Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
demiş, kızanım

Kızanım Demiş

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kızanım Demiş



Kızanım Demiş Yazısı - Kızanım Demiş İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları

Sedef Arkadaşım Ozan’ın annesi Zaman zaman pazartesileri onun mektuplarını paylaşıyorum sizinle Geçtiğimiz hafta canım Ozan için bir mücadeleye girdi Ki mücadele dediğimiz şey hiç de eksik olmaz ya hayatımızda Ozan’ın otistik olduğunu iki buçuk yaşındayken öğreniyor Sedef


Ozan’ın denize girdiği o ilk günün fotoğrafını öyle çok sevmiştim ki Annesi Sedef’in gözleri o fotoğraftaki bulutlar gibi bulutlu, o dalgalı deniz kadar dalgalıydı


Bakın bu gökyüzü, bu deniz Sedef’in gözleri O gözlerin bebeğinde Ozan’ın görüyorsunuz


Diyor ki sedef:


***


Denizin ortasında bir ıssız ada


Sevgili İclal,


Geçen mektubumda bahsetmiştim ya, çekmecemde yarım mektuplar var diye Geçen hafta onları tamamlamaya fırsat bile olmadan, yeni bir taneyi başlayıp bitirmem gerekti


O hafta Güzin Abla’ya yazılmış bir mektup okudum Benim de geçtiğim yollardan geçen bir anne, mektubunda koskoca bir toplumun çocuğunun durumuna olan ilgisizliğini anlatıyordu Bu bana çok dokundu İclal


Çünkü benzer deneyimleri ben de yaşadım Tüm sıkıntılar üst üste gelir, bu durum seni önce fena halde yıldırır Birden bir kuyunun dibine düşersin Bir süre biri gelip seni kurtaracak sanırsın Issızlık giderek artar Bir umut ışığı ararsın


Kuyu derindir, nasıl olup da buraya düştüm ve hâlâ sağlamım diye şaşırırsın Sonra ‘neden ben, neden benim çocuğum?’ dersin İsyan edersin Bu cümle aylarca zihninde yankılanır durur Seni yaratan, sana neyi nasıl vereceğini senden çok iyi bildiğinden kendinde hiç bilmediğin yönlerin yavaş yavaş ortaya çıkar Tek ilacın inanmak, sabır ve metanettir


Bir ara yukarıda çok zayıf bile olsa bir ışık görürsün Elinde ipin yoktur, ortalık ıssızdır Etraftan gelen geçen çoktur ama ne kadar bağırsan sesin bir türlü duyulmaz Sonra birden bir ip düşer gökyüzünden ağır ağır Tırmanacak gücün kaldıysa yavaş da olsa yeniden güneşi görmek için harekete geçersin


Tam düze mi çıktım derken bu sefer karşına duvarlar çıkarırlar Zihinleri boş lafla dolu, kalpleri kilitli insanlar bulursun karşında Önce kızar, sonra zamanla onlar için üzülürsün Gökyüzünden yağan nurun birazı neden onlara da düşmemiş der bakar kalırsın Demiştim ya bazı şeyleri hiç bilemeyeceğiz galiba


Işık ne güzel kelimedir İclal Tüm ışığın kaynağı tek Herkese düşen bir parça var, kendini ne kadar parlatırsan o nuru etrafına da yansıtma şansın var Sen karardıkça o nur da senden yansımaz olur


Adının manası nur iken nasıl olur da bir çocukla paylaşmak istemez insanlar Senin aklın alıyor mu ? Ya da nasıl olur bir çocuğun pırıl pırıl kalbini böyle kolay kırabilirler


Ozan’ı sınıfa sokup hevesini kışkırtıp sonra da ‘sen bu okula layık değilsin’ der gibi dışarı attılar İclal O okula 3 kez gitti o çocuk Sessizce, olgunca, kendi zorluklarını bile kendisi aşıp ilk kez gittiği yerde gıkı bile çıkmadan etrafını izledi Ve bu yürekleri taşlaşmış insanlar, sırf para için, sırf müşterileri şikâyet ederse diye Ozan’ı o okula almadılar Kalbini kırdılar Dava budur


Ben çocukken yazları bir sahile giderdik Senin de yayınladığın bir yazımda Ozan’ın denize girmesini 5 yıl bekledim demiştim ya İşte o senin zihninde kalan fotoğraf o sahilde çekildi Ben de denize ilk kez bu sahilde girmiştim


Bir okulla bir öğretmenle ne ilgisi var diyeceksin belki


Bana sorarsan bir insan, kendi derin denizinin içinde, kendi ıssız adasında hapis oluyor bazen Kendiyle buluşmak istiyor Ama kendi denizinden kendi adasına gidilecek yolu bulamıyor Bir pusula gerekiyor İşte öğretmen


O zaman biri ona bir yelkenli yapsın istiyor Bir de parmağıyla yönü göstersin Öğretmen de bu işe yarıyor İclal


Düşündüm de bunlar daha adaların, denizlerin, bulutların varlığından habersizler Kendilerini bir kalabalığın içinde biraz büyük bir taşın üstünde duruyor diye yüksek sananlar Aslen şakülü epey kaymış bir durumdalar


Zaten kızanıma değil pusula iki odundan çatılmış sal bile olamazlar


***


İki Yüzlü Estetik


Kitabın adı ilk olarak şaşırtıyor sizi Bir estetik ve güzellik uzmanından beklenmeyecek bir kitap ismi diye düşündürüyor Çok sevgili dostum Ziya Şaylan’ın geçtiğimiz günlerde çıkardığı yeni kitabının ismi ‘İki Yüzlü Estetik’ten bahsediyorum


Ziya Şaylan ve eşi Lale Hanım çok kıymet verdiğim dostlarımdır Sohbetlerimiz her anlamda keyifle geçer ve mutlaka o masadan bir şeyler öğrenmenin mutluluğu ile kalkarım Op Dr Ziya Şaylan dünyaca tanınan bir cerrah olup şimdiye kadar sayısız tedavi ve ameliyat yöntemleri geliştirmiştir Kaza cerrahıdır kendisi Yanlış okumadınız, bu konuda ve daha birçok konuda ihtisas görüp araştırmalar yapmış bir uzmandır Sadece Türkiye’de değil dünyanın çeşitli ülkelerinde de Ve bu ülkelerdeki doktorlara bu yöntemleri öğretmiş ve hâlâ öğretmektedir


O da benim gibi uzun yıllar yaşadığı Almanya’dan döndükten sonra çalışmalarına Türkiye’de devam etmekte Geçtiğimiz günlerde çıkardığı yeni kitabında hem güzellik anlayışını hem de bu amaçla yapılan uygulamaları mercek altına alıyor Olması gereken doğru cerrahi müdahalenin nasıl olması gerektiğinin altı çiziyor


Eğer bir estetik müdahale yaptırma niyetiniz var ise yaptırmadan önce mutlaka okumanızı tavsiye ederim Yaptırmayı düşünmüyorsanız da okuyun Bilmek faydalıdır


İclal Aydın

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.