![]() |
Koş Hadi Koş |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Koş Hadi KoşKoş Hadi Koş Yazısı - Koş Hadi Koş İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları Oyunun başlamasına bir saat vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oyunu eski New York’lu arkadaşım Meltem önermiş, “inan oyundan sonra bana çok teşekkür edeceksin” demişti ![]() Oyunun başlamasını heykelin dibinde bağdaş kurmuş beklerken ayak bileğimde bir lastik varmış gibi bir sene “aşağı” bir sene “yukarı” ve “şimdi aşağı” ve “şimdi yukarı” zıplamalarımın “iyi bir şey mi kötü bir şey mi olduğunu” düşündüm ![]() ![]() ![]() ![]() Sıra dışı bir hayatın deneyimini yaşayarak anlatıcı olmanın sorumluluğu bazen ağır mı geliyor acaba? Sonra durdum ![]() ![]() ![]() Derken oyun saati geldi ve oyun başladı ![]() ![]() ![]() İşte bu ![]() ![]() ![]() Hayatımdaki hiçbir şey tesadüf değil ki ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aldım sanıyordum ![]() ![]() ![]() Eve geldim ![]() ![]() ![]() Sedef’ten mektup gelmiş ![]() ![]() Sedef Erken ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bakın ne diyor ![]() ![]() ![]() *** “Sevgili İclal Sana yazacağım mektup için bir türlü bitmeyen cümlelere başladım durdum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Baktım olmuyor, daha önce yazdığım bir yazıyı göndermek istedim sana ![]() ![]() ![]() Bu yazı 2 yıl önce Ozan’la çıktığımız baş başa bir çadır tatilinden sonra yazıldı ![]() ![]() ![]() ![]() İşte o yazı ![]() Ozan 1 yaşındayken onu da alıp bir çadır tatiline gelmiştim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Geçen sefer Ozi emeklediğinden ördek ve tavuk pisliklerinden gözleri iltihaplanmış, bir gece de 39 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kez macera daha heyecanlı başlıyor ve Ozi gelir gelmez tahta köprüden dereye uçuyor ![]() ![]() ![]() ![]() Bense çoğu zaman onu izlemekte, günün sonunda yorgunluktan uzandığımda çadırın toprak zeminine değerken çatırdayan sırtımla konuşup düşünmekteyim ![]() Cümlelerim: - İnsan çadırda uyuyunca, barınmak için ne kadar az alana ihtiyaç olduğunu, etrafını çevirip ‘bizim’ diye sahiplendiğimiz alanlara ne kadar gereksizce bağlandığımız anlıyor ![]() - İnsan çadırda uyuyunca, giyinmek için ne kadar az kumaşa ihtiyacımız olduğunu anlıyor ![]() ![]() - İnsan çadırda uyuyunca, bazen durmanın gitmekten daha çok ‘yol’ olacağını anlıyor ve koşmanın yoruculuğuyla baş etmeye çalışmanın faydasızlığını ![]() - İnsan çadırda uyuyunca, yapması en zor sandığımız şeylerin örneğin ‘çekip gitmenin’ ya da ‘kalmanın’ en kolay olduğunu ve bir kaplumbağanın bunu her an yapıyor olmasının keyfini anlıyor ![]() - İnsan çadırda uyuyunca, çalışmanın her zaman bir şeylerle meşgul olmak değil bazen daha zor bir şey yapmak yani ‘hiçbir şeyle meşgul olmamak’ olabildiğini anlıyor ![]() - İnsan çadırda uyuyunca, dere kenarından gelen bir kurbağa sesinin bazen en güzel aşk şarkısına bedel olduğunu anlıyor ![]() - İnsan çadırda uyuyunca, minik bir oğlan çocuğuna büyük bir aşkla bağlanmanın çok güzel ama tüm yüzlerinle yüzleşmek zorunda kaldığın zorlu tuzaklarla dolu bir yürüyüş olduğunu anlıyor ![]() ![]() ![]() - İnsan çadırda uyuyunca, yüce bir ağaç altında yatıp cırcır böceklerini dinleyerek yıldızları izlediğinde tümünün seninle sessizce konuştuğunu ve kendi iç sesini daha iyi duyduğunu anlıyor ![]() ![]() ![]() - İnsan çadırda uyuyunca, her şeye rağmen her gün yeni bir sabaha uyanabilmenin yeterince büyük bir mutluluk olduğunu anlıyor ![]() - Ve insan çadırda uyuyunca, bazen insanın hayatla güreşirken sırtının yere gelmesinin, aslında yenilgi değil, gökyüzünü ve yıldızları izlemek için iyi bir fırsat olduğunu anlıyor ![]() Sence de öyle değil mi İclal ?” İclal Aydın |
![]() |
![]() |
|