl bir yürek burkulması taşır? Elia Kazan'ın tanıklığından ötürü bir süre sonra Arthur Miller da ifade vermeye çağrılacaktı Ancak kendisinden isim vermesi istendiğinde McCarthy yönetimine kafa tuttu; süregiden adaletsizliğe kurban verecek tek bir isim dahi olmadığını söyledi, dik durdu Karşılığında hükümet ve Hollywood tarafından dışlandı, oyunlarını sahneleyecek yer, basacak yayınevi bulmakta zorlandı Ama ilkesinden ödün vermedi Ne gariptir ki böyle yoğun bir baskı karşısında bile eğilmeyen bu aydın, hayatın bir başka alanında çuvallayacaktı
Arthur Miller, Marilyn Monroe'dan ayrıldıktan sonra mutlu bir evlilik yapti Kendisi gibi zeki, donanımlı, kültürlü bir kadınla Bir kız çocuklarının olması bu evliliği zenginleştirdi Derken bir de oğulları oldu Ancak çocuk Down sendromuyla dünyaya gelmişti işte o noktada, McCarthy döneminin cadı avına bile yenilmeyen Arthur Miller bu çocuğa bakamayacağına, bir kliniğe kapatılmasına karar verdi Karısının tüm itirazlarına rağmen O noktadan itibaren, bütün ilgisini ve sevgisini kızma verdi
Dışarıdan güçlü ve akıllı görünen insanların aslında ne çok hataları, günahları, eksikleri var En ilkeli, en sağlam karakterli görünenlerimizin bile, hatta belki en çok onların  Yakın dostunu mahkemede ispiyonlayan bir sinemacı, Down sendromlu oğlunu evlat olarak göremeyen bir edebiyatçı  Aczlerimiz ve dirayetlerimiz hep ama hep iç içe  Belki de budur insan olmanın ve insan olamamanın anlamı 
Elif Şafak
|